Ömer Çelik'in açıklamalarından satır başları şöyle:

Rusya ile Ukrayna arasında Türkiye'nin yürüttüğü müzakere performansının hemen herkes tarafından merak edildiğini, bununla ilgili bilgi almak, destek vermek için Cumhurbaşkanımızla görüşmek istediklerini ifade edebilirim. En son Cumhurbaşkanımız Rusya ve Ukrayna temsilcilerine hitap ederek bir konuşma yapması geniş bir yankı buldu.

Nihayetinde savaşı bitirecek olan diplomatik çabanın liderler düzeyine taşınmasıdır. Sayın Cumhurbaşkanımız her iki lidere de hazırlıklarımızın tam olduğunu, ev sahipliği yapabileceğimizi defalarca bildirdi. Taslağın ortaya çıkmasıyla birlikte İstanbul ya da Ankara'da bu görüşmeyi yaparak savaşı bitirmek konusunda çabamızı bir sonuca ulaştırmış oluruz.

'TÜRKİYE'NİN ARABULUCULUĞUNI HERKES TAKDİR EDİYOR'

Türkiye'nin güvenli arabulucu olma niteliği herkes tarafından takdir edilmektedir. Ukrayna'ya dönük insani yardımlarımız, insani koridorların açılması konusundaki çabalarımız olumlu sonuçlar alıyor. Dün ortaya çıkan görüntüler son derece üzüntü verici.

'KATLİAMIN SORUMLULARI BULUNMALIDIR'

Sokaklarda elleri bağlanarak katledilmiş insanlar, toplu mezarların ortaya çıkması. Çeşitli yerlerdeki katliam görüntülerin buna eşlik etmesi, Çocuk, kadın, yaşlı ve sivil insanların katledilmesi son derece büyük bir faciadır.

Bu insanlık dışı eylemlerin araştırılması, sorunların ortaya çıkarılması gerekiyor. Savaş hukukuna uymayan eylemler söz konusu olduğu, birtakım katliamlara imza atıldığı görülmektedir.

Türkiye NATO içerisindeki güvenilir iradesini net bir şekilde ortaya çıkarmıştır. Rusya, Ukrayna ve diğer komşuların gözünde sözüne güvenilir, barış yanlısı iradesini ortaya çıkarmıştır.

'TÜRKİYE OLMADAN KİLİT MİMARİSİ OLUŞTURULAMAZ'

Bu savaşın son yıllarda tartıştığımız pek çok konunun gözden geçirilmesine yol açan, test edildiğini görüyoruz. NATO'ya ideolojik saikler karıştırılmaya çalışılmaya, birtakım subjektif değerlendirmelerin için içine sokulması söz konusuydu. 'NATO'nun beyin ölümü gerçekleşti' diyenler Türkiye'yi sorguluyordu. Halbuki görüldü ki Türkiye olmadan kilit mimarisi asla oluşturulamaz.

Güvenirlik, zor zamanda doğru yerde durma, diplomatik ve askeri kabiliyetlerin senkronize şekilde kullanmanın kapasitesidir bu. NATO konusunda bu aşamaya gelinmiş olunması iyi olmakla beraber AB konusunda bu aşamaya gelinmediğini görüyoruz. AB'nin Türkiyesiz Ukrayna zirvesi yapmasının hiçbir manasının olmadığını görüyoruz. Şu anda AB'nin ortaya koyması gereken diplomatik kapasiteyi tek başına Türkiye ortaya koyuyor. Liderler zirvesinde muhakkak şekilde Türkiye'nin de Cumhurbaşkanı olması gerekir.

Merkel ve Sarkozy döneminde Türkiye aday olarak katılıyordu. Daha sonra bir kararla ortadan kalktı. Bunun ne kadar anlamsız olduğu görülmüştür. Meselenin Avrupa'nın güvenlik mimarisi olmadığını, değerlerin korunmasının tedbirlerin alınmasına da dairdir. Çok uzun zamandır Avrupa'nın DEAŞ'ı dediğimiz aşırı sağ örgütlerin tehdidi altında olduğunu ifade ediyorduk. En son Sayın Macron bu konuda bir strateji belirlenmesi gerektiğini söyledi.

İslam ve Türkiye düşmanlığı söz konusu olunca aşırı sağa sessiz kalması Avrupa'nın bağışıklık sisteminin zaafa uğramasına yol açıyor. Büyük meydan okumayla karşı karşıya kalındığında ihtiyaç duyulan bağışıklık sisteminin olmadığı görülüyor.

TUNUS PARLAMENTOSUNUN FESHİ

Parlamentonun feshedilmesinden büyük bir üzüntü duyuyoruz. Daha önce hükümet ilga edilmişti, en son 30 Mart tarihinde Tunus Halkın Temsilcileri Meclisi feshedildi Tunus çok önemli bir ülke. Demokrasisini korumak bakımından büyük gayret sarf ediyor. Kendi anayasa tecrübesini yönetme anlamında Tunus'un büyük kazanımları var. Bunun kaybedilmemesi gerekiyor.

MACARİSTAN'DA 6'LI MUHALEFETİN KAYBETMESİ

Cumhurbaşkanımız sayın Orban ile yakın ilişkilere sahip ve bu ilişkilere önem veriyor. Gördüğümüz şu; birtakım dışarıdan odakların kimin iktidar olacağına karar verme çabaları her zaman ters teper. Kararı her zaman millet verir.

KDV İNDİRİMİ

Biz sürekli sahada olan bir partiyiz. KDV indirimlerinin etiketlere yansıyıp yansımadığı konusunu takip ediyoruz. Stokçuluk yapanlara yönelik güçlü tedbirlerimiz var.
CHP Genel Başkanı çıktı 2 buçuk milyon hayvanın Katar'a satıldığını söyledi. Ticaret Bakanlığımız hemen buna yalan olduğuna dair cevap verdi. Maalesef bir yalan siyaseti ortaya çıktı. 18 Mart'ta bakanlığımız bu ihracatları yasaklamıştı. Siyasetçinin muhalefet yapmak adına değil, sorumlu siyaset yapmak adına duyarlı davranması gerekirdi.

Bir CHP grup başkanvekili çıktı bana 'Hükümetin açıklayacağı şeyi siz açıklıyorsunuz' dedi. Halbuki o bilgi bakanlığın sitesinde var.