Cumhurbaşkanı Erdoğan, Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi Başkanlığı Subay ve Astsubay Öğrencileri Mezuniyet Töreni'nde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar:

 

2021-2022 yılı eğitim öğretim dönemini başarıyla bitiren tüm evlatlarımızı canı gönülden tebrik ediyor, her birinin alınlarından öpüyorum.

Bugün 763'ü subay, 2 bin 937'si astsubay olmak üzere toplam 3 bin 700 evladımızı görev yerlerine göndermenin heyecanını yaşıyoruz.

Bu mezunlarımız arasında kendi öğrencilerimizin yanı sıra dost ve kardeş ülkelerden gençlerimiz de bulunuyor. Her biri milletimizin gönül elçisi olan misafir öğrencilerimizi de kutluyor, kendilerine ülkelerinde üstlenecekleri görevlerde başarılar diliyoruz.

İnşallah bu öğrencilerimiz hem kendi toplumlarına hizmet edecek, hem de münasebetlerimizin gelişmesine önemli katkılar sağlayacak. Subay ve astsubaylarımızı en donanımlı şekilde yetiştiren hocalarımıza, komutanlarımıza ve elbette ailelerimize şahsım, ailem ve milletim adına teşekkür ediyorum.

Bugün mezuniyet sevinci yaşayan her öğrencimiz tıpkı selefleri gibi Türkiye'nin en gözde eğitim kurumlarından birinde eğitim aldı. Bu çatı altında bulundukları süre boyunca evlatlarımız mesleki becerileri yanında akademik, sosyal ve entelektüel yönlerini de geliştirdiler. Pratik ve teorik açıdan yoğun bir eğitimi alınlarının akıyla bitirerek üstlenecekleri vazifeye hazır hale geldiler.

Yeni mezunlarımız Mezunlarımız Jandarma ve Sahi Güvenlik teşkilatlarının farklı kademelerinde görev alarak milletimize hizmet edecek

Şu gördüğünüz akademinin her yönden fiziki mekân olarak inanıyorum ki, herhalde dünyada çok çok nadide ülkede belki benzeri var. Burası bambaşka, bu fiziki mekâna sahip olan böyle bir akademi yok ve buradan da işte eserleri görüyorsunuz, bu şekilde dipdiri, imanıyla, itikadıyla bir nesil yetişecek. Komutanlar ordusu yetişecek. Onlar da ne Gabar'da, ne Cudi'de, ne Tendürek, ne Besler Deresi'nde bugüne kadar nasıl terörist bırakmadıysalar, bundan sonra da bırakmayacaklar.

Yangın mı var jandarmamız orada, sel felaketi mi var oradalar. İşte onlar bizim polisimizdi, jandarmamızdı ve hepsi her türlü fedakârlığı ortaya koydular, feda-i can ettiler ve gözü yaşlı anneleri, babaları kurtardılar. Her gün şahit olduğumuz hadiseler bize şu gerçeği hatırlatmaktadır, Türkiye üç kıtanın kesişme noktasında yer alan stratejik konumu fevkalade yüksek coğrafi bir konuma sahiptir. Geniş bir bölgede yaşanan her olay bizi doğrudan etkilemektedir. Afganistan'da 40 yıldır devam eden iç karışıklıkların, Libya'daki kardeş kavgasını, Yemen'de çözüme kavuşturulamayan çatışmalar, Suriye'de 11 yıldır devam eden zulüm ve saldırıların, Balkanlar'da yeniden alevlenmeye başlayan gerilimlerin, Afrika'da her yıl yüzbinlerce cana mal olan açlığın, Kafkasya'da fitne girişimleri, menfi yansımaları en fazla hisseden ülke hiç şüphesiz ülkemiz, vatanımız Türkiye'dir

