ABD’de Fannie Mae ve Freddie Mac, Fransa’da Caisse de Refinancement de I’Habitat, Japonya’da Japon Housing Finance Agency (JHF) gibi örnekleri bulunan bir kamu kurumunun kurulmasına yöne­lik kanun teklifi TBMM’ye su­nuldu. Söz konusu teklife göre kurulacak kamu kurumu; konut kredisinde maliyetleri ucuzlata­cak, vadeyi uzatacak, ipotek şart­larını kolaylaştıracak, bankalara alan açacak ve merkezi bütçeye yük olmayacak.

Teklifte, artan maliyetler ve 6 Şubat depremlerinden etkilenen illerde konut üretiminin devam etmesi nedeniyle başta İstanbul olmak üzere diğer illerde gerekli nitelikte dönüşümlerin yapılama­dığına dikkat çekilerek, kentsel dönüşümün hızlandırılması için Türkiye Konut Finansman Kuru­mu kurulması istendi.

Bu tür kurumların ‘finansman sağlama yöntemi’ ile ilgili bilgiler de verilen teklifin gerekçesinde, kurumun işleyişi ve finansman mekanizması; “Bu kurumlar dı­şarıya standartlaştırılmış menkul kıymet (tahvil, bono), varlığa da­yalı menkul kıymet, hisse senedi ihraç ederek çalışıyor. Bu sistemle teminatlı bir şekilde hareket edi­liyor ve açığa borçlanılamıyor. Ay­nı zamanda bu tür kurumlar, ken­disi hisse senedini çıkarabiliyor, iç ve dış piyasaya standartlaşmış ürünlerini ihraç edebiliyor. Dola­yısıyla dış piyasadan da nakit gi­rişi sağlıyor. Bütçeye herhangi bir yük getirmeyen Konut Finans­man Kurumu bu işleyişle topladı­ğı likidite ile bankalara, finans ku­ruluşlarına, oralardaki alacakları üzerine almak kaydıyla ödeme ya­pıyor. Bu yöntemle döngü tamam­lanıyor ve taze kaynak oluşuyor” şeklinde detaylandırıldı.

Yeni Yol Partisi Tekirdağ Mil­letvekili ve Güvenlik Ve İstihba­rat Komisyonu Üyesi Cem Avşar tarafından TBMM’ye sunulan teklifin gerekçesinde; Türkiye’de 7.5 milyon riskli bağımsız birim bulunduğuna, bunların 2 milyo­nunun acil dönüştürülmesi ge­rekliliğine, İstanbul’da 1.5 mil­yon riskli yapının bulunduğu ve bunun 600 bini ise her an kendi­liğinden yıkılabilecek durum­da olduğuna dikkat çekilerek, bu çerçevede, deprem ülkesi olma­nın yanında konut stokunun da bu düzeyde riskli olmasının ola­sı depremlerin etkisini katbekat arttıracağına vurgu yapıldı.

Artan maliyetler ve 6 Şubat depremlerinden etkilenen iller­de konut üretiminin devam etme­si nedeniyle başta İstanbul olmak üzere ülkemizin geri kalan illerin­de gerekli nitelikte dönüşümlerin yapılamadığının altı çizilen tek­lifte gerekçe; “Gerek ülke gene­linde gerekse İstanbul’da yapılan dönüşüm ve hazırlıklar ise cılız kalmaktadır. Bu çerçevede insan­larımızı riskli konutlarda, dep­remi bekler durumda bırakmak kabul edilebilir bir durum değil­dir. Gerçek, sürdürülebilir, uygu­lanabilir çözümlerin bulunması, gerekli finansmanın tedarik edil­mesi ve projelerin geliştirilme­si gerekmektedir” şeklinde ifade edildi.

Türkiye Konut Finansman Ku­rumu’nun getirilerinin de anla­tıldığı gerekçede, kurum; “Orta ve dar gelirli vatandaşlara, ucuz ve uzun vadeli kredi imkanı sağ­layan, bütçeye ek bir yük getirme­yen ve dünyada bir çok iyi uygula­ma örneği bulunan Türkiye Konut Finansman Kurumu’nun kurul­ması ile Finansman Kurumunun kurulması; ülkemizin ekonomik şartları, riskli konut stoku ve dep­rem gerçeği göz önüne alınarak hükümet, halk ve yerel yönetimle­rin iş birliğinde finansman kayna­ğı ve üretim modelleri bakımın­dan uygulanabilecek bir çözüm yoludur” şeklinde tarif edildi.

 

KAYNAK: DÜNYA/FERİT PARLAK