Bu yılki Dünya Ekonomik Forumu'na (WEF) nefes kesen hızla gelişen yapay zeka teknolojisi damgasını vurdu.

Hatta 16-19 Ocak tarihlerinde Davos'ta düzenlenen zirvede iş dünyasının liderleri, "Yapay Zeka Evi" olarak adlandırılan özel bir alanda yeni teknolojinin sunduğu fırsat ve riskleri tartıştı.

Yapay zekanın özellikle sağlık ve eğitim gibi alanlarında vadettiği olanaklar konusunda büyük bir iyimserlik hakim. Ancak coşkuyla dile getirilen bu iyimserliği "Ama aynı zamanda dikkatli olmalıyız" cümlesi izliyor ve bu yeni teknolojinin sorumlu bir şekilde kullanılması gerektiğine vurgu yapılıyor.

Yapay zekada riskler neler?

Dünya Ekonomik Forumu'nun yayımladığı 2024 Küresel Risk Analizi'nde önümüzdeki iki yılda yapay zeka kaynaklı yanlış bilgi ve dezenformasyonun en büyük riskler arasında yer aldığı vurgulanıyor. ABD ve Hindistan gibi ülkelerde iki milyardan fazla insanın oyunu kullanmak için sandığa gideceği hatırlatılıyor, yanlış bilgi ve dezenformasyonun toplumsal huzursuzluklara kaynaklık edebileceğine işaret ediliyor.

Uluslararası Para Fonu (IMF) da yapay zeka ile yaşanacak teknoloji devriminin küresel çapta, yüksek vasıflı meslekler dahil, işlerin yüzde 40'ını etkileyeceği, gelişmiş ülkelerde bu oranın yüzde 60'a ulaşabileceği konusunda uyarıyor.

IMF, gelişmekte olan ekonomilerin yapay zekanın yol açacağı dönüşümün sonuçlarını hemen hissetmeyeceğine, altyapı ve kalifiye iş gücü eksikliği nedeniyle bu ülkelerin yeni teknolojilerin faydalarından hemen yararlanamayacağına, bu nedenle uluslararası eşitsizliğin daha da artabileceğine dikkat çekti.

IMF Başkanı Kristalina Georgieva, Davos'ta şu çağrıyı yaptı:

"Yapay zeka muhtemelen, genel olarak eşitsizliği daha da derinleştirecek. Bu eğilim rahatsız edici. Siyasi karar alıcıları, teknolojinin sosyal gerilimleri daha da artırmasını önlemek için bu eğilimi proaktif olarak ele alması gerekiyor."

Bir tür emperyalizm mi?

Yapay zekadaki ilerlemenin nispeten düşük maliyetle derin sahte (deepfake) denilen manipülatif içeriklerin üretilmesine imkan tanıması endişelere yol açıyor.

Bazı uzmanlar, ChatGPT gibi içerik hizmeti veren yapay zeka şirketlerinin veri kaynağı konusunda yeterince şeffaf olmadıklarını söylüyor, bunun da veri güvenirliğine ilişkin tedirginliği artırdığına dikkat çekiyor.

Stanford Üniversitesi'nden bilgisayar bilimi profesörü James Landay, "Veriyi Fortran'dan (programlama dili) mı aldılar, yoksa Reddit'in bir bölümünden mi? Bunu ancak tahmin edilebilirsiniz" diyor.

İnsan-bilgisayar etkileşimi alanında uzmanlaşan Landay, ayrıca "Bildiğimiz şey, çoğunlukla bu verilerin Batılı bir perspektiften geldikleri. Bu verilere eklemlenmiş kültürel perspektifler diğer kültürler için uygun olmayabilir. Bu neredeyse bir tür emperyalizm" görüşünü aktardı ve yapay zeka modellerinin oluşturduğu tehlikeleri dezenformasyon, derin sahte ve ayrımcılık olarak sıraladı.

Sağladığı avantajlar ve yararlar

Teknoloji liderleri yapay zekanın çığır açtığını da söylüyor ve üretimde sağladığı sıçramaya övgüler yağdırıyor. Fransız reklam ajansı Publicis'in dijital kolu Publicis Sapient'in CEO'su Nigel Vaz, yapay zekanın yazılım geliştirmede yüzde 30, hatta yüzde 40 oranında verimlilik artışı sağladığını dile getirdi. Vaz, bunun çalışanların kod üretmeye değil, gerçek fikir üretmeye daha fazla odaklanmalarını sağladığını da sözlerine ekledi.

Uzmanlar, yapay zekanın halihazırda sağlık hizmetlerinde kalitenin artmasını sağladığını ve gelecekte de okula erişimi sınırlı olan çocukların eğitimini mümkün kılabileceğini kaydediyor.

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen da iyimser. Davos'taki kalabalığa "Yapay zeka, üretkenliği görülmemiş bir hızda arttırabilir" diyen Ursula von der Leyen, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Avrupa, yapay zekanın sorumlu kullanımına giden yolu göstermelidir. Bu da insanın yetkinliklerini güçlendiren, üretkenliği artıran ve topluma hizmet eden yapay zekadır."

Yapay zeka nasıl sorumlu bir şekilde kullanılır?

Davos'ta teknoloji devriminin faydalarından yararlanabilmek için risklerin en aza indirilmesi üzerinde de duruldu.

Carnegie Mellon Üniversitesi'nde dijital dönüşüm uzmanı Ramayya Krishnan, işverenlerin değişen ihtiyaçlarının izlenerek hızlı bir şekilde tespit edilebileceği, böylelikle de iş kaybı risklerinin azaltılabileceği görüşünde. Aynı zamanda ABD Ticaret Bakanlığının Ulusal Yapay Zeka Danışma Komitesi üyesi olan Krishnan, ayrıca "Yapay zekanın, belirli bir meslekteki tüm görevlerin yerine geçmesi pek olası değil" dedi.

Peki dezenformasyon ya da yanlış bilgi nasıl önlenebilir? Şu anda bu alanda belirlenmiş bir standart yok. Krischnan, içerik üreticilerinin içerik kaynaklarını işleyebilecekleri bir araç kullanmaları gerektiği görüşünde. Böylelikle etkileşimine giren bir kişinin, yapay zeka içeriğiyle karşı karşıya olup olmadığı konusunda bilgilenebileceği düşünülüyor.

KAYNAK: DW