İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan'ın Türkiye ziyaretinin ardından Hakan Fidan ile düzenlediği ortak basın toplantısında İsrail ve Filistin arasındaki çatışmalara değinmiş, Türkiye'nin arabuluculuk önerisini değerlendirmişti. Abdullahiyan, Türkiye'nin İsrail-Filistin sorununun çözümü için önerdiği garantörlük modelinin de Fidan ile görüşmede konuşulduğunu belirterek, "Savaşın genişlemesini engelleyecek ve Filistin halkının haklarını koruyacak her türlü girişimi destekliyoruz." diye konuşmuştu.

İsrail'in saldırılarının doğrudan ABD tarafından yönlendirildiğini öne süren Abdullahiyan, "Dünya, Gazze'de işlenen soykırım ve savaş suçlarını açık bir şekilde görüyorken ABD, CENTCOM eliyle savaşı genişletmeye çalışıyor ve onlar bu savaşı komuta merkezinden yönetiyorlar." değerlendirmesinde bulunmuştu.
 
Aydınlık Gazetesi Tahran Temsilcisi Gürkan Demir, İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nasır Kenani'ye Abdullahiyan'ın Türkiye ziyareti ile ilgili iki ülkenin Filistin için ortak eylem planı olup olmadığını sordu. Kenani bu soruyu şu şekilde cevapladı:
 
"Bu gezi Filistin'deki gelişmelere ve Gazze'deki mevcut içler acısı koşullara odaklanmıştı, iki ülke iyi ve ayrıntılı bir görüş alışverişinde bulunarak ne yapılacağı konusunda mutabakata vardı. Siyonist rejimin Gazze'de yaptığı bu suçlara hiçbir şekilde hoşgörü gösterilemez ve İslam İşbirliği Teşkilatı'na üye ülkelerin bu suçları durdurmak için ciddi tedbirler alması gerekmektedir. İyi görüşmeler yapıldı ve saldırıların durdurulması, insani yardım gönderilmesi, ablukanın kaldırılması ve Gazze'nin kuzeyinde yaşayan vatandaşların yerlerinden edilmesinin engellenmesi gibi üç temel konuda istişarelerde bulunulması ve ortak çaba gösterilmesi kararlaştırıldı."
 
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nasır Kenani, İsrail'in Filistinlilere karşı işlediği suçları belgelemek üzere bir araştırma komitesi kurulması ve İsrailli yetkililerin Uluslararası Ceza Mahkemesinde yargılanması gerektiğini söyledi. 
 
Kenani, başkent Tahran’da düzenlediği haftalık basın toplantısında gündemi ve Filistin'deki son durumu değerlendirdi.
 
İsrail’in Filistin halkına karşı “sayısız vahşi eylem” gerçekleştirdiğini belirten Kenani, "Bu yeni çağın soykırımı, başta ABD olmak üzere birçok Batılı rejimin desteğiyle tüm dünyanın gözü önünde her gün yaşanıyor.” diye konuştu.

İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarda kullandığı ve binlerce Filistinlinin hayatını kaybetmesine sebep olan bombaların ABD’nin Hiroşima'da kullandığı atom bombasının 1,5 katı olduğuna dikkati çeken Kenani, ABD’nin saldırıların durdurulmasına yönelik çabaları engellediğini söyledi.
 
Gazze'ye nükleer bomba atılmasının olasılıklar arasında olduğunu söyleyen İsrailli aşırı sağcı Miras Bakanı Amihai Eliyahu'ya tepki gösteren Kenani, “Atom bombasına sahip Siyonistlerin barbarca davranışları göz önünde bulundurulduğunda, Gazze halkına karşı atom bombası kullanma tehdidi uluslararası toplum tarafından ciddiye alınmalıdır.” diye konuştu.
 
İranlı Sözcü, bu tehdidin nükleer silahların kullanılması ve yayılması yasağını zayıflattığını belirterek, “Bu konunun Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından uluslararası barışa yönelik bir tehdit olarak ciddi ve acil bir şekilde ele alınacağını umuyoruz.” dedi.
 
Söz konusu tehdidin İsrail’in Filistin direnişine karşı çaresizliğinin boyutlarını gösterdiğini dile getiren Kenani, bunun, İsrail’in "savaş suçlarında sınır tanımadığının, hiçbir uluslararası karara uymadığının da göstergesi" söyledi.
 
ABD hükümeti ve bazı Batılı ülkelerin İsrail’in önünü açtığını ifade eden Kenani, bu ülkelerin İsrail’in suçlarından da doğrudan sorumlu olduklarını kaydetti.
 
İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının devam etmesi durumunda bölgedeki çatışma ve savaşın kapsamının genişleyeceği uyarısında bulunan Kenani, şunları söyledi: “ABD bir yandan bölgedeki çatışmanın kapsamının genişletilmesinden yana olmadıkları mesajını verirken diğer yandan Siyonist rejimin (İsrail'in) Filistin halkına karşı savaş suçları işlemeye devam etmesine izin veremez.”
 
Kenani, İsrail’in savaş suçlarının uluslararası düzeyde takip edilmesi gerektiğini belirterek, “Maalesef bazı ülkeler rejime (İsrail’e) dokunulmazlık oluşturdu. Suçları belgelemek için bir araştırma komitesi kurulmalı ve bu rejimin yetkilileri Uluslararası Ceza Mahkemesine sevk edilerek yargılanmalıdır.” değerlendirmesinde bulundu.