Hepimizin evinde, işyerinde kullandığı, musluk, batarya ve armatürler Türkiye için önemli bir ihracat kapısı haline geldi. Türkiye dünyaya yılın ilk 11 ayında 3.6 milyar dolarlık armatür ve ekipmanları ihraç etti.

ECA, Artema gibi birçok oyuncunun bulunduğu sektörün çatı örgütü ARMATÜR Derneği'nin Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Turhan yıl sonu hedeflerinin ise 4 milyar dolar olduğunu söylüyor. Turhan özellikle Suudi Arabistan ve Mısır pazarında sipariş patlaması yaşandığını belirterek "2023 hedefimiz 5 milyar dolar" diyor.

Akşam Gazetesi Ekonomi Müdürü Yaşar Kızılbağ, Turhan'la armatür sektörünü konuştu.

Önce sektörünüzden başlayalım. İhracatınız ne kadar?

Türkiye'deki iç pazar büyüklüğü 2.5 milyar doları aştı. İhracat 2021 yılında 3.5 milyar $, ithalat ise 4 milyar $ civarında. İthalatı da dahil ettiğimizde pazarın büyüklüğü 10 milyar dolar. Kasım sonunda ihracatımızı yüzde 9 civarında artırarak 3 milyar 656 milyon dolara çıkardık. Yıl sonu 4 milyar dolar öngörüyoruz.

2023'te ihracat hedefi ne?

2023'ten beklentimiz çok yüksek. Devletin desteği sürürse sektörümüz döviz bazında yüzde 20 büyür. İhracat 5 milyar dolara çıkar. Ancak Türkiye'de KDV sisteminin kökten değişime ihtiyacı var. Dolaylı vergilerden dolayı kayıtdışılık inanılmaz yükseliyor.

ARSA BULMAK ZORLAŞTI

Sanayiciler bugünlerde ağırlıklı olarak arsa sorunundan bahsediyor? Siz neler düşünüyorsunuz? Başka sorunlar da var mı?

Biz sanayiciler olarak ihracatımızı ve üretim kapasitelerimizi artırmak ve işletmelerimize daha çok yatırım yapmak istiyoruz. Türkiye'de yatırım ortamını bozan en önemli unsurlardan biri fabrika inşaat maliyetleri ve özellikle de arsa-arazi rantıdır. Sanayici bu kalemlere para yetiştirebilirse ancak makine teçhizat alıp tesisini büyütebiliyor. Sermaye büyük oranda toprağa ve betona gidiyor. Almanya benzeri yeni sistemlere ihtiyaç vardır. Alt yapısı hazır, arazinin devlet tarafından temin edildiği, yerlere ihtiyaç vardır. TOKİ ile işbirliği yapılabilir. Ayrıca finansmana ulaşımda sıkıntı var. İhracat yapmayana da destek verilmeli ki 500 milyar dolarlık ihracat hedefini yakalayalım.

Dış siyasette atılan adımları nasıl değerlendiriyorsunuz. Yansımaları var mı?

Türkiye, son 2 yılda dış siyasette büyük bir değişim içine girdi. Bu değişimle birlikte Ortadoğu ve Kuzey Afrika coğrafyası ile diplomatik ilişkiler yeniden geliştiriliyor, şekilleniyor. Milyarlarca dolarlık ihracatımızı yaptığımız bu bölge, milyarlarca dolarlık yatırımın da sahibi. Körfez sermayesinden, Türk bankacılık sistemine önemli yatırımlar gerçekleşti. Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar gibi enerji zengini ülkelerden önemli yatırım haberleri gelmeye başladı.

MISIR ENEGELİ KALDIRDI

Suudi Arabistan ve Mısır'la ticarette durum nasıl?

Mısır'la kurulan diplomatik ilişkilerin ardından kendi sektörünün lokomotifi sayılan Türk şirketlerden önemli yatırımlar hayata geçmeye başladı. "Politikadaki ebedi dostluk ve düşmanlık yoktur, çıkarlar ve fırsatlar vardır" sözünün ne kadar değerli olduğunu şimdilerde daha iyi anlıyoruz. Arçelik yatırıma gitti. Bizim sektörden de gidenler olacak. Biz de bu ülkede yatırım yapmak için heyecan duyuyoruz. Mısır'ın enerjide ciddi avantajı var. İhracat tarafında ise Mısır devleti tarife dışı engelleri kaldırdı. Suudi Arabistan ve Mısır'a siparişler patladı.

Enerji krizi sonrası Türkiye'ye yeni yatırım var mı?

Enerji yoğun şirketler, maliyeti düşük pazarlara gidiyor. Türkiye ve Mısır gibi ülkeler öne çıkıyor. Türkiye'nin de ciddi bir potansiyeli var. Pandemi süreci dünyada bir duraklama süreci oldu. Bu süreçte Türkiye üretim gücünü ortaya koydu. Ancak yatırım ortamının iyileştirilmesi anlamında Ocak 2017'den bu yana, Türkiye Cumhuriyeti kredi değerlendirme kuruluşlarının üçünden de olumlu bir not alamadı. Bu siyasi kararı tekrar olumluya döndürmek bizlerin önünü açacaktır.

Neden siyasi peki?

Politik sebeplerden ötürü Türkiye'nin notunu 'yatırım yapılabilir' seviyenin altında tutuyorlar. Bunu herkes biliyor. Bunda Türkiye'nin gaz ve enerji politikalarının da etkisi var. Şimdi Türkiye'nin çıkaracağı gazla oyun daha da değişecek, 10 milyar dolar avantajımız olacak. Buna son petrol keşfi de eklenirse cari açığı olmayan ülke haline gelecek. Zaten enerji olmasa cari fazla veririz.

Başta TOKİ olmak üzere konut projelerindeki malzemelerde yerli ve milli şartı gelmeli. Şayet Avrupalı da Türkiye'de üretim yapıyorsa onun da ürünleri kullanılsın. Çin malı kullanılmasına gönlüm el vermiyor.

ASGARİ ÜCRET 450-500 DOLAR BANDINDA OLMALI

Asgari ücret sizce ne olmalı?

Asgari ücret 450-500 dolar seviyelerinde olmalı. 9 bin lira baremine gelmeli diyoruz ancak asıl sorun enflasyon. 9 bin liralık bu rakam yine geri düşecekse bir anlama yok. Öyle bir duruma geldik ki 3-4 ayda bir maaş revizyonu yapar hale geldik. Çalışan tarafı ciddi zarara uğruyor. Asgari ücreti 500 dolara yükseltiyoruz, tekrar 300 dolara iniyor. Çünkü fiyat artışı durmuyor. Hepimiz bunu yaşıyoruz. Fakir kasırga gibi hissediyor, zengin meltem gibi.

EYT ile ilgili sektörünüzde bir çalışma yaptınız mı?

Ortalama 1000 kişi çalışan bir şirkette 100 kişi bu statüye giriyor. Bu da ciddi bir rakam. Emekli olacak insanlar o kadar kıymetli ki asıl risk kalifiye elemanları kaybediyor olmamızdır. En verimli çağında emeklilikle kafasını karıştırıyoruz. Biz zaten sektör olarak kalifiye eleman sıkıntısı çekiyor. Süreç dikkatli yönetilmeli. İflas edecek firmalar dahi olabilir.

EN AZ 3 DÜNYA MARKASI ÇIKARIRIZ

Sizin sektörden dünya markası çıkar mı?

10 yıl içinde 3 dünya markası çıkarma hedefimiz var. Artema, ECA gibi kendini geliştiren birçok firmamız var. Devlet desteği de olursa dünya markası çıkarabiliriz.