Baharla açan çiçeklerin esintisi dinleyicilere konser salonunda müziğin ötesinde bir seyir keyfi yaşatacak. Tekfen Filarmoni’nin 20. yüzyılın başında yaşayan Fransız besteci Maurice Ravel’in, Antik Yunan edebiyatının ilk düzyazı örneklerinden biri olarak pek çok sanat dalına ilham veren “Daphnis ve Khloe”nin hikayesini notalara döktüğü bale müziğini Türkiye’de ilk kez sahneye taşımasına sayılı günler kala heyecan da yükseliyor! Antik Yunan yazar Longos’un 2 bin yıl önce hayat verdiği aşk hikayesini orkestra ve sözsüz koro için notalara döken bu eser, Türkiye prömiyerini 28 Mart’ta Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda yapacak. Daimi Şef Aziz Shokhakimov yönetimindeki Tekfen Filarmoni ve Şef Masis Aram Gözbek yönetimindeki MAGMA Filarmoni Korosu’na, o tarihte İstanbul’da bulunacak olan Utopia & Reality Chamber Choir üyeleri de misafir olarak katılacak. Ülkemizin en sevilen sanatçılarından, 76. Cannes Film Festivali ‘En İyi Kadın Oyuncu’ ödülü sahibi Merve Dizdar’ın Daphnis ve Khloe'nin serüvenlerle dolu aşk hikayesini anlatacağı konserin bir diğer sürprizi ise Rebul’un çiçek parfümüyle yaratılacak esintinin, iki bin yıllık aşk hikayesinin geçtiği Midilli Adası’nın bahar havasını canlandıracak olması. Merakla beklenen prömiyer tiyatro yönetmeni Yiğit Sertdemir’in orijinalinden uyarladığı metin ve rejisiyle sahnelenecek, kostüm ve dekorunda ise Candan Seda Balaban imzası olacak.

Türkiye’de ilk kez bale müziği olarak seslendiriliyor

Dört gözle beklenen prömiyerin kendisi için de heyecan verici bir deneyim olacağını ifade eden Merve Dizdar “Neredeyse 2 bin yıl önce Midilli Adası’nda geçen masal tadında bir aşk öyküsünü, Ravel’in büyüleyici müziğinin arasında seyirciye anlatmak benim için yeni olduğu kadar, heyecan verici bir deneyim olacak. İlk kez koca bir senfoni orkestrası ve bir koro ile sahneyi paylaşacağım” diye konuştu. Dizdar, Türkiye’de ilk kez bale müziğinin tümünün seslendirileceğini vurgulayarak, şunları söyledi:

“Hayatlarının baharında aşkı henüz bilmeyen ancak iliklerine kadar hisseden çobanlar olan Daphnis ile Khloe’nin aşk hikayesinde, gerçek insanlar kadar Antik Yunan mitolojik figürler de işin bir parçası. Çobanların koruyucu tanrısı Pan, dişi tanrısal varlıklar olarak bildiğimiz güzel Nimfler ve tabii okuyla istediğini aşık edebilen Eros, bu iki genç arasında filizlenip alev alan aşkı yaşayacakları tüm badirelere rağmen korumak için güçlerini kullanacaklar. Bir yandan çok naif, çocuksu, bir yandan da içten içe özlemini içimizde hissettiğimiz masum zamanlardan bugüne gelen ve arada geçen asırlar boyunca şiirlere, kitaplara, heykel ve müziklere ilham olmuş bir hikayedir size anatacağım. Tekfen Filarmoni ile MAGMA Filarmoni Korosu’nun icra edeceği Ravel’in müziği de bu güzelim hikayeyi, hikayede geçen olay ve duyguları notalarla tavsir edecek. Türkiye’de ilk kez bale müziğinin tümünün seslendirilmesi de ayrıca heyecan verici. Beğenerek takip ettiğim tiyatro yönetmeni sevgili Yiğit Sertdemir ile ilk kez bu vesileyle birlikte çalışabilmek benim için ayrı bir güzellik. Heyecanla ve merakla bekliyorum açıkçası.”

“Gerçek bir başyapıt”

M.S. II-III. yy.’larda Antik Yunan yazar Longos’un yazdığı tahmin edilen ve bebekken terk edilen biri koyun, diğeri keçi çobanlığı yapan aileler tarafından büyütülen Daphnis ile Khloe’nin aşkını anlatan hikayenin 1909 yılında Ravel tarafından Rus emprezaryo Sergei Diaghilev’in siparişi üzerine Ballets Russes adlı bale topluluğu için, orkestra ve sözsüz koro tarafından seslendirilmek üzere bestelendiğini hatırlatan Tekfen Filarmoni’nin Daimi Şef Aziz Shokhakimov, 28 Mart’ta sahneleyecekleri prömiyer için sanatseverlerden heyecan dolu geri bildirimler aldıklarını ve gösterilen ilgiden büyük bir mutluluk duyduklarını belirtti. Shokhakimov, “Tekfen Filarmoni olarak sizlere büyük Fransız besteci Maurice Ravel'in Daphnis ve Khloe adlı bale müziğinin tamamını çalacağımız için çok mutluyuz. Bestecinin kendisi bu eseri koreografik senfoni olarak tanımlıyor. Gerçekten de eserin yapısı, dans ritmi elementleri ile birlikte oldukça senfoniktir. Benzersiz orkestrasyonu, zengin armonileri, renk çeşitliliği, güzel melodileriyle bu müzik gerçek bir başyapıttır” dedi.