Özgür Özel'in açıklamalarından baza kısımlar şöyle: 

"100 öğretmenden 72'si geçinmek için borç almak zorunda. 100 öğretmenden 23'ü ikinci bir ek işte çalışmak zorunda. Bir meslek kanunu çıktı ama beklentileri karşılamadı. Öğretmenlik Meslek Kanunu'nun iyileştirerek yeniden düzenlenmesini, sözleşmeli ve ücretli öğretmenlik uygulamasının sonlandırılmasını; tamamının kadrolu hale getirilmesini ve mülakatın mutlaka kaldırılmasını savunuyoruz.

Bugün grubumuzdan milletvekilimiz, grup başkanvekilimiz ve çok sayıda partili arkadaşımız Diyarbakır'dalar. Tahir Elçi'nin duruşmasını takip ediyorlar. Yapılması gereken araştırmalar yapılmıyor. Deliller karartılsın diye bir el devreye girmişti. Elçi ailesi adaleti bulduğunu inanana kadar, bir fail-i meçhul cinayetin aydınlanmasının Türkan Elçi'nin içine sinmesine kadar bu davanın takipçisi olacağız.

Kurultaydan sonra görevi aldık ama birçok ilk yaşanıyor. İlk açılışı geçen gün yaptık. İlk kurdeleyi CHP Genel Başkanı sıfatıyla kestim. Öyle özel bir gayret olmadı ama o kadar çok içime sindi ki. İstanbul'da Büyükdere Atatürk Fidanlığı'nın açılışını yaptık. Beton meton açmadık. Fidanlık açtık. 1928'de Atatürk'ün talimatıyla açılan, adında Atatürk olan bir yeri açtık. Kapandığı 97 yılına kadar bahçıvan okulu olarak da hizmet eden çok önemli bir binayı açtık. 31 Mart'ta rekor oyla İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olacak Ekrem İmamoğlu'na bir kez daha teşekkür ediyoruz.

Cumhuriyet Halk Partili belediyeler sosyal belediyecilikte birbirleriyle adeta yarışıyorlar

Mansur Bey, 20 bin emekliye 4 aydır 1250 TL veriyor. Bu ayla birlikte 5 bin TL verilmiş oldu zaten. Cumhuriyet Halk Partili belediyeler sosyal belediyecilikte birbirleriyle adeta yarışıyorlar.

Biz bu belediyeleri sadece CHP'nin oylarıyla kazanmadık. İttifaklarla destek aldık. Dürüstler yönetsin, iyiler yönetsin diye destek aldık bundan sonra da işbirliklerini konuşmaya hem de dürüst insanların yönettiği belediyeleri korumaya; büyük işbirliğine ve güç birliğine hep birlikte davet ediyoruz.

Bosna Hersek'te gittiğim insanlar bana iki kişiden bahsediyorlar. Birisi Hikmet Çetin. Dışişleri Bakanı. CHP, Türkiye durması gereken yerde duruyor. Batı dünyası durması gereken yerde durmuyor, maalesef susuyor. 1992-95 arası büyük mezalimde Genel Başkanımız Deniz Baykal. Kalkıyor Bosna Hersek'e gidiyor, dünyanın dikkatini oraya çekmek için. 1600 bebeğin katline engel olamadılar.

Şimdi Gazze'de katliam yapılıyor. CHP, Türkiye doğru yerde duruyor. Ama yine Batı susuyor.

Solculara, sosyalistlere, akan kana susmak, soykırıma varacak suçlarda suçlu-güçlü kalmamak yaraşır. Dünyadaki bütün siyasi akrabalara çağrımızdır: Filistin'deki zulmü durdurmak bütün demokratların, sosyalistlerin görevidir.

Burada esas görev Erdoğan'a düşüyor. Türkiye'deki bütün siyasi partilerin genel başkanlarını alarak; bizim mutlaka sınır kapısına gitmemiz, oradan geçmemiz, orada duruşumuzu göstermemiz lazım. Erdoğan, tek başına giderek orada bir şey yapmak yerine bütün siyasi partilerin gücünü ortaya koymaya seni davet ediyorum.

'Türkiye'de herkes eşittir ama Kürtler daha az eşittir' dedim. Herkes Kürtlerin eşit olduğnu anlatmaya girişti. Devlet Bey de birtakım şeyler söylemiş bu ifadeleri eleştirmiş. Kürtlerden Başbakan olmadı mı diyor. Neredeyse benim Kürt komşularım var, çok iyi diyor. Bunları geçeceksiniz. Benim memleketim Manisa'da vatandaşlar sandığa gidip MHP'li bir başkanı seçebiliyor. Sizin memleketiniz Osmaniye'de de seçim yapılıyor. Rize'de Tayyip Bey'in hemşerileri istediği belediye başkanını seçebiliyor ama Diyarbakır'da, Mardin'de, Van'da, Batman'da Kürtler belediye başkanı seçiyor ama siz kayyum atıyorsunuz. Manisalılar, Osmaniyeliler, Rizeliler eşittir ama sizin bu uygulamalarınız yüzünden Kürtler bu ülkede daha az eşittir."