Milliyet Gazetesi'ne konuşan Yayman, dijital telif konusunda çok açık bir çifte standart olduğunu belirterek, “Bunu asla kabul etmiyoruz. Emek kutsaldır ve saygı duyulmalıdır. Aksi takdirde medeniyetimizin kazanımları tartışmaya açılacaktır. Sorun ciddidir ve büyüktür. Bu konuda maalesef bir düzenleme eksikliği var. Bizim telif hakları kanunumuz eskimiştir, üzerinden 70 yıl geçmiş olan bir kanundan bahsediyoruz. Bunun yeniden düzenlenmesi konusunda toplumsal bir ihtiyaç var. Bu konuda emek üreten, içerik üreten insanların ihtiyaçları var. Biz Dijital Mecralar Komisyonu olarak üzerimize düşeni yapmaya hazırız” ifadelerini kullandı.

Haberi, bilgiyi veya eseri üreten kaynak ile bunu ücret ödemeden kullanan ve çoğaltan ulusaşırı dijital platformlar arasında yeni bir sözleşme yapılması gerektiğini vurgulayan Yayman, “Bu sözleşmenin adı dijital telif yasasıdır. Politik tavrımız nettir. Almanya’da, Fransa’da, İngiltere’de, Avusturya’da, Amerika’da ne varsa Türkiye’de de bu olmalıdır. Dijital ağlar Berlin, Londra, Paris, Washington’da hangi dijital telif normunu uyguluyorsa Ankara’da da o normları uygulamalıdır. AB normlarının işlemesi gerektiğini düşünüyoruz. Google’ın gelip Türkiye’de telif için imza attığını görmek istiyorum. Google gelecek, Türkiye’de telif için imza atacak. Bizim çalışmalarımız bu yönde” diye konuştu.

Dijital telif hakları konusu üzerinde çalışan akademisyenlerden SODİMER Başkanı Prof. Dr. Levent Eraslan ise, medyanın dijitalleşmesiyle birlikte “dijital telif hakkı” sorununun ortaya çıktığına dikkat çekti.

Eraslan, şunları söyledi:

“Özellikle arama motorlarında yapılan taramalarda hem görüntü hem haber hem fotoğraf, birçok telif eser kullanılmakta ve anonimleşmekte. Yerel basın bu konudan çok zarar görmekte. Üllkemizde çıkacak bir dijital telif yasasından basının geneli fayda görecek, ama en önemli katkıyı ve faydayı yerel basın görecek. Çünkü br kentin, ilçenin, bölgenin özel haberlerinin çok kıymeti var.

Bu haberleri yapmak, yayınlamak çok zor. Google’ın özellikle yasal olarak baskılandığı ülkelerde, Fransa’da, İspanya’da bunun örnekleri var, en son Kanada da bu sürece dahil olmakta. Bizim de bunu artık yasalaştırmamız gerekmekte. Yeni dünyada veri dediğimiz bir kavram var, veri çağındayız, bu verinin üretiminin korunması ve mutlaka teliflendirilmesi gerekiyor. Bu yüzden de bu yasanın acil olarak çıkmasını biz hem SODİMER hem de bu konuda çalışan bir akademisyen olarak destekliyoruz. Ulusal medya kanalları hem yazılı hem görsel, bu süreçlerden kazançlı çıkacaktır.”