İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meslek Komiteleri Ortak Toplantısı, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın katılımıyla yapıldı. ‘İstanbul'un Huzuru’ başlığıyla İstanbul’da asayiş çalışmalarının ele alındığı toplantının açılışı konuşmasını İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan yaparken, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya da toplantı gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

‘GÜVENLİ KENT’ İMAJININ GÜÇLENDİRMELİYİZ

İstanbul’un tarihinden kültürüne, ekosisteminden çevre ve doğası ile sosyal yaşam alanlarına kadar her şeyiyle gözbebeği gibi korunması gerektiğine dikkat çeken Erdal Bahçıvan, “Bunun da tek bir yolu var: O da İstanbul’umuzun ‘Güvenli Kent’ imajını daha da güçlendirmek, pekiştirmek. Bu anlamda İstanbul’da yaşayan her bir bireyde; suç, kabahat ve saldırılardan arındırılmış emin ve güvenli bir kentte yaşadığı hissi yaratabilmeliyiz. Bunun için de İstanbul’un huzur ve asayişini her şeyin üzerinde tutmalıyız. Çünkü bir kentte asayiş ve huzur aynı zamanda o kentin ekonomik dinamizmi açısında da son derece hayatidir. Güvenli bir ortam, bireylerin yaşam kalitesini artırır. Ekonomik faaliyetleri teşvik eder. Toplumsal dayanışmayı güçlendirir. Bir kentte ancak huzur ve asayiş ile birlikte insanlar kendini daha güvende ve özgür hisseder. Bu aynı zamanda sürdürülebilir kalkınma açısından da kritik önemdedir. Son dönemlerde İçişleri Bakanlığımızın, ülkemizin her köşesinde olduğu gibi İstanbul’da da ‘kent güvenliği’ adına attığı ciddi adımlara, yaptığı operasyonlara memnuniyet ve takdirle tanıklık ediyoruz.” dedi.

İSTANBUL 131 ÜLKEYİ GERİDE BIRAKTI

Bir kentin huzurunu sadece asayiş ile irtibatlandırmanın doğru bir yaklaşım olmayacağına vurgu yapan Erdal Bahçıvan, “Çevre, barınma, eğitim, istihdam, trafik ve deprem güvenliği başta olmak üzere pek çok faktör şehir yaşamındaki huzura etki etmektedir. İstanbul dünya metropolleri içinde tüm sorunlarına rağmen güvenli metropollerin başında geliyor. İstanbul ve diğer metropollerin suç karşılaştırması yapıldığında; İstanbul’un 131 ülkeyi geride bırakan 15,5 milyonu aşan nüfusuna rağmen düşük suç oranı ve güvenli bir şehir olduğu ortaya çıkıyor. Bu başarıda başta içişleri bakanlığımız olmak üzere valiliğimiz ve emniyet güçlerimizin özverili çalışmaları en önemli role sahip.” diye konuştu.

‘ŞEHRİMİZİN DAHA FAZLA KAYBEDECEK ZAMANI VAR’

Avrupa’nın en kalabalık şehri olan İstanbul’un huzurunun ve yaşam kalitesinin daha da yükseltilmesi için elbirliğiyle daha duyarlı, daha fazla sonuç odaklı gayretler sergilenmesi gerektiğinin altını çizen Erdal Bahçıvan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Son yapılan bir araştırmaya göre; 39 kriter içinde, 5 kıtada, 450 kenti kapsayan Yaşam Kalitesi sıralamasında İstanbul 137’nci sırada bulunuyor. Bu konularda İstanbul’un daha fazla kaybedecek zamanının olmadığı da dikkatlerden kaçmamalıdır. İstanbul’un huzuru konusuna, sanayinin ve sanayicinin penceresinden bakarak değinirsek; sanayi, sadece ülke kalkınmasında değil, sağlıklı bir kent kalkınması ve huzuru konusunda da önemli bir role sahip. Sanayi bu açıdan gerçekten önemli. Öyle ki, yaşam kalitesi yüksek, huzur ve refah içinde yaşayan toplumlar, sanayileşmeyi başarmış toplumlardır.”

