Pankreas kanseri diğer tüm kanserler arasında en ölümcül türlerden biri olarak tanımlanıyor. Geç belirti verdiği için tanı konulan hastaların yüzde 90'ı, hastalıkla mücadelede kısıtlı tedavi seçeneğine sahip olabiliyor. Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Nükleer Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nuri Arslan, kanser tedavisinde kullanılan kemoterapi, radyoterapi, immunoterapi gibi tedavi seçeneklerini tüketmiş pankreas kanseri hastaları için umut yaratan hedefe yönelik radyonüklid tedavilerin, ABD, Almanya ve Uzak Doğu ülkeleri ile eş zamanlı olarak Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi'nde de uygulanmaya başladığını söyledi.

HASTALARA UMUT

Diğer kanser türlerine göre oldukça ölümcül olan pankreas kanseri, günümüzde en önemli sağlık sorunlarından biri olarak kabul ediliyor. Bu kanser türü çoğunlukla tümörlü dokunun pankreas dışına çıktığı evrede tanı alabiliyor. Bu nedenle pankreas kanserli hastaların sadece yüzde 10'u cerrahi şansına, yüzde 7'si ise 5 yıllık yaşam süresine sahip olabiliyor. Son dönemde kanser araştırma merkezlerine önemli yatırım yapan dünyanın sayılı ülkelerinde, tedavi seçeneklerinin oldukça kısıtlı olduğu ve bu tedavilerden yanıt alınamayan pankreas kanseri hastalarına yönelik yenilikçi bir tedavi sürdürülüyor. Kemoterapi, radyoterapi, immünoterapi dışında kalan hedefe yönelik bu yenilikçi tedaviler son dönemde hastalara umut oluyor.

TEDAVİ HAKKINDA BİLGİ VERDİ

Prof. Dr. Arslan şöyle konuştu: "Nükleer Tıp Anabilim Dalı olarak, Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi'nde de bu tedavi seçeneğini uygun hastalarımızda uygulamaya başladık. Diğer tedavi seçeneklerini tüketmiş, klinik ve laboratuvar sonuçları ile uygun hastalarımıza radyoaktif işaretli peptitlerle, hedefe yönelik kişiselleştirilmiş radyonüklid tedaviler uyguluyoruz. Damar yolu ile 20-30 dakika süren enjeksiyon sonrası, verilen radyoaktif ilacın pankreastaki primer tümör ve diğer metastaz alanlarında tutularak bu alanlara vücut içerisinde hedefe yönelik lokal radyoterapi uygulanması amaçlanıyor. Kullanılan radyoaktif maddenin fiziksel özelliklerine göre hasta ya uygulama sonrası hemen evine gönderiliyor ya da 1 gece hastanede kontrol altında kalıyor."

SADECE PANKREAS KANSERİNDE

Hastanın ağrı şikayetlerini azaltarak yaşam süresini uzatmayı hedefleyen tedavi yanıtının 1-2 ay arasında değişen bir sürede alınması beklediklerini belirten Prof. Dr. Nuri Arslan, "Tedaviye bağlı önemli bir yan etki ise gözlemlenmiyor. Tedavi öncesi ve sonrası hastalarımızın kan değerlerini, böbrek fonksiyonlarını takip ediyoruz. Küçük bir hasta grubunda ağız kuruluğu, bulantı, kusma, baş ağrısı gibi geçici şikayetlerle karşılaşabiliyoruz. Bunları da semptomatik tedavilerle önleyebiliyoruz. Bu yöntemin şu an için sadece pankreas kanserlerinde uygulanabiliyor. İlerleyen dönemde tedavi yönteminin geliştirilmesi ile yine diğer tedavi seçeneklerini tüketmiş kolon, akciğer ve meme kanseri hastalarında da uygulanabilir hale gelecektir."