Koronavirüs etkisini tüm hızıyla sürdürmeye devam ederken bu salgını ciddiye almayanların sayısı da hala çok yüksek. Pek çok vatandaş, önemsemeden ve tedbirsiz girdiği ortamlarda haberi olmadan bu virüse yakalanmalarının ardından çeşitli belirtiler göstererek hastaneye başvuruyor, testlerinin pozitif çıkmasının ardından durumu kabullenemiyor.

Sağlık görevlilerine zor anlar yaşatıyorlar

Türkiye'de virüse yakalandığını kabullenemeyip hastaneden kaçmaya çalışan vatandaşların sayısı da oldukça yüksekti. Geçtiğimiz aylarda buna benzer pek çok örnek duymuştuk.

Bu bağlamdaki örneklerden biri de, hastalığını kabullenemeyip koronavirüs hastaları için ayrılan bölüme girmek istemeyen hastaların kaçmaya teşebbüs ederek sağlık çalışanlarına zorluk çıkartmasıydı.

PİŞMAN OLUYORLAR

Akdeniz Üniversitesi Hastanesi Acil Tıp Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yıldıray Çete, başlarına gelen bir olayı şöyle aktarıyor:

"Kovid-19 alanına almaya çalıştığımız genç bir kadın hasta, sedyeyi ve kapıları tutarak, bağırarak içeriye girmek istemedi. 'Beni o alana sokmayın, beni öldürmeye çalışıyorlar' diye çığlık atıyordu. Biz sadece ona yardımcı olduk, testi pozitif çıktı. Kaygısını anlıyoruz ama bizi de riske attı. Bağırması, sedyeden kaçmaya çalışırken onu tutmaya çalışan tüm sağlık çalışanları temas riskine maruz kaldı. Tedavisini yaptık, taburcu ettik. Evde takibini de yaptık. Ekibimi de riske attığı için çok üzüldüm."

"Testi pozitif çıkan hastanın en büyük pişmanlığı, beş gün önce asker uğurlamasına gitmesi. Testi pozitif çıkınca, 'Keşke gitmeseydim' diyor ama iş işten geçmiş. 'Dün akşam annemlere yemeğe gitmiştim, bulaştırmış olabilir miyim?' diye soranlar var. Hepsinin yüz ifadelerinde pişmanlık var."

EŞİNİ VE ÇOCUKLARINI GÖREMİYOR

Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesinde Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Filiz Kızılateş, yoğun bakımda tedavi gören ve ailesini göremediği için sürekli ağlayan bir hastası hakkında şunları kaydetti:

"44 yaşındaki hastam, yoğun bakımda 1,5 ay yattı. Yoğun bakımcıların çabasıyla toparladı. Sürekli ağlıyordu. Bazen eşiyle telefonla görüştürüyordum. Tek pişmanlığı cenazeye gitmiş olmasıydı. Vatandaşların büyük kısmı sosyalleşme sürecini gerçekten yanlış anlıyor. İnsanlar bir süre sosyalleşmeden yaşayabilirler."