Araştırma, aşılamadan sonra ciddi Kovid-19 riski düşük kalırken, bazı insanların diğerlerinden daha savunmasız kaldığını gözler önüne serdi.

Aşıdan sonra ağır Kovid-19 riski düşük olsa da bazı gruplar diğerlerine kıyasla daha hassas konumdadır. Yeni araştırmalar, bağışıklığı baskılanmış ve demans, Parkinson veya böbrek hastalığı gibi kronik rahatsızlıkları olanların aşılamadan sonra hala hastaneye yatış veya Kovid’den ölüm riskinin nüfusun geri kalanına kıyasla daha yüksek olduğunu gösteriyor.

Oxford Üniversitesi’nden araştırmacılar tarafından geliştirilen QCovid aracı, bu grupların tespit edilmesi için kullanılabiliyor.

6,9 MİLYONDAN FAZLA AŞILANMIŞ YETİŞKİNDEN OLUŞAN ANALİZ

Koruma politikasını belirlemeye yardımcı olması için 2020’de geliştirilmeye başlanılan QCovid aracının arkasındaki yeni algoritma, ciddi bağışıklığın gelişmesinin beklendiği ikinci aşı dozundan 14 gün sonra ağır Kovid-19 riski altında olanları tespit ediyor.

Bulgular, çeşitli ülkelerde uygulanan farklı aşı türlerini dikkate almıyor. Genel muayene, ulusal bağışıklama ve Sars-CoV-2 testleri, ölüm kaydı ve hastane vaka verilerinden ulusal bağlantılı veri kümelerini kullanan araştırmacılar, 6,9 milyondan fazla aşılanmış yetişkinden oluşan bir örnek analiz etti.

Bunların 5,2 milyonu iki dozu tamdı. Örnekte, 2.031 Kovid kaynaklı ölümü ve 1.929 Covid sebebiyle hastaneye kabule rastlandı. Bunlar içinden 81 ölüm ve 71 hastaneye kabul ikinci aşı dozundan 14 gün sonraydı. Bu bulguları temel alan araştırmacılar, bir veya iki aşı dozunun ardından insanların hastaneye kabul veya Covid-19’dan ölüm riskini hesaplamak için yaş, cinsiyet, etnik grup ve Kovid enfeksiyonlarının arka plan oranı gibi faktörleri hesaba katan bir kümülatif puan sistemi belirledi.

RİSK DÜZEYİ HAKKINDA BİLGİ VERİYOR

Oxford Üniversitesi’nde klinik epidemiyoloji ve genel uygulama profesörü ve makalenin yazarlarından Julia Hippisley-Cox çalışmalarının amacını şu sözlerle özetledi: “Birleşik Krallık dünyada bir aşı programı uygulayan ilk yerdi ve dünyadaki en iyi klinik araştırma verilerine sahiptir. NHS’in, hedefli müdahale sistemine yardımcı olmak adına aşılamaya rağmen hangi hastaların ciddi semptomlar açısından en yüksek risk altında olduğunu belirlemesine yardımcı olmak için QResearch veri tabanını kullanarak bu yeni aracı geliştirdik. Bu yeni araç ayrıca hem doktorlara hem hastalara risk düzeyi hakkında bilgi vererek ortak karar vermeye yardımcı olabilir.”

King’s College London’da farmasötik tıp alanında misafir profesör olan Penny Ward, olumsuz semptom görme riski daha yüksek olan kişilerin çoğunun “bir takviye dozu verildiğinde antikor tepkilerini artırmasının beklenebileceğini” düşünüyor. Ancak bazı durumlarda, örneğin bağışıklığı baskılanmış bireylerde olduğu gibi, Kovid’in oluşturduğu risk aşılamadan sonra bile belli bir seviyede kalmaya devam edebilir. Bu insanlar, “ enfeksiyonu önlemek için veya hastalığa yakalandılarsa daha şiddetli geçirmeyi önlemek için erken tedavi yöntemi olarak mevcut monoklonal antikor tedavilerinden yararlanabilirler.”

OMİCRON BELİRTİLERİ NELERDİR?

Omicron'un semptomları kişidenkişiye değişiklik gösterebilir ancak en yaygın belirtileri şu şekildedir.

Koronavirüsülün ilk belirtileri arasında yüksek ateş ve öksürük yer alırken Omicron varyantında ise bu belirtiler daha az oranda seyrediyor. Omicron varyantında şimdiye kadar tespit edilen en yaygın belirtiler ise şu şekildedir:

-Burun akıntısı
-Baş ağrısı
-Yorgunluk
-Hapşırma
-Boğaz ağrısı
-Eklem ağrıları

OMİCRON'A KARŞI EN ETKİLİ AŞI

UKHSA tarafından yapılan ilk analize göre, iki doz Pfizer, Omicron'dan kaynaklanan semptomatik bir enfeksiyona karşı yalnızca yüzde 30 ila 40 koruma sağlıyor. Aynı analize göre, bu oran 3. doz Pfizer'dan sonra 75'e kadar çıkıyor.

Bu veriler ışığında ülkemizde de kullanılan Pfizer aşısının İngiliz Astrazeneca'ya oranla daha iyi bir koruma sunduğu görülüyor.