Babası uzun yıllardır vitiligo hastalığıyla mücadele eden İstinye Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği 3. sınıf öğrencisi Zeliha Alboru, bu hastalığa çözüm bulmak istedi. Üniversite öğrencisi Alboru, kendisi gibi üniversite öğrencisi olan arkadaşları İlayda Erdoğan ve Aleyna Erdoğan ile vitiligo tedavisi için IoT Entegrasyonlu Güvenli ve Etkin UVB LED Fototerapi cihazını geliştirdi. İstinye Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Öğretim Üyesi Dr. Aytaç Durmaz’ın akademik danışmanlığında geliştirilen cihaz, hastalığın tedavisine yeni bir yöntem getiriyor. Bu hastalığın tedavisi öncesinde daha büyük cihazlarla yapılırken tasarlanan bu cihaz sayesinde daha portatif ve kullanıcı dostu bir imkân sunuyor.

Derinin açık veya koyu renkte olmasını belirleyen pigmentlerin, melanosit hücrelerinin ölmesi ya da zarar görmesi sonucunda yok olmasıyla ciltte beyaz lekeler ortaya çıkıyor. Vitiligo adı verilen bu hastalık halk arasında ‘beyazlama hastalığı’ ya da ‘ala hastalığı’ olarak biliniyor. İstinye Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği 3. sınıf öğrencisi Zeliha Alboru, babasının da mustarip olduğu bu hastalığa çözüm bulmak istedi. Üniversite öğrencisi, arkadaşları İlayda Erdoğan ve Aleyna Erdoğan ile geliştirdiği bu proje kapsamında vitiligo adı verilen deri hastalığının tedavisinde daha rahat bir tedavi imkânı sağlanmasını hedefliyor. İstinye Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği öğretim üyesi Dr. Aytaç Durmaz’ın akademik danışmanlığında yürütülen bu proje, cihazın klinik güvenlik standartlarına uygun şekilde geliştirilmesi ve MDR başta olmak üzere medikal cihaz regülasyonlarına göre ilerletilmesini hedefliyor. Bu hastalığın tedavisi öncesinde daha büyük cihazlarla yapılırken tasarlanan bu cihaz sayesinde daha portatif ve kullanıcı dostu bir imkân sunuyor. Belirli modlar dahilinde belli sürelerde kontrollü ışık yayıyor. Büyük cihazlarda tüm vücuda radyasyon gelirken, bu cihaz sayesinde bölgesel uygulama yapılıyor.

“Cihazın dermataloji alanında yaygınlaşmasını hedefliyoruz”

Dr. Aytaç Durmaz, projenin önemi ve medikal alanda kullanımına ilişkin şöyle konuşuyor:

“TÜBİTAK 2209-B Üniversite-Sanayi İş Birliği çağrısı kapsamında desteklenen proje kapsamında, cihazın yazılım ve elektronik donanım geliştirme süreçlerinde Pievision Teknoloji firması teknik mentorluk ve altyapı desteği sağlıyor. Bu iş birliği, üniversite-sanayi entegrasyonunun başarılı bir örneğini oluşturuyor ve yenilikçi, kullanıcı odaklı medikal cihazların geliştirilmesine önemli katkı sunuyor. İstinye Üniversitesi i-Lab ve Pievision yüksek teknoloji çözümleri üretmeye yönelik tüm girişimlere destek vermeye ve iş birliğine açık olduklarını ifade etti. Projenin ileri faz klinik çalışmaları tamamlandığında, geliştirilen cihazın dermatoloji alanında yaygın klinik kullanıma sunulmasını hedefliyoruz.”

