Beyoğlu'ndaki bombalı terör saldırısına ilişkin tutuklanan Ahlam Albashır'ın da aralarında bulunduğu 17 şüpheli hakkında soruşturma savcılığınca hakimliğe gönderilen sevk yazısında, Albashır'ın saldırıyı aslında 12 Kasım'da yapacağı ancak sonra vazgeçerek bir gün sonraya ertelediği kaydedildi.

Beyoğlu'ndaki saldırıyı gerçekleştiren teröristin 22 Ekim'deki keşif görüntülerine ulaşıldı

Soruşturma savcılığının İstanbul nöbetçi 3. ve 4. Sulh Ceza Hakimliklerine gönderdiği 17 şüpheli hakkındaki tutuklama talepli sevk yazısında, bombalı saldırıyı "Hacı" kod adlı YPG’nin üst düzey sorumlusunun organize ettiği, Ahlam Albashır'ın PKK/KCK terör örgütünün Suriye yapılanması olan YPG üst düzey sorumlularınca verilen talimat üzerine İdlib'e gidip irtibatlandığı şüpheli Bilal Hassan'la birlikte kaçakçılar vasıtasıyla sınırdan geçerek 4 ay önce Türkiye’ye giriş yaptığı belirtildi.

Yazıda, Albashır ve Hassan'ın örgütsel talimat alarak İstanbul Esenler’de tekstil atölyesi işleten Ferhat Habeş ile Fatma Berkel'in evine yerleştikleri, daha sonra tekstil atölyesine taşınarak bir süre burada barındıkları anlatıldı.

Ahlam Albashır'ın, Ahmet Haj Hasan'ın gayriresmi eşi olan Rama Eltaha ile ilişki kurduğu, belirli bir süre Hasan'ın evinde kaldığı, sonrasında Eltaha'nın evine yerleştirildiği bildirilen yazıda, Albashır ve Bilal Hassan'ın atölyede kaldıkları sürede Eltaha'nın oğlu olan 14 yaşındaki Ahmet Elşeybun ile irtibat kurdukları, Albashır'ın örgütsel talimat üzerine patlamanın meydana geldiği Taksim semtinde yaptığı ilk keşif çalışmasına Elşeybun ile gittiği vurgulandı.

SALDIRI 12 KASIM’DA YAPILACAKTI

Yazıda, Albashır'ın ilk keşiften belirli bir süre sonra korsan taksicilik yapan Yasir Al Korali'ye bizzat ulaşıp iletişim kurarak Taksim bölgesine ikinci kez keşif amaçlı olduğu değerlendirilen çalışma yaptığı, Al Korali'nin Albashır'ı bekleyip akabinde tekrar tekstil atölyesine bıraktığı bildirilirken son olarak 12 Kasım'da Bilal Hassan ile Ahlam Albashır'ın birlikte Taksim'e gitmeye karar verdikleri, Al Korali ile irtibat kurup sonrasında vazgeçerek gidişlerini bombalı saldırının gerçekleştiği 13 Kasım'a erteledikleri belirtildi.

Saldırının gerçekleştiği 13 Kasım'da Bilal Hassan ile Albashır'ın tekstil atölyesinde bulunan ve patlamaya neden olan düzeneği çantaya yerleştirerek Al Korali'nin kullandığı 34 MG 5910 plakalı araçla Taksim'e doğru yola çıktıkları bilgisine yer verilen yazıda, Taksim'e ulaştıklarında Albashır'ın bomba düzeneğinin bulunduğu çanta ve elindeki poşetlerle inerek olayın meydana geldiği alana ilerlediği, Bilal Hassan'ın ise Yasir Al Korali ile tekstil atölyesine döndüğü anlatıldı.

ARAÇTA BOMBA KALINTILARINA RASTLANDI

Yazıda, Al Korali'nin kullandığı araçta yapılan inceleme sonucu düzenlenen raporda, saldırıda kullanılan TNT kalıntılarına araç içerisinde rastlanıldığı aktarıldı.

Olay yerine ulaşan Albashır'ın bomba düzeneğinin bulunduğu çantayı İstiklal Caddesi'ndeki bir mağazanın önünde yer alan bankın bitişiğine bıraktığı ve bir süre burada beklediği ifade edilen yazıda, Albashır'ın, "Hacı" kod isimli örgüt sorumlusunun telefonda verdiği talimat üzerine olay yerinden koşarak uzaklaştığı sırada bomba düzeneğinin patlatıldığı belirtildi.

