Konya'nın Karapınar ilçesinde, yer altı sularının çekilip, toprağın çökmesiyle meydana gelen ve sayıları 600'e ulaşan obrukların risk haritasının hazırlanması için çalışmalar sürüyor.


 Çalışmaları yürüten  Konya Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı, Konya Teknik Üniversitesi Obruk Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Fetullah Arık, Kayalı – Yağmapınar bölgesinde 1 kilometrekarelik alanda 100'ün üzerinde obruk tespit edildiğini söyledi. 


AFAD ve Konya Teknik Üniversitesi Obruk Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürlüğü tarafından Karapınar bölgesinde obrukların sayısı, yeri, oluşturdukları riskler ve obruk olabilecek bölgelerin belirlenmesine yönelik çalışmalar devam ediyor.   


Çalışmalarla bölgenin risk haritasının oluşturulacağını belirten Obruk Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Fetullah Arık, 


''2020 yılında yapılan çalışmalardan sonra oluşan yeni obruklar ve daha önce ölçüm yapılmayan obrukların eklenmesiyle bölgedeki obruk sayısı 600'ü geçmiş durumda. Kayalı bölgesindeki obruklar ise birim alan düşen obruk sayısı bakımından oldukça dikkati çeken bir bölgede yer almaktadır. 


Bu bölge içerisinde Karapınar’ın kuzeyindeki sulak alanın kurumasının ardından Sultaniye Ovası’nın doğu ve batı kıyısına ilave olarak en kuzeyde Kayalı, Yağmapınar bölgesinde yaklaşık 1 kilometrekarelik alan içerisinde 100'ün üzerinde obruk tespit ettik.


 Bunlar irili-ufaklı  ve genellikle birkaç metre çapında. Aralarında 10, 15 hatta 30 metre çaplarda ve değişken derinliklerde 100'ün üzerinde obruk var. 


Biz de bu bölgede çalışmalarımızı yoğunlaştırdık. Sayıları net olarak ortaya koyup buradaki obruk oluşumlarıyla ilgili de bir modelleme çalışması gerçekleştiriyoruz.'' diye konuştu.


'YERLEŞİM YERİNE 600 METRE' 


Prof. Dr. Arık, Kayalı bölgesindeki obrukların yerleşim yerine de yakın olduğunu belirterek şunları söyledi:


''Kayalı bölgesindeki obruklar, yerleşim yerlerine yaklaşık 600 metre kadar mesafede oluşmuş. Geçtiğimiz yıllarda bölgenin birçok yerinde yerleşim merkezlerinin içerisinde de obrukların oluştuğunu gördük.


O nedenle bölge içerisindeki obruk oluşumları büyük bir risk. Bununla ilgili de çalışmalar yapılıyor. 


Son iki yıldır devletimiz bu konuda kurumlarıyla birlikte çalışmaya başladı ve Konya Teknik Üniversitesi, Obruk Uygulama ve Araştırma Merkezi'ni kurarak  AFAD İl Müdürlüğümüzün  yaptığı bir çalışmaya gerekli bilimsel desteği veriyoruz. 


Çalışmalara Konya Büyükşehir Belediyesi, Karapınar Belediyesi ve KOP İdaresi de destek vermektedir.''


'YIL SONUNA DOĞRU NET VERİLER ORTAYA ÇIKACAK'


Çalışmaların 3,5 yıl sürmesinin planlandığını belirten Prof. Dr. Arık, ''Şu anda bir yılını geride bıraktık. Geçtiğimiz yıl Karapınar'ı çalıştık ve bu yıl Ereğli, Emirgazi, Çumra, Karatay ile Konya kent merkezine yakın alanlarda Selçuklu  ve  Meram’a dahil  olan yerler var.  Bu bölgelerde çalışacağız.


 Bu yıl sonuna doğru da obruk sayısı, oluşum mekanizmaları ve nedenleriyle ilgili net veriler ortaya çıkacak. 


Havzanın biraz daha kuzeyine doğru Altınekin, Cihanbeyli, Sarayönü ve Kadınhanı bölgelerindeki obruk oluşumlarındaki çalışmaları yapıyoruz. 


Üç yıllık periyotta bölge içerisindeki olası en hızlı yöntemlerle obrukları tespit edip, üç yılın sonunda bir eylem planına gitmesi için çaba göstereceğiz.'' dedi.


Define avcıları Belgrad Ormanı'nı delik deşik etti. Define avcıların son olarak açtığı devasa çukur ormana gelenler için büyük tehlike oluşturdu.


Belgrad Ormanı'nın Kemerburgaz bölümünde define avcıları çok sayıda çukur açarak tarihi eser aradı.


Definecilerin son olarak açtığı metrelerce derinlikteki çukuru, ormanda yürüyüş yapanlar tesadüfen fark edildi.


Oldukça profesyonel bir işçilikle kazılan ve 20 metreden fazla derinliği olan çukur, Orman İşletme Müdürlüğü'nden gelen görevlileri bile şaşırttı.


