Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın göreve gelmesinin ardından nafaka konusu da öncelikli gündem maddeleri arasına alındı. Bozdağ’ın, taslak düzenlemeyi incelemesinin ardından AK Parti kurmaylarıyla bir toplantı yapması bekleniyor. Bozdağ’ın çalışmaların sonunda taslağı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a sunması planlanıyor. Taslağın ana hatları şöyle:

Düzenleme ile “nafaka ödeme süresine üst sınır konulması” ve “evlilik süresine göre nafaka ödenmesi” sağlanacak. 2 yılın altındaki evliliklerde 5 yıl, 5 ila 10 yıl arasındaki evliliklerde 12 yıl, 15 yılın üzerindeki evliliklerde evlilik süresi dikkate alınarak nafaka verilmesi planlanıyor. Süre sınırında takdirin tarafların durumuna göre hâkimde olacağı belirtiliyor. Hâkim, nafakayla ilgili karar verirken, ‘eşlerin iş ve gelir durumunu’ dikkate alacak. AK Partili kurmaylar, “Mevcut kanunda ‘Hakimler süresiz nafaka kararı verir’ diye bir ifade yok. Nafaka hâkim takdirinde fakat, Yargıtay’ın yerleşik içtihatları ile zamanla süresiz nafakanın uygulanması söz konusu oluyor. Bu nedenle mevcut kanunda yasal sınır koymanın gerekliliği ortaya çıktı” değerlendirmesi yaptı.

ARA SÜRE FORMÜLÜ

Yeni düzenlemenin geçmişe yönelik de uygulanması öngörülüyor. Uygulamada “ara süre formülü” üzerinde duruluyor. Buna göre boşanma ile birlikte kadınların gelir durumu, iş imkânı olmaması ve yeniden evlenmemesi durumunda bağlanan nafaka süresinin bitmesinin ardından 2 ya da 3 yıl gibi bir geçiş süreci planlanıyor. Ara sürenin dolmasının ardından ise Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın devreye girmesi, kadının nafaka alma ihtiyacının devam etmesi durumunda belirli bir maaş ödenmesi hususu değerlendiriliyor. AK Partili hukukçu kurmaylar, “Kadınlar çalışmadığı için nafakaya ihtiyaç duyuyor. Özellikle 20 yıl sürmüş bir evliliğin ardından kadınların çalışma hayatına tekrar başlaması ya da yeniden evlenmesi hayatın olağan akışı içerisinde zor olabiliyor. Bunun için eğer nafaka ihtiyacı verilen sürenin sonunda devam ediyorsa, Anayasa’nın 41. maddesi gereğince ailenin korunması ve güçlendirilmesi devletin sorumluluğunda olduğu için muhtaç haldeki eşe devlet bir gelir bağlayabilecektir” diyor.

ÇEKİŞMELİ BOŞANMADA YENİ DÜZEN

Çekişmeli boşanma davalarında tarafların kusur durumuna göre belirlenen davanın kabulü ya da reddi durumu da yeniden değerlendiriliyor. Boşanmada tarafların fikren, ruhen ve sadakat hükümlülüğü kapsamında aile birlikteliğini sürdürüp sürdüremedikleri konusunda hâkim kararı aranacak. Evlilik birliği fikren, ruhen ve sadakat hükümlülüğü kapsamında bitmişse, boşanmaya karar verilecek ve tarafların kusur durumu aranmayacak. Tarafların kusuru nafaka, tazminat ve velayet konusunda değerlendirilecek. Bu gibi konulardaki karar boşamanın ardından değerlendirilecek.

EĞİTİM GÖREN ÇOCUĞA SÜRE

Nafakada süre sınırının çocuklar için de geçerli olacağı ifade ediliyor. Mevcut kanunda 18 yaşını doldurmuş ya da evlenmiş çocukların nafakaları kesiliyor. Ancak 18 yaşını tamamlamış çocukların eğitim hayatları boyunca nafaka devam edebiliyor. Çocuğun eğitimi sırasında işe girmesi ya da farklı bir gelir elde etmesi halinde hâkim takdiriyle nafaka kesilebilecek. Nafaka çocuğun özel durumuna göre belirlenebilecek.

NAFAKALARIN YÜZDE 66'SI ÖDENMİYOR

İlgili bakanlar ve AK Partili kurmayların katılımıyla düzenlenen son nafaka toplantısında boşanma davaları ve nafaka ödemeleriyle ilgili son istatistik çalışması gündeme geldi. Buna göre Türkiye’deki nafakaların yüzde 66’sı ödenmiyor. Boşanma davalarının yüzde 49’u anlaşmalı, yüzde 48.5’i çekişmeli. Evlilik sürelerine göre boşanma oranları ilk bir yılda yüzde 2.6, 1-5 yıl arasında yüzde 33.4, 6 ila 10 yıl arasında yüzde 20.6 ve 11-15 yıl arasında yüzde 15,8.

Ankara Barosu Başkanı Kemal Koranel, düzenlemenin geriye doğru yürümesiyle ilgili olarak, “Yasa değişimi halinde nafakalara ilişkin önceki mahkeme kararları kendiliğinden ortadan kalkmayacaktır. Her dosya kendine özeldir ve ayrı bir inceleme gerektirir. Önemli olan hâkimin takdir yetkisinin sınırlandırılmamasıdır” dedi.

SINIR KOYMAK YASAYA AYKIRIDIR

Koranel, süre sınırına ilişkin soruya da şu yanıtı verdi: “Süreyle sınır koymak yasanın amacına ve tarihi milattan önceye dayanan bu kadim hakka açıkça aykırıdır. Burada esas olan boşanma ile yoksulluğa düşen eşin desteklenmesidir. Dolayısıyla ihtiyaç devam ediyorsa nafakanın da devamı esastır. Devletin buradaki yükümlülüğü bariz şekilde var olan kadın yoksulluğuna çözüm getirmek olmalıdır.

EVLADA NAFAKADAN YAKINANLAR

Tamamen özel hukuk konusu olan eşlerin dayanışma ve destek yükümlülüğüne müdahale ile hâkimin somut olaya ilişkin takdir yetkisini kısıtlayacak süreler öngörülmesi açıkça ihtiyaca ve yasalara aykırıdır. Üzülerek görüyoruz ki nafaka mağduriyetinden yakınanlar çoğunlukla kendi öz evlatlarına ödemekle yükümlü oldukları nafakadan da şikâyet etmektedirler.”