Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi Baş İmamlığı görevinden istifa eden Prof. Dr. Mehmet Boynukalın Hoca'dan bağımsızlık konusuyla ilgili çarpıcı bir açıklama yaptı.

Görevde olduğu süre içinde faiz konusunda Bakara Suresi'nden ayetlerini paylaşıp, "Faizcilerle mücadele etmek İslam'ın emridir" diyen ve İstanbul Sözleşmesi’nin tartışıldığı dönemde, "Cinayet cinayettir; cinsiyet değiştirmez; erkek, kadın, çocuk, büyük kimin başına gelirse gelsin ilkemiz: 'Sizin için kısasta hayat vardır' ilahi düsturudur. Sürekli 'kadın cinayetleri' vurgusu, kadını erkeğe düşman etmeye çalışan bir sloganik medya propagandasıdır." İfadelerini kullandığı için laikçi lince uğrayan Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi eski Baş İmamı Prof. Dr. Mehmet Boynukalın Hoca'dan bağımsızlık ile alakalı dikkat çeken bir paylaşım geldi.

Hoca şimdi profesör sıfatıyla konuşuyor! Bu kez ne diyecekler?

Faiz ve kadın cinayetleir ile alakalı takdir toplayan açıklamalar yaparken, laikçi tayfanın 'İmam konuşur mu?' İmam faiz ve kadın cinayetleri hakkında konuşmaz” şeklinde eleştirilerine maruz kalan ve görevinden istifa eden ve Marmara Üniversitesi’ndeki görevine geri dönen Mehmet Boynukalın sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Bağımsızlık sadece toprağın değil düşüncenin de yabancı işgalinden kurtulmasıyla gerçekleşir. Bir savaşı kazandıktan sonra kendi hukukunuzu tamamen bir kenara bırakıp hasmınızınkini alıyorsanız burada bir sorun var demektir" ifadelerini kullandı. İmamken laikçi mahallenin türlü sataşmalarına maruz kalan Boynukalın’ın profesör sıfatıyla yaptığı bu açıklamalar karşısında laikçilerin takınacağı tutum merak konusu oldu.

Ayasofya'daki görevinden şu sözlerle istifa etmişti:

"Asıl mesleğim üniversite öğretim üyeliği olmasına rağmen, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın talebi ve Marmara Üniversitesi'nin uygun görmesiyle Ayasofya-i Kebir'deki şerefli makama görevlendirme ile geldim. İki gün önce, akademik/ilmi çalışmalarıma daha fazla vakit ayırabilmek için Ayasofya-i Kebir Camii Şerifi'ndeki baş imam hatiplik görevimden affımı ve görevlendirmemin sona ermesini istedim. Aldığım kararın bir diğer sebebi ise, milli iradeye karşı pervasızca yayınlanan malum bildiriyle ilgili yorumlarda yalan yanlış kıyaslamalara gidilerek, 'Ayasofya İmamı konuşuyor da biz niye konuşmayalım' gibi hezeyanlara meydan vermemektir.

86 yıl sonra yeniden cami olarak fethedilen bu mübarek mekanda ilk baş imam hatip olarak görev yapmamı takdir eden Yüce Mevla'ya sonsuz hamdü senalarımı arzediyor, bu göreve beni layık bulan idarecilerimize ve hassaten Kıymetli Cumhurbaşkanımıza çok teşekkür ediyorum. Bendeniz bu görevdeyken bildiğim kadarıyla, dilim döndüğünde İslam'ı anlatmaya çalıştım. Bunu yapmazsam Allah katında mesul olurum düşüncesiyle hareket ettim.

Bu niyetin yarın Allah katında bana şahitlik edeceğini umuyorum. İslam'a ve Kur'an'a bir bütün olarak inanıp yaşamayı Rabbim hepimize nasip etsin. Bugüne kadar bana desteğini bildiren yahut düşüncelerime katılmayan bütün kardeşlerimden Allah binlerce kez razı olsun. Allah yar ve yardımcımız olsun."