Sabah Gazetesi yazarı Mehmet Barlas konuyla ilgili olarak perşembe günü "Artık Kandil’in ‘resmi’ adayı Kılıçdaroğlu’dur!" başlıklı bir yazıyı köşesine taşımıştı. Barlas, yazdığı o yazının bazı CHP'li isimleri kızdırdığını belirterek bugün PKK'nın dağdaki üssü Kandil ile ilgili bir yazı kaleme aldı.

İşte Barlas'ın 'Adaylarımızı Kandil belirliyor başkanım' başlıklı yazısından detaylar:

Dünkü "Artık Kandil'in resmi adayı Kılıçdaroğlu'dur" başlıklı yazım CHP'lileri rahatsız etmiş. Gelin biraz Kandil'i konuşalım. Kandil, PKK'nın dağdaki üssüdür. Normal şartlarda terör örgütünün üç ayağı var: Kandil, İmralı ve Avrupa. Bir de hepsinin hamisi olan CIA ve ABD. Yani "Kılıçdaroğlu, Kandil'in adayı" demek ile "Kılıçdaroğlu, Biden'ın adayı" demek arasında bir fark yok. Şimdi konumuza dönelim.

Bana sosyal medyadan itiraz edenler, HDP'nin bir siyasi parti olduğunu, Kandil'le ilişkisinin bulunmadığını, adaylarının da HDP yetkili kurullarında belirlendiğini söylüyorlar. Yazı gün boyunca Twitter'da Türkiye gündemindeydi. HDP'liler ise yazıdan rahatsız değil. Çünkü her kelimesinin doğru olduğunu biliyorlar.

Şimdi teröristbaşı Abdullah Öcalan'ın kitaplaştırdığı "İmralı Notları"ndan küçük bir alıntı yapmak istiyorum:

İdris Baluken: Bizden kaynaklı yanlışlar vardı. Bazı yerlerde yerelden aday gösterilmemesi oy kaybettirdi.

Abdullah Öcalan: Kim belirledi bunları?

Baluken: Seçim komisyonunun çalışmalarıyla belirlendi.

Öcalan: Kimdir bu seçim komisyonundakiler? Bunlar Kandil tarafından mı belirlendi, yoksa siz mi belirlediniz?

Sırrı Süreyya Önder: Kandil belirledi.

Sırrı Süreyya Önder, açık açık HDP listelerinin Kandil tarafından belirlendiğini söylüyor. Devamında ne mi oluyor? Bazı PKK'lı yöneticilere kızgın olan Öcalan, öfkesini Kandil'in her dediğini kayıtsız şartsız yerine getiren HDP heyetinden çıkarıyor ve şu cümleyi sarf ediyor: "Siz nasıl siyasetçisiniz, hiç mi iradeniz yok?" Öcalan'dan fırçayı yiyen HDP'liler adadan ayrılıyor.

HDP'NİN KANDİL'E KARŞI HİÇBİR İRADESİ YOKTUR

Abdullah Öcalan imzalı "İmralı Notları" kitabı yayınlandığı 2014 tarihinde çok ses getirmişti. Kitap yayınlandıktan sonra PKK'lı teröristler tarafından mülakata tabi tutulan HDP milletvekili aday adaylarının isimleri çok tartışıldı. Kimse de tekzip etmedi. Geçtiğimiz günlerde CHP toplantılarında konuşan Sırrı Süreyya Önder ve 6'lı Masa'yla ittifak görüşmelerini yürüten Pervin Buldan da dahil. Bugün tek bir HDP'li, "Benim adaylığım Kandil'in onayından geçmedi" diyebilir mi?

Şimdi hiçbir şey olmamış gibi normal bir siyasi parti görüntüsü altında Türk siyasetine yön vermeye çalışıyorlar. Dünkü yazımda altını çizdiğim gibi tek istekleri var: "PKK'nın tekrar eski gücüne kavuşması." Bizim de bunu görmezden geleceğimizi düşünüyorlar. Birilerini yine delirtecek biliyorum ama tekrar etmekte fayda görüyorum: HDP, PKK'nın siyasi bir organıdır. Tüm milletvekili ve belediye başkanı listeleri Kandil tarafından belirlenir. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kimin destekleneceğini de Kandil söyler. Mustafa Karasu, Duran Kalkan ve Murat Karayılan'ın da defalarca söylediği gibi Kandil'in cumhurbaşkanı adayı da Kılıçdaroğlu'dur.

Yavuz Ağıralioğlu'na yaptırılan danışıklı basın toplantılarıyla istifa noktasına gelen İyi Partililerin gazını alabilirsiniz ama toplumu kandıramazsınız.