Batılılar gibi 'bana ne başkalarının acısı, gözyaşından' diyemeyiz. Biz tarihiyle, kültürüyle, değerleriyle nam salmış büyük bir devletiz. Vicdanı, merhametiyle temayüz etmiş büyük bir milletin evlatlarıyız. Zorluklara aldırmadan gereği neyse onu yapmak, mazlum ve mağdura kucak açmak vicdani görevimizdir. Dili, kültürü, kökeni, meşrebi ne olursa olsun bu bölgenin tüm halkları birbirlerinin kardeşleri, akrabalarıdır. Birinin yaşadığı acıya diğerinin kayıtsız kalması, bu kadim kardeşlik ve akrabalık hukukuna aykırıdır. Filistin, Suriye, Irak'ta diğer dost ve kardeş halklarla ilişkimizi eleştirenler, Türkiye'nin tarihi ve beşeri derinliğinden de bihaber olan gafillerdir. Şayet birisi zerre kadar tarihi bilgisi olup da hala 'Türkiye'nin Suriye'de ne işi var' diyorsa emin olun ülkemizin kötülüğünü istiyordur. 'Irak'la niye yakından ilgileniyoruz' diye soran kimse Türkiye'nin fenalığını düşünüyordur.

Yunanistan’a yapılan askeri yığınağı gördüğü halde, hala savunma sanayisi atılımlarımızı eleştiren varsa, stratejik öngörüsünü kaybetmiş demektir.

On bin kilometre öteden ülkeme ve ülkemde teröristlere TIR'larla eğer mühimmat getiriyorsa, eğer buraya bütün araç, gereç getiriyorsa ve onlarla sınır ötesi bize operasyon yapıyorlarsa, onlara da biz gereken cevabı sınır ötesinde yaptığımız anlaşmayla, sınır çizgisinin 30 kilometre ötesine kadar gereken cevabını veriyor, bundan rahatsız oluyorlarsa hiç kusura bakmasınlar, onlar rahatsız olacak biz de yolumuza devam edeceğiz. Elbette gün gelecek tarih bunları yargılayacak, hükmünü verecektir. Yabancı basına Türkiye'yi savunma sanayini şikayet edenlere sadece acıyoruz. İHA'larımızı, SİHA'larımızı, Akıncılar'ı da, savaş uçaklarını, helikopterimizi de yapmaya devam edeceğiz. Bugün de onları kendi hırsları, sığ hesaplarıyla baş başa bırakıp, işimize bakıyoruz. Kimse Yunanistan'da 101-15 Amerika üssü var diye eleştirmiyor. Ama en ufak ses çıktığı zaman Türkiye Yunanistan'ı tehdit ediyor, buyurun. Eğer bize yan bakan olduğu zaman yan bakana kusura bakmasınlar herhalde biz de düz bakmayız.

Hiçbir ülkeye husumet beslemiyoruz. Her ülke, toplumla mümkün olan en ileri, iyi, samimi ilişkileri kurmak, geliştirmek istiyoruz. Amacımız yakın komşularımızdan başlayarak çevremizde barış ve işbirliği kuşağı tesis etmektir. Bilinçli olarak bölgemize giydirilen kardeş kavgası ve deli gömleğini yırtıp atmakta kararlıyız. Kimi konularda anlaşmazlık yaşadığımız ülkelerle ilişkilerimizi kazan kazan, karşılıklı saygı temelinde yeniden rayına oturttuk. Türkiye'nin ara buluculuk rolünü Rusya-Ukrayna savaşında çok daha güçlü şekilde öne çıkardık. Türkiye'yi söz ve etki sahibi yaptık, stratejik konuma yükselttik. Çatışmaların, istikrarsızlığın eksik olmadığı bölgede Türkiye diplomatik, ekonomik, askeri başarılarıyla göz doldurmaktadır.

Terör tehdidi nereden geliyorsa kaynağında etkisiz hale getiriyoruz. Türkiye’nin operasyon derinliğini Suriye’den Irak’a kadar uzattık. En emniyette hissettikleri bölgelerde terör örgütüne en ağır darbeleri indiriyoruz.