AK Parti Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş ile AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şen, AK Parti Gençlik Kolları Başkanlığı tarafından genel merkezde düzenlenen 'Genç Liderler Okulu Eğitim Programı'nda 81 ilin gençlik kolları başkanları ve partililer ile bir araya geldi.

Kurtulmuş, "2023, 2053, 2071 de milletimizin ortak değerleri. Birisi Cumhuriyetimizin 100 yılı, birisi İstanbul’un fethinin yıl dönümü, birisi Anadolu topraklarının Müslüman milletimize açılışının yıl dönümü. Milletin ortak tarihinin noktaları olmasına rağmen niye şimdiye kadar mesela CHP böyle bir şeyi dile getiremedi? Niye partiler dile getiremedi de siz dile getirdiniz? Kökü mazide olan ati olmak işte böyle bir şeydir. Onlar dile getiremezler. Hala Osmanlı’nın, Selçuklu’nun devamı olan bir Türkiye Cumhuriyeti olduğumuzu içselleştirememiş olan bir anlayışa sahipler. Onun için tarihi departmanlara bölerek bakarlar. Halbuki 'Selçuklu da bizim Osmanlı da bizim Cumhuriyet de bizim' diyerek, bütün bu milli müktesebatı aynı potada eriten sizsiniz, AK Parti’dir, kökü mazide olan ati burasıdır" diye konuştu.

'SENİ SOL CEBİNDEN ÇIKARIR'

Kurtulmuş, CHP’nin tarihinde halkla nasıl konuşulacağına hatta ne giyileceğine karar verildiği zamanların olduğunu dile getirerek şunları söyledi:

"Bugün de onların yansımalarını görüyoruz. Ne diyor; 'Kim bu millet? Bunlar cahil cühela takımı olduğu için giderler hep Recep Tayyip Erdoğan’a oy verirler, AK Parti’ye oy verirler.' Milleti cahil olarak görmeyin. Cahil olarak gördüğün milletin en az okumuş adamı seni sol cebinden çıkarır çöp tenekesine atar. Bu yeni bir söz de değil. Hiç değişmiyor. Onun için ben ‘Cumhuriyet Halk Fırkası’ derken bilerek söylüyorum bunu. 1960 darbesinden sonra bu memlekette şu tartışmalar yapılmış; 'okumayanla okuyanın oyu bir olur mu? Okuyanın oylarına daha fazla oy verelim.' Millete güvenmiyor. Be hey gafil; ilim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir, sen kendini bilmezsin, bu nice okumaktır. Bu millet böyle bakar ve böyle değerlendirir."

'ÖZÜR DİLEMEK BU KADAR ZOR MU'

Kurtulmuş, son zamanlarda başörtüsü meselesinin tartışmasını yaşadıklarını hatırlatarak, "CHP’nin Genel Başkanı, bir yasa teklifi hazırladı. 'Helalleşme' diyor ya. Biz insanların sözüne inanırız, niyet testi yapmayız; ama helalleşmeden önce kurumsal olarak CHP’nin özür dilemeye ihtiyacı yok mudur? Bu milleti enayi yerine koymayın. 27 Mayıs darbesinin arkasındaki zihniyet CHP’nin zihniyeti değil midir? 12 Mart’ın arkasındaki zihniyet CHP zihniyeti değil midir? 28 Şubat'ta ortaya çıkan zihniyet açık bir şekilde CHP’nin zihniyeti değil midir? 28 Şubat'ta ben İstanbul Üniversitesi’nde genç bir doçenttim. Orada gençlere ne gibi zulümler yapıldığını çok iyi biliyorum. Eşim de başörtülü bir doçent olarak 2 günde üniversitenin kapısına koyuldu. O dönemde, İstanbul Üniversitesi'nde ikna odaları açıp, 17-18 yaşındaki gencecik kızlarımızın başörtüsünü açtırmak için Nazi Almanya’sındaki zulümleri icra edenler, CHP'de sonradan milletvekili olan insanlar değil miydi? Gelin 27 Nisan’a. 27 Nisan öncesindeki Cumhuriyet mitinglerini kim düzenledi? Arkasında hangi güçler vardı? CHP o mitinglerin neresindeydi? '411 kaosa kalkan el' manşetini atarlarken onlara mecliste destek verenler kimlerdi? Türkiye’de partilerin isimleri, başkanları değişmiş olabilir; ama Cumhuriyet Halk Fırkası siyasi zihniyetinin sahipleri ikide bir Anayasa Mahkemesine giderek başörtüsü ve katsayı konularında milletin lehine alınan kararları iptal ettirmek için müracaat edenler bu beyler değil miydi? Çok mu zor 'özür diliyoruz, geçmişte hata yaptık, biz sizden özür diliyoruz' demek" dedi.