Uyguladığımız politikalarla yatırımcı güveni arttı, risk primi düştü, rezervlerimiz güçlendi ve kur oynaklığı azaldı. Ülkemizin risk primini gösteren CDS, Mayıs'ta 700 baz puanın üzerindeydi, 7 Aralık itibarıyla 336 baz puana düştü. Mayıs-aralık döneminde Türkiye'nin risk primi 300 baz puandan fazla düşerken, gelişmekte olan ülkelerin risk primi ortalama 55 baz puan geriledi.

Kur oynaklığı azaldı. TL'deki kan kaybı durdu. 1 aylık opsiyonların ima ettiği kur oynaklığı, mayısta yüzde 57 seviyesindeydi. 7 Aralık itibarıyla yüzde 9'a geriledi. Bu dönemde gelişmekte olan ülkeler ortalaması yüzde 11 seviyesindeydi.

Not görünümümüz iyileşiyor. Standard & Poor's not görünümümüzü önce durağana, sonra pozitife yükseltti. Fitch ise negatiften durağana yükseltti.

Büyümede yeniden dengelenme başladı, daha dengeli bir kompozisyona doğru yol alıyoruz.

Yılın 2'inci çeyreği ile 3'üncü çeyreğini karşılaştırırsak, İç talebin büyümeye verdiği katkı 10.2 puandan, 8.5 puana düştü. Net dış talebin negatif katkısı da 6.3 puandan 2.6 puana düştü. Cari açık azalıyor. Yıllıklandırılmış cari açık eylül ayında mayısa göre 8.6 milyar dolarlık bir iyileşme gösterdi ve 51.7 milyar dolar olarak gerçekleşti.

Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarından çıkış oluyor. Para politikasındaki normalleşmeyle TL getirileri artmaya başladı. KKM stoku 25 Ağustos'ta 3.3 trilyon TL idi. 1 Aralık itibarıyla bu tutar 2.7 trilyon TL'ye geriledi (654 milyar TL azalma).

Brüt rezervlerimiz de artıyor. Brüt rezervler mayıs sonundan bu yana 41.7 milyar dolar artarak 140.1 milyar dolar ile tüm zamanların en yüksek seviyesine çıktı.

 

KAYNAK: SABAH / ZÜBEYDE YALÇIN