Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Dışişleri Bakanlığı ve ilgili kurumlarının 2023 yılı bütçesinin sunumunu yaptı.

Gelecek yılın hem Cumhuriyet'in 100. yılı hem de hariciye teşkilatının 500. yılı olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, "Cumhuriyet'imizin ikinci yüzyılını, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 'Yurtta Barış, Dünyada Barış' ilkesi temelinde, dünyada bir 'Türkiye Yüzyılı' yapma hedefimiz var." diye konuştu.

Bu amaç doğrultusunda dış politikayı aktif, milli ve bağımsız bir diplomasiyle güçlendirdiklerini dile getiren Çavuşoğlu, küresel sistemin çoklu kriz dönemi yaşadığına işaret etti. Art arda yaşanan küresel şokların birbirini beslediğini belirten Çavuşoğlu, şunları söyledi:

"Rusya-Ukrayna Savaşı küresel sistemin temellerini sarstı. Avrupa güvenlik sistemini oluşturan temel norm ve kurumlar soğuk savaştan beri ilk kez stratejik bir sınamayla karşı karşıya. Tarihi olarak tarafsızlık politikası izleyen Finlandiya ve İsveç, NATO üyeliğine başvurdu. ABD-Çin gerilimi ilk kez bu kadar arttı. Bu gerilim tedarik zincirlerinden teknoloji yoğun ürünlere kadar farklı cephelerde hissediliyor. Enerji ve gıda krizi, uzun aradan sonra küresel bir sınama olarak boy gösteriyor. Büyük güç mücadelesi, yeniden uluslararası sistemin temel dinamiği haline geldi. Küresel düzeyde birçok ülkede istikrarsızlıklar, Balkanlarda 1990’lara dönüşü hatırlatan gelişmeler yaşandı; Afrika’da çatışma riskleri ve yayılımı arttı."

Çavuşoğlu, soğuk savaş döneminde olduğu gibi bölgesel aktörlerin küresel güçlerin arkasında bloklaşmadığına dikkati çekerek "Türkiye, Brezilya, Hindistan, Endonezya gibi bölgeselden küresele etkilerini genişleten aktörler güçleniyor." dedi.

İklim değişikliği, düzensiz göç, yabancı düşmanlığı, İslam karşıtlığı, terörizm gibi tüm insanlığı tehdit eden sorunların arttığını vurgulayan Çavuşoğlu, Kovid-19'un sosyoekonomik etkilerinin sürdüğünü, dünya nüfusunun yüzde 71'inin sosyal ve ekonomik eşitsizliklerin pençesinde yaşamını sürdürdüğünü kaydetti.

MONTRÖ SÖZLEŞMESİ AÇIKLAMASI

"Jeopolitik" kavramının yeniden gündeme geldiğini anlatan Çavuşoğlu, "Bu durumla tarihte daha önce de karşılaştık. Yalnız bu kez önemli bir fark var. Ekonominin küreselleştiği, çığır açan teknolojilerin hız kazandığı bir dönemde bunu yaşıyoruz. Ekonomik bakımdan ayrışmış güçler arasında değil, ekonomileri iç içe geçmiş güçler arasında bir kırılma ve kopuş var. ABD ile Çin arasında yaşanan çekişme buna en iyi örnek." diye konuştu.

Çavuşoğlu, reel politiğin uluslararası ilişkilere tekrar hakim olduğu dönemde parçalanma ve gerilimlerin iyi yönetilmesi gerektiğini ifade ederek refah ve istikrarı korurken krizlerin ortaya çıkardığı fırsatlardan istifade etmek gerektiğini kaydetti.

Türkiye'nin istikrarsız bir coğrafyada potansiyeliyle yabancı yatırımcılar için güvenli bir liman haline geldiğinin altını çizen Çavuşoğlu, "İçinde bulunduğumuz zor coğrafya bize, ülke ve millet olarak zor şartlarda yolumuza devam etmeyi ve şoklar karşısında dayanıklı ve soğukkanlı olmayı öğretti. 20 yıllık iktidarımız sırasında milli güç unsurlarında sağlanan konsolidasyon bizi daha güçlü kıldı. Bu sayede krizlerin çözülmesinde küresel çapta saygın bir aktör haline geldik." değerlendirmesinde bulundu.

Mevlüt Çavuşoğlu, Türk diplomasisinin hedefleri olarak "krizlere hazır olmak", "krizleri yönetmek", "çatışmaların çözümüne katkıda bulunmak", "Türkiye'nin çevresinde barış ve refah kuşağı oluşturmak" ve "fırsatlardan yararlanmayı" sıraladı. Türkiye'nin tansiyonu düşüren, krizleri yatıştıran ve sorunun değil çözümün parçası olan bir ülke olduğunu ifade eden Çavuşoğlu, "Ukrayna’daki savaş karşısında izlediğimiz politika bunun somut bir örneği. Bu süreçte Türkiye, yine sağduyulu ve akil diplomasisiyle öne çıktı. Sayın Cumhurbaşkanımızın 'savaşın kazananı, barışın ise kaybedeni olmayacağı' anlayışıyla hareket ettik." dedi.

