'Fatih Nurullah' adıyla ortada gezen sapık sahte şeyh Eyüp Fatih Şağban hakkında her gün yeni bir pislik ortaya çıkıyor. Tanıkların verdiği ifadelere göre sapık Şağban, tarikata girdiği ilk günden bu yana şeyh olmayı kafasına koymuş, Sıddık Naci Eren Hocaefendi'nin gözüne girmeye çalışmıştı.

GRUPLAŞMA ÇALIŞMALARI BAŞLATTI

Tarikatın içinde ayrı bir grup kurmaya çalışan Şağban bu gayesini gerçekleştiremediği gibi, tarikat adabına uygun olmayan davranışlar sergilediği için birkaç kez uyarıldı. İcazet almaya bile tenezzül etmeyen sapık, ilk dergahını Uşşaki Tarikatı içindeyken kurdu ve Eren Hocaefendi'nin karşısına dikilip hilafet istedi.

'BİZDE SANA YER YOK'

Eren Hoca, Şağban'ın hilafet isteğini reddetti. Daha sonra Şağban, edep dışı davranışlar sergilediği gerekçesiyle tarikattan atıldı. Gözünü Uşşakilerin İnegöl koluna çevirdiyse de burada Mezarcı Mehmet Hocaefendi tarafından reddedildi. Mehmet Hoca, "Kardeşimizin kovduğu adama bizde yer yok." dedi.

SAHTE İMZAYLA İCAZET BELGESİ EDİNDİ

Soluğu bu kez Çorum'da alan sapık Şağban, buradaki Uşşaki Şeyhi İbrahim İpek Hoca hayatta iken tekrar gruplaşma çalışmalarına başladı. Hoca vefat eder etmez "İcazet aldım" diyerek şeyhliğini ilan etti. İpek Hoca'nın Şağban'a icazet verdiğine şahitlik eden kimse olmamasına karşın, sahte imzalı icazet belgesi kullandığını öne sürenler var.

Şağban yerini sağlamlaştırma çalışmalarına başladı. Dergahta kendisine icazeti olmadığını söyleyenleri uzaklaştırdı. İslam dışı davrandığı gerekçesiyle karşısında duran İpek Hoca'nın ailesini tecride mahkum etti. 

MESCİD-İ DİRAR BENZETMESİ

Sapık Şağban'nın dergahı Peygamber Efendimiz döneminde Müslümanlar arasına nifak sokma amacıyla kurulan Mescid-i Dirar'a benzetildi. 

Benzetmenin yer aldığı ifade şu şekilde:

Son günlerde bâzı şahıslar, Uşşâkileri ve Uşşâkiliği temsil ediyormuş gibi Şeriata ve tarikat âdâbına uymayan birtakım konuşmalarla gündeme gelmiştir. İşgal etmeye çalıştığı makamın ehli-yetkilisi olmayan, "Elimi öpen cennete gider" vs. gibi Şeriat'a ve tarikata aykırı saçma sapan beyanlarda bulunan bir şahıs, hiçbir şekilde Uşşâkileri temsil etmediği gibi Uşşâkîlik'te söz sâhibi de değildir. (..) Beyanları Ehli Sünnet itikâdına aykırıdır. (..) medyatiklik ve şöhret uğruna yapılan bu saçmalıklar zâten kişinin Uşşâkîlik'le uzak yakın bir ilgisinin olmadığını göstermektedir. Uşşâkî geleneği, silsilesi içinde yer almayan tutum ve davranışlar, Uşşâkîlik ve Uşşâkilerle uzak yakın bir bağlantısı bulunmamaktadır. (..) Kasımpaşa Uşşâkî Âsitânesi karşısında yer açarak ve "Biz Kasımpaşa'daki Uşşâkîleriz" söylemi ile kendisini başkalarının (500 yıllık Uşşâkî Âsitânesi'ni yönetenlerin) makamında göstermeye çalışan zavallılar, güneşi balçıkla sıvayacaklarını sanmaktadırlar. Nitekim bu davranış, Asr-ı Saadet'te de benzer olaylarla yaşanmış olan, Mescid-i Dırar hâdisesi ile aynı olup, aynı amaçlara hizmet etmektedir. Bizler bu şahsın Uşşâkîlik ve Uşşâkîlerle bir ilgisi olmadığını sayın kamuoyuna arz ederiz.

Ankara, İstanbul, Çorum ve Sakarya'da milyonlarca liralık araziler alıp binalar diken Şağban'ın gücünün kaynağı ise hala bilinmiyor.