Türkiye sayesinde Rusya ve Ukrayna arasında imzalanan tahıl koridoru anlaşmasıyla küresel boyuta ulaşan gıda krizinin çözümü için hayati bir adım atılmıştı. BM Genel Kurulu'nda konuşan Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Ukrayna'daki tahılın yeniden ihracının sağlanmasına arabuluculuk eden Türkiye'nin takdiri hak ettiğini ifade etti. Türkiye'nin tarihi başarısı sayesinde Ukrayna tahılının Karadeniz üzerinden ihracı Batı'nın lokomotifi Almanya'yı derinden etkiledi.

PUTİN'İ SUÇLADI

Ukrayna'ya açtığı savaş nedeniyle Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'i eleştiren Scholz, "(Vladimir) Putin bu savaşı tek bir amaçla yürütüyor; Ukrayna'yı ele geçirmek. Kendi kaderini tayin hakkı ve siyasi bağımsızlık onun için önemli değil. Bunun için tek bir kelime var; bu, düpedüz emperyalizmdir. Emperyalizmin geri dönüşü sadece Avrupa için bir felaket değildir. Bu, aynı zamanda emperyalizm ve yeni sömürgeciliğin antitezi olan küresel barış düzenimiz için de bir felakettir. İşte bu nedenle 141 devletin bu salonda Rus fetih savaşını kesin bir dille kınaması çok önemlidir" diye konuştu.

DOĞU ÜLKELERİNE TEPKİ

Kuzey Kore, Suriye, İran ya da Belarus gibi ülkelerde yüz binlerce insanın esir kamplarında ya da hapishanelerde acı çektiğini, keyfi muamele ve işkence gördüğünü belirten Scholz, "Bu yerlere de bakmalı ve harekete geçmeliyiz. Taliban Afganistan'daki kadınları ve kız çocuklarını en temel haklarından mahrum bıraktığında bunu görmeli ve harekete geçmeliyiz. Rusya Mariupol, Buça ya da Irpin'de savaş suçu işlediğinde bunu görmeli ve harekete geçmeliyiz. Katillerden hesap soracağız. Uluslararası Ceza Mahkemesine ve İnsan Hakları Konseyi tarafından kurulan bağımsız soruşturma komisyonuna tam destek vereceğiz." ifadelerini kullandı.

SİNCAN'DAKİ UYGURLARIN DURUMU

Eski İnsan Hakları Yüksek Komiserinin Sincan'daki Uygurların durumuyla ilgili bir rapor sunduğunu anımsatan Scholz, "Çin, yüksek komiserin tavsiyelerini uygulamalıdır. Bu, egemenliğin ve gücün bir işareti ve daha iyiye doğru bir değişimin garantisi olacaktır." değerlendirmesini yaptı.

BM'NİN DÖNÜŞMESİNİ İSTİYOR

Kuralların ve kurumların 21. yüzyılın gerçeklerine uyarlanması gerektiğinin altını çizen Scholz, "Bunlar çoğu zaman 30, 50 veya 70 yıl öncesinin dünyasını yansıtırlar. Bu durum Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi için de geçerlidir." dedi.