Cumhurbaşkanı Erdoğan;

"Bir dönem, ülkemizin kültür sanat dünyasını esir alan kısır ve bağnaz bakış açısı, binlerce yıllık medeniyet mirasımıza da sırtını döndü. Öyle ki bizi tarihimize, köklerimize bağlayan birçok kültür sanat eseri bu dönemde, ya müzelerin mahzenlerinde ya da kütüphanelerin tozlu raflarında bakımsızlığa, unutulmaya terk edildi."

dedi.

Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde yapılan Kültür ve Turizm Bakanlığı "2019-2020 Özel Ödülleri" Töreni'ndeki konuşmasına, kendisini dinleyenleri selamlayarak başladı.

Büyüyen gelişen, Türkiye'ye yakışır bir kültür ikliminin tesis etmek için emek sarf eden ilim, kültür ve sanat erbabının her birine şükranlarını dileyen Erdoğan, geçen yıl yaşanan olağanüstü şartlar sebebiyle Kültür ve Turizm Bakanlığı Özel Ödülleri Töreni'nin yapılamadığını anımsattı.

Bugün hem 2019 yılı hem de 2020'nin ödüllerini vereceklerini söyleyen Erdoğan, bu yıllarda başarılarıyla temayüz eden bütün kurumları ve sanatçıları tebrik etti.

Erdoğan, bu bağlamda ödüle layık görülen Odunpazarı Modern Müzesi'ni, Antakya Medeniyetler Korusu'nu, Hisart Canlı Tarih ve Diorama Müzesi'ni, Mimsanat Akademisi'ni, İstanbul Grafik Sanatlar Müzesi'ni kuran, yaşatan, zenginleştiren sanat ve sanatçıları kutladı.

Kültür ve Turizm Bakanlığı ve jüriye, kültür ve sanat kurumlarına verilmiş olan samimi bir destek olarak gördüğü bu tercihleri özellikle yaşattıkları ve bu konuda attıkları adım için teşekkürlerini sunan Erdoğan, şöyle devam etti:

"1979 yılından günümüze kadar ödüllerin tevdi edildiği kültür sanat insanlarımızı, kurumlarımızı bir kez daha saygıyla yad ediyorum. Gerek 2020 yılında gerekse 2021 yılının ocak ayında akademiden ve sanat camiamızdan birçok yıldız kaydı. Dün sosyal bilimler alanında ülkemizin yetiştirdiği en yetkin isimlerden sosyolog Prof. Dr. Nur Vergin hocamızı darülbekaya uğurladık. Nur hocamızdan bir hafta önce Topkapı Sarayı'nın eski müdirelerinden, dünya çapında bir tarihçi, el yazması ve minyatür sanatı uzmanı olan Filiz Çağman hanımefendiyi kaybettik. Bu iki güzide ismin yanı sıra bu dönemde Türk sinemasına, tiyatrosuna, müziğine, kültür ve sanat hayatına katkı yapmış, emek vermiş pek çok değerimiz vefat etti. Hayatını kaybetmiş tüm kültür, sanat, bilim insanlarımıza Allah'tan rahmet, sevenlerine ve aziz milletimize başsağlığı diliyorum."

Türkiye'nin, tarih boyunca medeniyetlerin kavşağında yer almış olan bir ülke olduğuna dikkati çeken Erdoğan, tek başına bir değer olan İstanbul'un yanında Hatay'dan Kayseri'ye, Ürgüp'ten Hasankeyf'e, Efes'ten Hattuşaş'a kadar Türkiye'nin dört bir tarafında medeniyetlere beşiklik yapmış yerlerin olduğuna işaret etti.

"BİR ODASININ GEZİLMESİ İÇİN SAATLERE İHTİYAÇ VAR"

Topkapı'daki eserlerin de bir benzerinin, yağmayla bir araya getirilmiş ürünlerin teşhir edildiği yerlerde bir kenara bırakılırsa, kapasite ve çeşitlilik itibarıyla dünyada hiçbir müzede bulunamayacağını ifade eden Erdoğan, Topkapı Sarayı'nın tek bir odasının dahi hakkının verilerek gezilmesi için saatlere ihtiyaç duyulduğunu belirtti.

