Yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle İstanbul Pendik'teki özel bir hastanede tedavi gören Menzil cemaatinin lideri Seyyid Abdulbaki Elhüseyni (74) dün öğlen saatlerinde yaşamını yitirdi.

Elhüseyni'nin cenazesi, kara yoluyla Adıyaman'ın Kahta ilçesine bağlı Menzil köyüne getirildi.

Abdulbaki Erol için Menzil köyünde cenaze töreni düzenlendi.

KALABALIK UĞURLAMA

Cenazenin köye götürülüşünde 20 kilometrelik araç kuyruğu oluştu.

Menzil grubu lideri, yaklaşık 250 bin kişi tarafından kılınan namazın ardından aile mezarlığına defnedildi.

NTV ve AA'nın haberine göre Cenaze törenine, Adıyaman Valisi Osman Varol, Belediye Başkanı Süleyman Kılınç, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici ile çok sayıda kişi katıldı.

74 yaşında olan Seyyid Abdulbaki Elhüseyni, yaklaşık 1,5 yıldır İstanbul'da tedavi görüyordu.

ABDULBAKİ EROL KİMDİR?

Abdulbaki Erol, 2 Mayıs 1949 tarihinde Adıyaman'ın Kahta ilçesinin Menzil köyünde dünyaya geldi.

Babası Seyyid Abdulhakim el-Hüseyni olan Abdulbaki Erol, Adıyaman, Siirt ve Van'da dini eğitim ve Arapça eğitimi aldı.

Babasının vefatından sonra cemaat lideri olan ağabeyi Muhammed Raşid Erol'un 22 Ekim 1993 tarihinde vefatı ile yerine geçti.

Kamuoyunda "Gavs-ı Sani Şeyh Abdülbaki Elhüseyni" olarak bilinen Abdulbaki Erol'un yedi çocuğu bulunmaktadır.

Gavs-ı Sânî Hazretleri'nin Hayatı

Gavs-ı Sânî Şeyh Seyyid Abdülbâkî Elhüseynî (kuddise sırruhû) hicrî 1362/ miladî 1943 yılında Siirt ilinin Baykan ilçesine bağlı Taruni köyünde doğmuştur. Babası Gavs-ı Âzam Şeyh Seyyid Abdülhakîm Elhüseynî (kuddise sırruhû) Nakşibendî – Hâlidî şeyhidir.

Abdülbâkî Elhüseynî hazretleri babasıyla birlikte yaklaşık bir buçuk yıl Taruni, sonra beş yıl Bilvanis, sonra on bir yıl Kasrik, sonra dokuz yıl Gadir köylerinde ikamet etmiştir. 1971 yılında yine babası Gavs-ı Kasrevî hazretleriyle birlikte Menzil köyüne yerleşmiştir.

Gavs-ı Sânî hazretlerinin çocukluk - gençlik dönemleri ilim tahsiliyle ve hizmetle geçmiştir. Babasının 1972 senesinde ahirete irtihal etmesi üzerine ağabeyi Seydâ Muhammed Râşid Elhüseynî hazretlerine intisap etmiştir. Ağabeyinin irşad döneminde seyrüsülûkunu tamamlamış ve halifelik almıştır.

Muhammed Râşid Elhüseynî hazretleri 1993 yılında vefat edince Şeyh Seyyid Abdülbâkî Elhüseynî (kuddise sırruhû) irşada başlamıştır.

Şeyh Seyyid Abdülbâkî Elhüseynî hazretleri niyet, ilim, tövbe, zikir, hizmet, tevazu gibi konular üzerinde özellikle durmuştur.Niyetin sürekli kontrol edilmesi gerektiğini sık sık beyan etmiştir. İslami eğitim kurumlarının hem sayısının hem de imkânlarının artması için büyük gayret göstermiştir.

Bu kurumlardan mezun olan ilim ehlini insanlara temel dini bilgileri anlatmakla ve hayatın her alanında İslamî ölçülere uygun bir şekilde hizmet edilmesine rehberlik etmekle görevlendirmiştir.