İSTANBULUMUZ YILDIZI SÖNMEYECEK BİR ŞEHİRDİR

İstanbul’un, Avrupa, Rusya, Türk Cumhuriyetleri, Ortadoğu ve Kuzey Afrika'yı içine alan bir daire içerisinde üretim ve ticaret bağlamında, ülkenin en temel giriş ve çıkış kapısına sahip olduğunu kaydeden Erdal Bahçıvan, “Bugüne kadar nitelikli işgücü oranının yüksek olması, altyapı olanakları, global lojistik ve pazar imkânları, Türkiye içinde sanayi yatırımları açısından İstanbul’u önemli ve çekici kıldı. Önemle vurgulamak isterim ki; TÜİK’in açıkladığı son nüfus verileri İstanbul açısından da çok dikkatli değerlendirilmeli. ‘Üretim varsa huzur vardır’. İstanbul’un nüfus dengeleri, özellikle nitelikli işgücüyle ilgili konular üzerinde önemle durulmalıdır. İstanbul’umuz yıldızı sönmeyecek bir şehirdir. Değerli bir emanet olarak gördüğümüz İstanbul’a hep birlikte en iyi şekilde sahip çıkmak hepimizin görevi. ‘Üretim varsa, huzur var’ dedim. Şimdi madalyonun öbür tarafına bakarak söyleyecek olursam ‘huzur varsa, üretim olur.’ Evet, üretim ve huzuru birbirinden ayırmak mümkün değil. İstanbul'da huzurun korunması, birçok paydaşın bir araya gelerek iş birliği yapmasını gerektiren bütünsel bir süreçtir. Biz sanayicilerin asli görevi üretim olmakla birlikte huzur için de üzerimize düşen görev ve sorumluluğu nasıl bugüne kadar aldıysak bundan sonra da almaya devam edeceğiz. Kamu ve sivil toplumun samimiyete dayalı diyalog ve daha fazla iş birliğiyle İstanbul’un huzuru konusunda daha iyi noktalara geleceğimize yürekten inanıyorum.”

‘YENİ KUŞAKLARIMIZ MAALESEF MESLEKSİZ YETİŞİYOR’

İstanbul’un, hem nüfus, hem eğitim, hem göç, hem de bütün bunların istihdamla buluşması bağlamında tam bir laboratuvar imkanı sunduğunu ifade eden Erdal Bahçıvan, “Bugün başta sanayi üretimi olmak üzere; İstanbul, ülke ekonomisinin adeta şahdamarı durumundadır. TÜİK’in geçen hafta açıkladığı verilere göre; Türkiye 2023 GSYH’sının yüzde 30,4’ünü İstanbul üretmiş görünüyor. İstanbul ekonomisi, IMF veri tabanına göre 191 ülkenin 144’ünden daha büyük. İstanbul sanayisinin de Türkiye GSYH içindeki payı yüzde 23,9. Türkiye’nin 2022 yılındaki 254,2 milyar dolarlık ihracatının neredeyse yarısını, yani 124,7 milyar dolarlık kısmını İstanbul yaptı. Toplam 31 milyona yaklaşan Türkiye istihdamının da yüzde 20’sini İstanbul’un yarattığını görüyoruz. 2023’te hazinemiz toplam 4,5 trilyon TL vergi toplarken bunun 2,1 trilyon TL’sini yani verginin yüzde 47,5’ini İstanbul ödemiş. Böylesine büyük bir ekosistemde ne yazık ki potansiyel istihdam imkanları ile iş gücünü doğru frekanslarda buluşturabildiğimiz söylenemez. Her şeyden önce yeni kuşaklarımız maalesef mesleksiz yetişiyor. Oysa bir toplumun gelişebilmesinin en önemli yolunun üretimden geçtiğini ve üretimin de ancak meslek sahibi bir nüfus ile mümkün olduğunu kabul etmemiz gerekiyor.” diye konuştu.