Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosunca hazırlanan iddianamede, PKK/KCK terör örgütünün 5-15 Mart 1994'deki sözde konferansında alınan kararla İngiltere'de örgütün ilk televizyon kanalı MED TV'nin kurulduğu ve 1999'a kadar faaliyetlerini sürdürdüğü anlatıldı.

Terör örgütünün talimatıyla Avrupa'nın birçok ülkesinde televizyon kanalları açıldığı, Türkiye'nin diplomatik girişimleriyle bazılarının faaliyetlerinin sonlandırıldığı aktarılan iddianamede, son dönemde İsveç merkezli Newroz TV ve Ronahi TV, Norveç merkezli Sterk TV ve Belçika merkezli yayın yapan Med Nuçe TV'nin halen PKK/KCK'nın sözde basın komitesinin kontrolünde faaliyetlerini sürdürdüğü belirtildi.

İddianamede, televizyon kanallarının yanı sıra Yeni Yaşam Gazetesi, Yeni Özgür Politika Gazetesi, Demokratik Modernite Dergisi, Özgür Halk Dergisi, ANF Haber Ajansı, Mezopotamya Ajansı ve Jin News gibi örgüte müzahir yayın organlarının komiteye bağlı olarak faaliyet yürüttüklerinin tespit edildiği kaydedildi.

Son dönemde PKK/KCK terör örgütünün basın yayın faaliyetlerini internet ve sosyal medya platformları üzerinden yoğun bir şekilde yürüttüğü vurgulanan iddianamede, gazete ve televizyon yayıncılığının da örgüte eleman kazandırma ve taban bulma açısında önemli rol oynadığı belirtildi.

"GAZETECİ GÖRÜNÜMÜYLE ÖRGÜTSEL FAALİYETLER"

Mezopotamya Ajansının sözde KCK sözleşmesinin 14/1 maddesi kapsamında oluşturulan basın komitesine bağlı olduğuna işaret edilen iddianamede, şüpheliler Deniz Nazlım, Emrullah Acar, Hakan Yalçın, Ceylan Şahinli, Ümmü Habibe Eren, Diren Yurtsever, Berivan Altan, Zemo Ağgöz Yiğitsoy, Öznur Değer, Salman Gözelyüz ve Mehmet Günhan'ın da sözde haber ajansı çatısı altında terör örgütünden gelen talimat ve perspektifler doğrultusunda faaliyette bulundukları kaydedildi.

İddianamede, Mezopotamya Ajansının internet üzerinden faaliyet yürüten sanal bir yapı olduğu, PKK/KCK silahlı terör örgütü güdümündeki faaliyetlerinin gerçek kişiler tarafından şekillendirildiği ve ülke genelinde muhabir, gazeteci ve kameraman adı altında PKK/KCK silahlı terör örgütünün hedefleri doğrultusunda hareket ettiği ifade edildi.

Şüphelilerin Mezopotamya Ajansında yaptıkları haberlerden örneklerin de yer aldığı iddianamede, şu tespitlere yer verildi:

"Alınan açık ve gizli tanık beyanları ve teşhislerinden şüphelilerin, PKK/KCK'nın ideolojik alan yapılanmasına bağlı basın yayın alanı içerisinde örgütten aldıkları talimatlar doğrultusunda, terör örgütü lehine yaptıkları haberler ile halkı kin ve düşmanlığa sevk ederek kamuoyunda kaos ortamı oluşturmaya çalıştıkları tespit edilmiştir. Basın yayın organlarının terör örgütünce örgüt içi iletişim, talimat aktarımı, propaganda, müzahir kitleyi örgütleme ve harekete geçirme, gerek ulusal gerekse uluslararası kamuoyuna yönelik kamuoyu oluşturma çalışmaları gibi amaçlarla kullanıldığı belirlenmiştir. Ayrıca şüphelilerin MASAK'tan alınan verileri üzerinde yapılan incelemelerde, mali profilleri ile aykırı olan hesap hareketleriyle mevduat yükseltmelerin bulunduğu, ajans adına iş ve işlem yaptırılan şahısların kendisi veya birinci derece yakınlarının PKK/KCK içerisinde kırsal alanda faaliyet yürüten örgüt mensuplarından olduğu, ajans yöneticileri de dahil olmak üzere kendi hesaplarını kullanmama konusunda gizliliğe riayet ederek üçüncü şahıslar adına açılan hesapları kullandıkları tespit edilmiştir.

Örgüt adına 'değer ailesi' olarak kabul edilen şahıslara aylık düzenli olarak yardım ettikleri, örgütün kırsal alanı bağlantılı sözde gazeteci şahısların, örgütsel tedbir ve gizliliğe istinaden takip edilmemek ve delil bırakmamak adına hiçbir şekilde bankacılık işlemi gerçekleştirmeden hayatlarını idame ettirdikleri ve şüphelilerin maaş, kira, fatura gibi düzenli gelir giderlerin bulunmadığı bu durumun da hayatın olağan akışına aykırı olduğu değerlendirilmiştir. Tüm şüpheliler, PKK/KCK ideolojik alanı altında basın komitesi içerisinde Mezopotamya Ajansı içerisinde sözde gazeteci görünümüyle örgütsel faaliyetler yaptıkları, tüm şüphelilerin güncel olarak basın komitesi içerisinde eylemlerinin devam ettiği bu suretle örgüt üyesi olarak kabul edilmelerinin gerektiği anlaşılmaktadır."

İddianamede, 11 sanığın "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7 yıl 6 aydan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları istendi.