İrşadı boyunca hemen her vakit namazında ziyaretçileriyle birlikte tövbe etmiş, nice kimselerin kötülükleri terk ederek iyiliklere yönelmesine vesile olmuştur. Bütün müridlerini Nakşibendî tarîkatının usullerine uygun biçimde zikretmeye teşvik etmiştir.

Zikrin kalbin zaruri bir ihtiyacı olduğunu, asla ihmal edilmemesi gerektiğini vurgulamıştır.

Sevenlerinin birlik içinde, istişare ahlâkıyla hizmet edebilmesi için pek çok kurum ve kuruluşun oluşumuna, işleyişine öncülük etmiştir.

Kalp kırmaktan, kul hakkından azami ölçüde kaçınılmasını tavsiye etmiş ve böyle tehlikelerin bulunduğu durumlarda alttan almayı öğütlemiştir.

Gavs-ı Sânî hazretlerinin dünyanın dört bir yanından müridleri ve muhibleri vardı.

Güzel ahlâkıyla rehberlik ettiği bu kimselerin bütün insanlığa faydalı olacak pek çok hayırlı işler yapmalarını sağladı.

Nice eserin imar, inşa ve ihyasına riyaset etti. Bütün mazlumlara, muhtaçlara yardım edilmesine, ümmet şuuruna, Türkiye'nin birliğine ve beraberliğine büyük önem verdi.

Nakşibendî tarîkatının güzelliklerini bütün insanlığa yaşayarak ve yaşatarak gösterdi.

Tasavvufun gayesinin İslam'ın emir ve tavsiyelerini samimiyetle yerine getirmekten, sünnet-i seniyyeye har%yen ittiba etmekten ibaret olduğunu herkese hatırlattı.

Muhammed Râşid Elhüseynî hazretleri 1993 yılında vefat edince Şeyh Seyyid Abdülbâkî Elhüseynî (kuddise sırruhû) irşada başlamıştır.

Şeyh Seyyid Abdülbâkî Elhüseynî hazretleri niyet, ilim, tövbe, zikir, hizmet, tevazu gibi konular üzerinde özellikle durmuştur.Niyetin sürekli kontrol edilmesi gerektiğini sık sık beyan etmiştir. İslami eğitim kurumlarının hem sayısının hem de imkânlarının artması için büyük gayret göstermiştir.

Bu kurumlardan mezun olan ilim ehlini insanlara temel dini bilgileri anlatmakla ve hayatın her alanında İslamî ölçülere uygun bir şekilde hizmet edilmesine rehberlik etmekle görevlendirmiştir.

İrşadı boyunca hemen her vakit namazında ziyaretçileriyle birlikte tövbe etmiş, nice kimselerin kötülükleri terk ederek iyiliklere yönelmesine vesile olmuştur. Bütün müridlerini Nakşibendî tarîkatının usullerine uygun biçimde zikretmeye teşvik etmiştir.
Zikrin kalbin zaruri bir ihtiyaç olduğunu, asla ihmal edilmemesi gerektiğini vurgulamıştır.

Sevenlerinin birlik içinde, istişare ahlâkıyla hizmet edebilmesi için pek çok kurum ve kuruluşun oluşumuna, işleyişine öncülük etmiştir.

Kalp kırmaktan, kul hakkından azami ölçüde kaçınılmasını tavsiye etmiş ve böyle tehlikelerin bulunduğu durumlarda alttan almayı öğütlemiştir.

Gavs-ı Sânî hazretlerinin dünyanın dört bir yanından müridleri ve muhibleri

Güzel ahlâkıyla rehberlik ettiği bu kimselerin bütün insanlığa faydalı olacak pek çok hayırlı işler yapmalarını sağladı.

Nice eserin imar, inşa ve ihyasına riyaset etti. Bütün mazlumlara, muhtaçlara yardım edilmesine, ümmet şuuruna, Türkiye'nin birliğine ve beraberliğine büyük önem verdi.

Nakşibendî tarîkatının güzelliklerini bütün insanlığa yaşayarak ve yaşatarak gösterdi.

Tasavvufun gayesinin İslam'ın emir ve tavsiyelerini samimiyetle yerine getirmekten, sünnet-i seniyyeye har%yen ittiba etmekten ibaret olduğunu herkese hatırlattı.