Yazar ve aktivist Turgut Tunç, Afrika’ya son yıllarda gerçekleştirdiği ziyaretleri ve gözlemlerini kaleme aldı. “Aynadaki Ben Heybemde Hikayeler” isimli kitabın geliri ise yine Afrika’ya bağışlanacak. Her 600 kitap satıldığında 1 su kuyusu açılacak ve 300 haneli bir köy suya kavuşmuş olacak. 

İlk kitabı Yazmayı Sevmiyorum ama Anlatacak Çok Hikayem Var isimli çalışmasıyla yayın hayatına giren yazar ve aktivist Turgut Tunç, şimdi de Aynadaki Ben Heybemde Hikayeler ile okurlarının karşısında. İmpala Yayınları’ndan çıkan kitapta; Çad, Malavi, Nijer, Filipinler başta olmak üzere Afrika ülkelerinde yapılan organizasyonlar ile Türkiye’deki insani yardım çalışmalarında dikkat çeken önemli anekdotlar aktarılıyor. 

SIRLAR ARKASINI GÖRMEK

“Aynalar sadece arkasında sırlar saklayan bir camdan öte bazen bir yüzleşme, ardımızdakini görebileceğimiz göz misali. Yüzleşebilecek miyim, kim olduğumu sorabilecek miyim?” sorusuyla kitabına giriş yapan yazar Turgut Tunç; aynayı, sırlar arkasındakileri görmeyi, yüzleşmeyi ve yansıtma kavramıyla sorunları çözmeyi irdeliyor. Aynaya bakmanın bizleri fiziki olarak toparladığı gibi kendimizle yüzleşme fırsatı verdiğini aktarıyor. Hatta müjdeyi de veriyor: Hatalarımızı, doğrularımızı iyi gözlemlediğimizde ve bunları çözmeye başladığımızda en güzel değişim başlar. Zamanla bu olumlu değişim önce en yakınımızdakilere daha sonra etkileşimde bulunduğumuz herkese yayılır. 

BİRAZCIK “TECRÜBE” İYİ GELİR

İnsani yardım gönüllüsü ve aktivist olan yazar çalışmasında; yol hikayeleri, aktivizm, gönüllülük yanında 50 yılı aşkın hayatında yaşadıkları üzerinden çözümlemeler yaparak önerilerde bulunuyor. Kendisi de “Aynadaki Ben Heybemde Hikayeler’de duygularımı objektif olarak kaleme almaya, yazmaya gayret ettim. Ne bir psikoloğum ne de bu konuda bir danışman. Yarım asırlık yaşanmışlığın verdikleriyle buradayım” diyor. Tecrübelerini aktaran Turgut Tunç, özellikle bu alanda emek veren kişilerin yük biriktirmeyi gönüllülük saydıklarını, bunun ağırlığı ile uzun zaman mücadele ettiklerini ancak yüklerinden kurtulmayı başardıklarında asıl kimliklerine kavuştuklarını gösteriyor. 

KREDİSİ BİTMİŞ DOSTLUKLAR…

Acılar, arkasını dönüşler, yalnız kalışlar her insanın imtihan olduğu duygular; yazar Turgut Tunç da eşinin hastalığı sırasında insanların onun dertlerini hiçe sayarak isteklerini ve arzularını aktarmaya devam ettiklerini hatırlatıyor. İnsani yardım faaliyetleri, seyahatler ve anılar arasında dolaşırken okur, her biri birer pırlanta değerindeki tecrübelerden istifade ediyor. İnsan ilişkileri konusunda kısa ve öz değerlendirmelerde bulunan yazar, vurucu cümleyi de söylüyor: Kredisi bitmiş dostlukların limitini yükseltmeye gerek yok.