Başkan Erdoğan, binlerce yıla sahip kadim mirası sürekli zenginleştirmiş olan milletin mimariden musikiye, hüsnühattan edebiyata kadar kültürün farklı alanlarında nadide eserler ürettiğini söyleyerek, "Bugün sadece sınırlarımız içinde değil, gönül coğrafyamızın dört bir köşesinde bu eserlerle karşılaşıyoruz. Afrika'nın en ucundaki Cape Town şehrinden Kahire'ye, Açe'den Saraybosna'ya kadar gittiğimiz her yerde ecdadın geride bıraktığı bir ize, o topraklara vurduğu bir mühre rastlıyorsunuz." dedi.

"Altının kıymetini sarraf bilir" sözünü hatırlatan Erdoğan, "Medeniyetimizin görkemini, ecdadımızın ufkunu yansıtan bu eserlerin değeri maalesef uzun yıllar bilinemedi."

ifadelerini kullandı.

Erdoğan, şöyle konuştu:

"Diğer pek çok konuda olduğu gibi kültürümüze ve kültür mirasımıza hakkıyla sahip çıkma noktasında da ciddi sıkıntılar yaşadık. Bir dönem, ülkemizin kültür sanat dünyasını esir alan kısır ve bağnaz bakış açısı binlerce yıllık medeniyet mirasımıza da sırtını döndü. Öyle ki bizi tarihimize, köklerimize bağlayan birçok kültür sanat eseri bu dönemde ya müzelerin mahzenlerinde ya da kütüphanelerin tozlu raflarında bakımsızlığa, unutulmaya terk edildi. Bununla da kalmadı. İhmal yerini zamanla kasta, ilgisizlik yerini bilgisizliğe, gaflet yerini zamanla hesaplaşmaya bıraktı. Millete, tarihe, köklü medeniyet tasavvurumuza ait ne varsa çoğu dışlandı, yok sayıldı, hor, hakir görüldü. Bu yıkım ekibinin karşısında kendini tarihe, sanata ve kültürümüze sahip çıkmaya vakfetmiş insanların da olduğunu biliyoruz. Az sayıdaki bu çilekeş insanlar neşrettikleri eserler, açtıkları sergiler ve kurdukları müzelerle hazinemizi yaşatmaya çalıştılar. Bu insanlar geçmişin eskimeyen güzellikleriyle günümüzün modern eserlerini buluşturarak aynı zamanda sanatın evrensel yönünü de bizlere gösterdiler."

"HAKLARI NE YAPILSA ÖDENEMEZ"

Başkan Erdoğan, Nejat Çuhadaroğlu ve Süleyman Saim Tekcan'ın işte bu sanat muhafızlarının, gönüllülerinin öncülerinden olduğunu ifade ederek, Çuhadaroğlu'nun 30 sene boyunca binbir zahmetle topladığı eserleri Hisart Canlı Tarih ve Diorama Müzesi'nde bir araya getirerek milletin istifadesine sunduğunu söyledi.

Tekcan öncülüğünde kurulan İstanbul Grafik Sanatlar Müzesi'nin ise 100 ülkeden 2 bine yakın önemli olan sanatçının eserine ev sahipliği yaptığını aktaran Erdoğan, özgün baskı, gravür, çukur, elek, taş, ipek ve ağaç baskı gibi tekniklerle ortaya çıkan 15 bin eserinin burada sergilendiğini kaydetti.

Mimsanat Galerisi'nin ise Türk süsleme sanatları ve plastik sanatlar alanında olan eserleriyle milli kültürün zenginleşmesine katkı sunduğuna işaret eden Erdoğan, bu müzede merhum Süheyl Ünver'den alınan ilhamla 2011 yılından beri en yetkin hocaların nezaretinde Türk sanatlarının yenilikçi üstatlarının yetiştirildiğini ifade etti.

Erdoğan, hayatlarını vakfederek elde ettikleri becerileri, ürettikleri eserlere ve insanlığa kazandırdıkları özgün değerlere yansıtan hocaların hakkının ne yapılsa, ne söylense ödenemeyeceğini vurgulayarak,

"Türkiye Cumhurbaşkanı olarak bu sanat üstatlarımızın şahsında Türk kültür ve sanatına sahip çıkan herkese teşekkür ediyorum. Hocalarımızın açtığı bu yolda gençlerimizin Türk kültür ve sanatını dünyada hak ettiği yere getirene kadar yürümeye devam edeceğine inanıyorum."

dedi.

Başkan Recep Tayyip Erdoğan, "Dilde sadeleştirme niyetiyle çıkılan yolda Türkçemiz tarihimizin büyük kelime katliamına maruz bırakılmıştır." dedi.