Kırım'ın ilhakı ve Ukrayna'nın doğusunda yapılan son referandumları Türkiye'nin tanımadığını söyleyen Çavuşoğlu, "Montrö Sözleşmesi'ni titizlikle uyguladık. Savaşın Karadeniz'de tırmanmasının önüne geçtik. Özellikle Montrö Sözleşmesi'nin ötesine geçerek ülkelerin gerginliği azaltması için gerekli adımları atmasını sağladık." ifadelerini kullandı.

4 GÜN İÇİNDE TEKRAR UYGULANMASINI SAĞLADIK

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Rusya-Ukrayna Savaşı'nın başlamasıyla iki ülke liderleriyle görüşebilen tek NATO lideri olduğunun altını çizen Çavuşoğlu, iki ülke dışişleri bakanlarının savaşın başında Antalya'da bir araya geldiğini hatırlattı.

Yine İstanbul'da Rus ve Ukraynalı yetkililerin bir araya geldiğini söyleyen Çavuşoğlu, Rus Nükleer Enerji Kurumu Rosatom ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı yetkililerinin de Zaporijya Nükleer Santrali'ne dair endişelerini ele almak üzere İstanbul'da buluştuğunu anlattı.

Erdoğan'ın girişimleriyle esir değişimleri yapıldığını dile getiren Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

"BM ile birlikte İstanbul Tahıl Anlaşması'nın imzalanmasını sağladık. Küresel gıda güvenliğine en büyük katkıyı yapan ülke olduk. Anlaşma sayesinde Dünya Gıda Fiyatları Endeksi yüzde 9 düştü. Bu, 13 yıldır yaşanan en büyük düşüş oldu. Geçen ay ziyaret ettiğim Afrika ülkelerinde İstanbul Tahıl Anlaşması'nın tüm dünya için ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gördük. Rusya'nın anlaşmayı askıya aldığını açıklamasının ardından, Sayın Cumhurbaşkanı'mızın liderliğinde yürüttüğümüz yoğun diplomasi sayesinde 4 gün içinde anlaşmanın tekrar uygulanmasını sağladık. Şimdi de BM'yle birlikte anlaşmanın uzatılması için yoğun diplomasi yürütüyoruz."

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, bu kapsamda Erdoğan ve kendisinin BM, Rusya ve Ukrayna'dan muhataplarıyla görüştüklerini aktararak Türkiye'nin inisiyatif almadığı bir senaryoda kaosun kontrolsüz şekilde büyüyeceğini belirtti.

'TÜRKİYE'NİN KÜRESEL BARIŞA EN FAZLA KATKI VEREN ÜLKE OLDUĞUNU SÖYLÜYORUZ'

"Şu anda da savaşın sona erdirilmesi için en çok çaba harcayan ülke Türkiye." diyen Çavuşoğlu, Türkiye'nin Afganistan'da yaşanan gelişmeler karşısında takındığı tutumla önce eleştiri konusu olsa da zamanla tüm ülkelerin Türkiye'yle aynı noktaya geldiğini ifade etti.

Türkiye'nin Ukrayna krizinde de Rusya'yla görüşmekle suçlandığını anımsatan Çavuşoğlu, gelinen noktada diyalog için adım atılması çağrılarının yükseldiğini kaydetti. "Tüm muhataplarım, Türkiye'nin küresel barışa en fazla katkı veren ülke olduğunu söylüyor, savaşı bitirmek için çabalarımızı sürdürmemizi istiyor." dedi.

Son dönümde Türkiye'nin arabuluculuk faaliyetlerinin arttığına ve sonuç vermeye başladığına dikkati çeken Çavuşoğlu, "Bu başarı, Türkiye'nin izlediği topyekun diplomasinin başarısıdır. Gerçekten, etrafımızdaki ateş çemberi karşısında istikrar ve refahımızı korumak, ortak bir çaba ve motivasyon gerektiriyor. Çok boyutlu ve çok paydaşlı bir dış politika izlemek bugün artık bir zorunluluk." değerlendirmesini yaptı.

Çavuşoğlu, Türkiye'nin küresel iddiası olan bir aktör haline geldiğini de ifade ederek "Diplomasimizin hayatın her alanına dokunan kritik rolü burada devreye giriyor. Dış politika sadece dış politika değildir; diplomasimizin başarılı olması, ihracatımızın artması, ülkemize yatırımcı çekilmesi, turizmdeki tarihi başarılarımızın devam etmesi, savunma sanayiindeki marka değerimizin daha da artması, Gaziantep'ten Kocaeli'ye, Diyarbakır'dan Eskişehir'e girişimcilerimizin kazancının artması, vatandaşımızın başı dik şekilde yürümesi demektir." ifadelerini kullandı.

Bu nedenle ticaret, sağlık ve spor diplomasisi kavramlarına vurgu yapıldığını anlatan Çavuşoğlu, Anadolu'nun farklı illerine yaptığı ziyaretlerde Türk dış politikasının vatandaşlara somut katkı sağlayan yönlerini görmekten gurur duyduğunu söyledi.

Mevlüt Çavuşoğlu, milletvekillerinin, kurumların, STK'lerin, sanatçıların, bilim insanlarının, sporcuların ve iş insanlarının Türk diplomasinin paydaşları olduğunu belirterek topyekun diplomasiyi küresel çapta yürütmeye devam edeceklerinin altını çizdi.