Definecilerin, karşılıklı iki ağaca çaktıkları bir ağaç dalı ile oluşturdukları basit bir çıkrık sistemi ile kazdıkları toprağı dışarıya çıkarttıkları görüldü.


Definecilerin çalışmalarını ise kısıtlama saatine denk getirdiği tahmin ediliyor. Devasa çukurun çevresinde ip merdivenler ve çukuru açan kişi ya da kişilerin maske, eldiven gibi kişisel eşyaları yer alırken durum polise bildirildi.


Ancak önlem alınmadığını belirten vatandaşlar sık sık yürüyüşe çıktıkları ormanda, herhangi bir kaza yaşanmadan biran önce tedbir alınmasını istedi.


Ailesi ile birlikte sürekli yürüyüşe çıktıkları alanda çukuru gören ve yetkililere haber veren kişi, "Köpekleri aldık, ormanda bir saat yürüyüş yapalım dedik. Normalde çocuklarla gittiğimiz bir rota. Ormanda maalesef bir sürü define çukuru oluyor önceden kazılmış ve içi su dolmuş. Ama bu yeni kazılmış, cavaskar sistemi, eldivenler, maskeler, ip merdivenler… ve öyle bir çukur ki, devasa bir çukur. Burada cep telefonu zaten zor çekiyor. Çukura düşsen büyük bir ihtimalle ya çok ciddi yaralanırsın ya da hayatını kaybedersin. İçeri düştükten sonra bir yere haber vermene imkan yok. korkunç bir durum" dedi.


Durumun hayatları için tehlike arz ettiğini ifade eden kişi, "İşin define tarafı yasadışı falan onu yetkililere haber vermek tabii ki çok önemli ama bir de ayrıca buraya gelen kişilerin hayatı için tehlike arz ediyor bu durum. Dolayısıyla yetkililere haber verdik. Anladığım kadarıyla hassas bir konu bu. Aracı park ettikten sonra, 15-20 dakika yürümek gerekiyor buraya ulaşmak için ve çok sapa bir yerde. "Defineciyi gördünüz mü, oradalar mı diye sordular. Tabii burada kimse yok şu anda ama Orman İşletmeden geldiler ve onlar gözlerine inanamadılar. Çok deneyimli kişiler geldi. Ve bu konuyu zabıt altına alacaklar ama sonuçta iş asayiş işi. Gelenler inanamadılar, 25 senedir ben bir sürü define kazısı gördüm, böyle bir şeye ilk defa denk geliyorum dediler. Burası herhalde en az 20-25 metrelik yüksekliğe sahip, bir de indikten sonra L şeklinde içeride ilerliyor" ifadesini kullandı.


Büyükada'yı deniz salyası da olarak bilinen müsilaj sardı.


Dibe çökmesi halinde deniz canlıları için büyük tehlike oluşturan deniz salyası, adalıları endişelendirdi. Kokusundan rahatsız olan adalılar, sahile hava almaya bile gidemediklerini belirtirken, adayı saran deniz salyası havadan drone ile görüntülendi.


"NORMAL BİR KİRLİLİK OLMADIĞI ÇOK BELLİ"


Marmara Denizi'nde sık sık görülmeye başlanan deniz salyası da olarak bilinen müsilaj şimdi de Büyükada'yı sardı.Sahildeki görüntünün hiç hoş olmadığını söyleyen Büyükada sakini Rümeysa Uzun, "Arkadaşlarımla sahile gezmeye geldik. Ancak denizin çok kirli olduğunu fark ettik. Başlarda denizde ne olduğunu anlamadık ama normal bir kirlilik olmadığı çok belliydi. Kokusu çok kötü. Görüntüsü de hiç hoş değil. Bir adalı olarak denizlerdeki bu durum bizi çok rahatsız ediyor. Geçen senelerde sahilde böyle bir şey görmemiştik" dedi. 
"KOKUDAN DURAMIYORUM" 


Artık adada sahil havası bile almanın mümkün olmadığını belirten Merve Çelik de "Sahile hava almak için geldim. Ancak sahilin pek hava alınacak hali kalmamış. Şu an kokudan duramıyorum. Denizin bu kötü haliyle temiz nefes almak pek mümkün olmuyor" diye konuştu. 


"FAZLA GÖRÜLMEYE BAŞLADI" 


Gün geçtikçe deniz salyalarının arttığını söyleyen Ozan Emre Gündürü ise, "Sahile çok seyrek geliyorum. Deniz salyalarının özellikle kokusu bizi çok rahatsız ediyor. Bu şikayetlerimizi belediyeye bildirmemize rağmen bir dönüş alamadık. Deniz gün geçtikçe deniz salyaları yüzünden daha kötü olmaya başladı. Eskiden bu kadar çok yoktu son zamanlarda daha fazla deniz salyası görülmeye başladı" ifadelerini kullandı.