“Yüzde 73’ü kadınlardan oluşuyor”

Türkiye’de vitiligo hastalığının nüfusun yüzde 0.15’ini etkilediği belirten üniversite öğrencisi Zeliha Alboru ise şunları söylüyor: 

“Karadeniz Teknik  Üniversitesi önderliğinde  2012 yılında yapılan çalışma  raporuna dayanarak vitiligo hastalığı  dünya nüfusunun yüzde 1-4’ini  etkiliyor. Türkiye’de ise dermatoloji kliniğine başvuran hastaların nüfusun yüzde 0.15’ini etkilediği saptanmış durumda. Hastalığın oluşum sebepleriyle ilgili kesin bir sebep henüz bulunamadı. Vitiligo’nun insidansının  yüzde 01,4-8,8 gibi geniş bir  aralık gösterdiği ortaya  konulsa da ortalama yüksek etkinin nüfusun yüzde 1’i dolayında olduğuna yönelik akademik çalışmalar mevcut. Hastalığın yüzde 50’sinin ilk belirtileri 20 yaş öncesinde görülmeye başlar ve genetik  etkinlik olarak hastaların yüzde yirmisinde  aile hikayesi vardır.  Hastalığın kendisi kalıtımsal  olmamasına rağmen, vitiligo’ ya yakalananların yatkınlığı kalıtımsaldır. Kontrasa bağlı  olarak koyu tenli kişilerde  daha fazla görülür ve bu kişilerin yüzde 73’ü kadınlardan oluşuyor.  En küçük başlama yaşı 3, en büyük başlana yaşı ise 54 olarak belirlenmiş olmasına rağmen, hastalığın  81 yaşında görülen olguları  da bildiriliyor.”

“Hastalığın sebebi tam olarak bilinmiyor”

Hastalığın sebebinin tam olarak bilinmediğini belirten Zeliha Alboru, şunları söylüyor:

“Vitiligo’nun temel sebebi deri hücrelerinizde bulunan melanin pigmentinin sağlıklı çalışmaması veya ölmesi. Bunun sebebi tam bilinmemekle birlikte tedavi yöntemleri arasında fototerapi öne çıkan çalışmalardan bir tanesidir. Ultraviyole ışığının özel  dalga boyları kullanılarak  pigment eksikliği bulunan bölgeye cihaz ile lokal olarak uygulaması melatonin pigmentlerini aktive ettiği ve pigmentleri çalışmasını hızlandırdığı klinik çalışmalarla kanıtlanmış durumda. Literatür çalışmalarının sonuçlarında yüzde 40-100 arasında etki gösterdiği görülmüştür.”

“Cihazı güvenli ve pratik  kullanıma uygun hale getireceğiz”

Hedefinin cihazı güvenli ve pratik  kullanıma uygun hale getirmek olduğunu belirten Alboru, şöyle devam ediyor:

“Taşınabilir NB-UVB'nin güvenl i ve iyi tolere edildiği sonuc una vardılar. Ancak sağlık profesyonellerind en eğitim ve destek gerektiriyor. Burada belirtmek isteriz ki kullanılan UVB ışınlarına fazla maruziyet, güneş yanığı, fotoyaşlanma (ciltte elastikiyet kaybı) göz  retinasında hasar, başta  olmak üzere DNA hasarına kadar gidebilen farklı etkiler yaratabilir. Dolayısıyla bu sistemlerin belirlenen parametreler ışığında  tercihen bir uzman eşliğinde  uygulanmasında büyük fayda vardır.”

“En az bir yıllık bir süre gerekli”

Cihazın ne sıklıkla kullanılabileceği ve ne zaman sonuç alınabileceğine dair ise şöyle konuşuyor:

“Son yanıt tedavi sıklığına değil, toplan tedavi sayısına bağlıdır. NB-UVB fototerapisine yanıtı  değerlendirmek için en az  altı aylık bir süre (48 NB- UVB seansı) ve optimum tedavi yanıtına ulaşmak için en az bir yıllık bir zaman gereklidir. Bu noktadaki ideal çalışma süreleri ileride yapılacak olan hücresel ve klinik çalışmaların sonucunda ortaya çıkacak. Bu projemizin ilerleyen aşamalarından bir tanesidir.”

“Klinik çalışmaların tamamlanması için çalışıyoruz”

Cihazın hangi aşamada olduğundan da bahseden Zeliha Alboru, “Şu anda cihazın yazılım geliştirme süreci devam ediyor. Yazılım tamamlandıktan sonra donanım bileşenleri bir araya getirilerek ilk prototip oluşturulacak. Medikal cihazların geliştirilmesi zaman alan, maliyet ve yüksek dikkat gerektiren bir süreç” diyor.