Yazıda, saldırının ardından Bilal Hassan'ın, Suriye kırsalında bulunan örgüt sorumlusunun talimatıyla hareket eden ve korsan taksicilik yapan Ammar Jarkas ile iletişim kurduğu, onun aracıyla Edirne'ye hareket ettikleri, Hassan'ın, Suriye kırsalında örgütsel faaliyet gösteren "Halil" kod isimli üst düzey sorumluyla irtibat halinde bulunan "Hamza" kod adlı Hüseyin Güneş'e teslim edildiği bilgisi yer aldı.

SALDIRGAN HAKİMLİKTE İFADE VERMEDİ

İstiklal Caddesi'ndeki terör saldırısını gerçekleştirdiği gerekçesiyle bugün sabaha karşı tutuklanan Ahlam Albashır, İstanbul 4. Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğindeki kimlik tespitinde, Halep'te doğduğunu, işsiz olduğunu ve geliri bulunmadığını beyan etti.

Tercüman eşliğinde sorgusu yapılan Albashır, soruşturma savcılığında verdiği ifadeyi tekrar ettiğini söyledi. Albashır, suçsuz olduğunu öne sürerek serbest bırakılmasını talep etti.

Şüphelilerden, saldırganı keşfe ve patlamanın yaşandığı gün Taksim'e araçla götürdüğü iddia edilen Yasir Al Korali, yaklaşık 7 yıldır Türkiye'de yaşadığını, çocuklarının da Türkiye'de doğduğunu söyleyerek "Eğer bilseydim bu kadın bunları yapacaktı, bu kadını arabama alıp onu götürmezdim. Türkiye'yi kendi ülkem gibi görmekteyim. Suçsuzum." dedi.

Soruşturma kapsamında tutuklanan 17 kişiden Türkiye vatandaşı tek şüpheli Hüseyin Güneş ise ifadesinde terörle bağlantısı bulunmadığını ve herhangi bir siyasi amacı olmadığını iddia ederek serbest bırakılmasını talep etti.

Biri 18 yaşından küçük diğer 5 şüpheli de ifadelerinde haklarındaki suçlamaları kabul etmediklerini dile getirdiler.

İfadelerin alınmasının ardından kararını açıklayan hakimlik, 8 şüphelinin "devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak", "bombalama, nükleer veya kimyasal silah kullanarak tasarlayarak öldürme" ve "bombalama, nükleer veya kimyasal silah kullanarak tasarlayarak öldürmeye teşebbüs" suçlarından tutuklanmalarına karar verdi.

Kararda, Ahlam Albashır'ın Türkiye'ye giriş yaptıktan sonra örgütsel talimatlarla şüpheliler Ferhat Habeş ve Fatma Berkel'in ikametine yerleştiği, daha sonra Habeş'e ait tekstil atölyesinde barındığı, patlamaya neden olan düzeneği de bu tekstil atölyesinden aldığına dair tutanak içerikleri olduğu kaydedildi.

Ahlam Albashır'ın örgütsel talimatlarla şüpheli Ahmad Haj Hasan ile irtibat kurup bir süre evinde kaldığı belirtilen kararda, şüphelinin ayrıca yine örgütsel talimatlarla Eltaha'nın evinde de bir süre barındığının tespit edildiği aktarıldı.

Kararda, şüpheli Albashır'ın, 18 yaşından küçük Ahmet Elşeybun ile irtibat kurduğu, Taksim'de bombalı saldırı olayına ilişkin ilk keşif çalışmasına onunla gittiği ifade edildi.

Albashır'ı birinci ve ikinci keşfi ile saldırı günü Taksim'e araçla götüren kişinin şüpheli Yasir Al Korali olduğu vurgulanan kararda, bu şüphelinin kullandığı araçta patlayıcı madde kalıntılarına rastlandığı, patlama sonrası Bilal Hassan'ın şüpheli Hüseyin Güneş'e teslim edildiğine dair evrak ve ifade içerikleri bulunduğu belirtildi.

Savcılık tarafından İstanbul 3. Sulh Ceza Hakimliğine sevk edilen 9 şüpheli de aynı suçlardan tutuklanmıştı.