Venezuela’da hükümetin Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Ofisi'nin (OHCHR) hükümete karşı faaliyetlerde bulunduğu gerekçesiyle faaliyetlerini askıya almasına yönelik tepkiler artıyor.

Perşembe günü Venezuela Dışişleri Bakanı Yvan Gil, OHCHR’nin Caracas ofisinin Maduro hükümetine karşı komplo kuran darbeci ve terörist grupların özel üssüne dönüştüğünü iddia etmiş ve ofisin Venezuela’daki faaliyetlerinin askıya alındığını ve çalışanlara da ülkeyi terk etmesi için 72 saatlik süre tanındığını duyurmuştu.

Venezuela’da geçtiğimiz günlerde tanınmış insan hakları aktivisti ve avukat Rocio San Miguel’in, cumhurbaşkanına suikast ve darbeye teşebbüs gibi suçlamalarla istihbarat birimleri tarafından gözaltına alınmasının ardından OHCHR, hükümet baskısının sona ermesi çağrısı yapmıştı.

Keyfi tutuklamalardan işkence vakalarına, seçme ve seçilme hakkından toplantı ve gösteri özgürlüğüne kadar çok sayıda insan hakları ihlallerinin bildirildiği Güney Amerika ülkesinde, OHCHR’nin faaliyetlerinin askıya alınmasının ardından ülkedeki insan hakları ihlallerinin artmasından endişe ediliyor.

Venezuela’nın Birleşmiş Milletler eski temsilcisi Milos Alcalay, diplomatik personelin bir ülkeden sınır dışı edilmesini “Bir millete ya da uluslararası topluma karşı uygulanan sansürün en ağır yöntemlerinden biri” olarak değerlendiriyor.

Venezuela’da daha önce de benzer suçlamalardan dolayı Kolombiya, Paraguay, Brezilya, Kanada, El Salvador, İspanya, Avrupa Birliği ve ABD’li diplomatlar, uluslararası medya kurumlarında çalışan gazeteciler sınır dışı edilmiş, Amerikan Devletleri Örgütü (OAS) ve Uyuşturucuyla Mücadele Dairesi (DEA) gibi kurumların da faaliyetlerine son verilmişti.

İnsan hakları ofisinin faaliyetlerinin askıya alınması ve çalışanlarının sınır dışı edilmesine Arjantin, Ekvador, Paraguay, Uruguay ve Kosta Rika gibi Latin Amerika ülkelerinden de tepki geldi.

Beş ülkenin imzasıyla yayımlanan ortak bildiride "Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği'nin Venezuela ofisine yönelik hayata geçirilen uygulamaları reddediyor ve insan haklarına, hukukun üstünlüğüne tam saygı gösterilmesini ve herhangi bir yasak olmaksızın şeffaf, özgür, demokratik ve rekabetçi seçimlerin yapılmasını talep ediyoruz" diye kaydedildi.

Bu yıl başkanlık seçimlerinin yapılacağı ülkede, hükümet yetkilileri ülkedeki uluslararası kurumları muhalefetle işbirliği yaparak Maduro iktidarını devirmeye çalışmakla itham ederken sivil toplum örgütleriyse, yaşananların hükümetin antidemokratik ve baskıcı tutumunun bir tezahürü olduğunu, seçim öncesi muhaliflere yönelik hak ihlallerinin zemininin hazırlandığını iddia ediyor.

Hükümet, kararın gerekçesinin OHCHR'nin hükümete karşı faaliyetlerde bulunması olarak lanse ederken, kurum yetkilileri ise faaliyetlerinin insan haklarını korumaya yönelik olduğunun açıkladı. Muhalefet de seçim yılında insan hakları ihlallerinin artabileceğine dikkat çekiyor.