Sándor Márai’nin 1920’lerin sonunda Budapeşte’de orta sınıf bir eve evlat edinilen bir köpeğin dokunaklı olduğu kadar komik hikâyesini konu alan romanı Csutora: Şahsiyetli Bir Köpeğin Hikâyesi, ağustos ayında Can Yayınları etiketiyle okurla buluşuyor.

Her şey burjuva bir kocanın, eşine son anda bir Noel hediyesi olarak yavru köpek getirmesiyle başlar. Başlangıçta evdeki herkes köpeğin büyüsüne kapılır, ona bir biblo gibi davranırlar, istediklerinde kucaklarına alırlar, canları sıkıldığında da bırakırlar. Hayvan büyüdükçe, özellikle onun safkan bir Puli değil de melez bir köpek olduğunu öğrendikten sonra ev halkının tavrı gitgide değişir. Her türlü disipline kayıtsız, özgürlüğüne düşkün Csutora’ysa evcilleştirilme çabalarına isyan eder, eğilip bükülmeden kendi bildiğini okur. Ancak kulağa ilk başta biraz komik ve eğlenceli gelen bu durum trajik bir sonla, nihai bir felaketle sonuçlanır. 

“Márai, Gabriel García Márquez’le aynı kulvarda yer alan en büyük modern romancılardan biri.”              

Th­e Washington Post