Turgut Altınok'un açıklamaları şu şekilde:

"Ben sokakların adamıyım. Makamın değil, sokakların adamı. Belediye başkanları sokakta, vatandaşın yanında olmalı. Darda, yolda, sokakta kalan var mı diye geziyoruz. Bir derde derman olur muyuz, bir gönüle girer miyiz? Cumartesi pazar da gezerim. Kurban Bayramı, Ramazan Bayramı'nda sokaktayım. Dünya eve kapandı, pandemide. Altınok sokaktadır. Sokakta maske dağıttık, kolonya dağıttık. Bir taraftan sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Vatandaşımızın ne derdi varsa, nasıl derman olabiliriz dedik. Hemen dezenfektan üretmeye başladık. 90 binden fazla binanın ilaçlamasını yaptık, iş yerleri dahil."

"Ankaralı sokakta otobüs durağında, metroda, minibüste, Ankara'nın her ilçesinde gecenin 1'inde, 2'sinde Altınok'u görecek. Soğukta beklerken, Altınok orada olacak. İnşallah o kuyrukları da bitireceğiz."

BİZ HERKESİ KUCAKLIYORUZ

18 Ocak'ta adaylığımız açıklandı, sabah 7'de çalışmaya başladık. Bizim rutin bir siyasetçi yapımız yoktur. Belediye başkanları, bütün şehrin belediye başkanıdır. Herkesi kucaklamalı. Söz bana aittir, makamlar ve mevkiler adalet ve hizmet makamıdır. Biz herkesi kucaklıyoruz. Sokaktaki ilgiyi, insanlarımızın gözlerindeki ışıltıyı görüyoruz. 'Ankara çok şey kazanacak' diyorlar. Cumhuriyet Halk Partili olup, 'Sana oy vereceğim' diyen vatandaşlar var. 'Oy verdik ama Ankara hizmet alamadı' diyorlar. Ankara büyük bir kasabaya döndü. 

MANSUR YAVAŞ, SÖYLEDİĞİNİN TAM TERSİ İŞLER YAPIYOR

"Beypazarı'na gittik. Rakibimiz şov diyor. Beypazarı'nın 73 köyünün asfaltı yok. Millet İttifakı'na fazla oy çıkan köylerin asfaltını yapıyor, sonra ben particilik yapmadım diyor. 

Dün sordum Kazan'da, 30 bin, 25 bin, 15 bin... Asfalt yok, asfalt katılım payı. Kanal yok, kanal katılım payı. Vatandaş '12 bin TL su parası geldi, ineğimi sattım su parası ödedim' diyor. Büyükşehir Belediye Başkanı, söylediğinin tam tersi işler yapıyor. 

'Allah'ın verdiği sudan para mı kazanılır?' diyordu. Suya zam yapıp şirketlere vermeyeceğim diyordu, bir tane şirket kapatmadı. Ankara'da su fiyatları el yakıyor. Köydeki vatandaşımız su kullanamaz hale geldi. Köyde su fiyatını düşüreceğiz. Biz sayaçları sökmeyeceğiz ama kuruş su faturası ödeyecekler.

Ankara'da su kalitesiz, içilmez. Kendisi Kızılırmak zehirli, içilmez demiş. Sonra geçen gün içilebilir dedi. Samimice soruyorum, çeşmeden kendisi içiyor mu? Ankara'daki arıtma tesisimiz yeterli değil. Hızlı bir şekilde kapasitesini genişletmeliyiz."

 

 KAYNAK: HABER7