Ege Denizi'nde sarsıntılar sürerken deprem uzmanlarından da peş peşe uyarılar geldi.
Prof. Dr. Naci Görür sosyal medya paylaşımında, "Arkadaşlar Yunanistan’ın Ege Denizindeki Santorini Adasının kuzey doğusunda dünden beri gittikçe sıklaşan depremlerden bahsetmiştim. Bugün de gittikçe artması üzerine Ege kıyılarımızda söz konusu yere yakın vatandaşlarımızın dikkatli olmasını öneriyorum. Sevgiyle" dedi.
Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan depremlerin yanardağ kökenli olduğunu belirterek, "Birkaç gündür Ege Denizi'nde Santorini adasında en büyüğü M4,8 Richter’i bulan küçük deprem ile depremcikler sürekli sarsıntılar biçiminde olmaktadır. Deprem ile depremciklerin odak derinliklerinin 1 ile 5 km olması, yer sarsıntılarının yanardağ kökenli olduğunu göstermektedir" diye konuştu..
Prof. Dr. Ercan, yazısında şunları kaydetti:
"Mağma ilintili patlama öncesi mağma odası kökenli 250 bar dolayındaki basınç artışı 2200 C sıcaklıkla yer kabuğunu delip püskürmek istemektedir. Silikatlı bir lav püskürürse , yanardağ bombaları da fırlatabilir. Patlamaya deprem eşlik ederse M5 ile M7 dolayında üreyebilecek depremler Süpürtü dalgaları üretebilir. Bu dalgalar Ege Adaları, Mora, Girit, Pelepones, Türkiye Teke Yarımadamızın kıyı kuşağını etkileyebilir. Santorini ile yakın adalardaki yerleşimlerin boşaltılması, deniz ulaşımı ile balıkçılığın kısıtlanması gerekir."
"Jeofizik biliminde yanardağ patlamalarının üç belirtisi vardır." diyen Prof. Dr. Ercan:
"1. Sığ deprem ile depremcik fırtınaları 2. Gaz çıkışları 3. Yerden gelen gürültüler 4. Yerin şişmesi... Santorini’de bunlardan üçü gerçekleşmiştir. Ancak, bu belirtiler olsa da patlama gerçekleşmeyebilir. Kimileyin, 1 hafta, 1 yıl bile gecikebilir ya da hiç olmayabilir. Santorini’de 16. Yüzyıl ile MÖ 1600 de püskürme olmuştur. Türkiye’de de Tendürek ile Ağrı Dağı'nda benzer JEOFİZİK belirtiler gözlenmektedir."




