Ege Denizi'nde peş peşe depremler yaşandı. İzmir beşik gibi sallandı. Bölgede 42 dakika içerisinde 4 şiddetinin üzerinde 100'ün üzerinde sarsıntı meydana geldi. İzmir'de yaşanan depremler "İstanbul'da olası deprem" sorusunu tekrar akıllara getirdi. Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Haluk Özener, konuya ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Prof. Dr. Haluk Özener'in açıklamaları şu şekilde;

Ege Denizi ve o bölgedeki depremler deprem literatüründe nereye oturuyor ve İstanbul'a yansıması olacak mı?

Dün aslında gece yarası itibarıyla Ege Denizi ve Midilli adası arasında bir hareketlilik oldu ve büyüklüğü 5.2'ye varan depremler yaşadık. Şu ana kadar aldığım bilgiye göre 141 civarında deprem oldu. Bu Ege Denizi'nde olağan olabilecek bir deprem. Orası kırıklı bir yapıya sahip bir bölge tektonik olarak da aktif bir bölge, burada böyle depremler olması muhtemeldir. Bu depremler Midilli Adası'nın güneyinde oldu ancak İzmir ve Balıkesir civarında da oldukça hissedilenler bulunmakta.

İzmir'de bir deprem oldu, 5.2 şiddetinde bir deprem oldu. Bunun altından 7'lik bir depremin mesajıdır dememiz mümkün değil. Ancak hep söylediğimiz şey, Türkiye bir deprem ülkesi ve bu büyüklükte depremler bizim için sürpriz değil. Vatandaşlarımız için de sürpriz olamamalı ve önlemin alınmış olması lazım.

Marmara Denizi'nde 3 parça var

İstanbul'da beklenen büyük deprem ile ilgili öngörüler nedir ve İstanbul'da riskli bölgeler nerelerdir?

Kuzey Anadolu fayı, Marmara Denizi içinde ikiye ayrılıyor. Kuzey ve Güney kolu olmak üzere. Şu anda özellikle son yıllarda, 1999 depreminden sonra özellikle bu kuzey kolu içinde Marmara Denizi içinde biz de Kandilli oalrak çok yoğun çalışmalar sürdürmekteyiz. Farklı sensörlerle denizin tabanında incelemelerde bulunmaktayız. Buradan aslında şuna gidiyoruz. Fayın nasıl bir yapıda olduğunu, tek parçada mı yoksa kırıklı yapında mı olduğu... Aslında kırıklı yapıda olduğu bilinen bir şeydi ama her kırığın özelliğine baktık biz. 2013'te başlayan ve 2018 yılında resmi olarak biten bir Türk Japon projesinde. Marmara Denizi'ni Orta, Doğu ve Batı olarak adlandırırsak, Batı segmentindeki yapı ile Doğu segmentindeki fayın davranışı arasında farklar var. Aslında bilimsel olarak da bu farklılıkları paylaşmıştık. Bazı yerlerde daha sığ depremler oluyor bazı yerlerde derinde depremler oluyor. Bazı yerler daha suskun. 3 parça var bu üç parçanın davranışları birbirinden farklı.

7 ve üzerinde deprem beklentisi var

Batı parçası için mesela, Tekirdağ tarafları için konuşursak, oradaki sismik aktivitenin aslında bir sismik aktivite var ama bir yandan da enerjinin farklı şekilde kendi kendine yok olduğunu söyleyebiliriz. Ama orta segmentte rutin bu enerji birikmesi devam ediyor. Bölge vermek de çok anlamlı olamayacaktır yanlış anlamalara sebep olabilir.

Çevre illeri de etkiler

Mesela İzmir'de meydana gelen 6.9 şiddetinde bir deprem vardı, Seferihisar ile Sisam Adası arasında. O deprem Seferihisar'da yıkıma yol açmazken İzmir Bayraklı'da yıkım ve can kayıplarına neden oldu. Buradan şuna gelmek istiyorum. Marmara Denizi'nde meydana gelebilecek bir deprem, sadece İstanbul'u değil çevre illeri de etkileyecek büyüklükte 7 civarında 7'nin üstünde bir deprem beklentisi var. Bu da bütün bilim insanları tarafından kabul edilen bir doğru. buradaki sizin hangi ilçede yaşadığınızdan öte zemininizin yapısı, tabi ki faya uzaklığınız, zemin ve bina ile ilişkinizin iyi olması, sağlam bir binada deprem güvenli bir binada oturmanız çok büyük bir önem taşımakta. Dolayısıyla sadece tek bir parametre yok yani ben şurada oturursam çok güvendeyim, şurada oturursam çok hayatım tehlikede demeyeceksiniz. Çok depremden korkuyorsanız, faya olabildiği kadar uzakta bir arsada prefabrik ev koyun bu da çok izole bir yaşam. Dolayısıyla Marmara özelinde konuşursak, 7'nin üzerinde bir deprem olma olasılığı var. Ancak zamanının bilmediğimiz için bizim yapabileceğimiz en önemli deprem güvenli binalarda yaşamak.