İki ülke arasındaki irili ufaklı görüş ayrılıklarına ve Birleşik Krallık’taki engebeli iç siyasete rağmen bu gelişim devam ederken savunma iş birlikleri de gelişimine devam ediyor. Özellikle havacılık alanında Milli Muharip Uçak – KAAN üzerinden başlayan ve bugün Eurofighter Typhoon alımını da içeren gelişmeler iki ülkeyi kritik bir noktada tutuyor. Defence Turk, bu hassas konunun merkezi olan savunma devi BAE Systems’e konu ile ilgili sorularını aktardı.
 
ABD’nin S-400 alımını bahane ederek Türkiye’yi F-35 programından çıkartarak ambargo uygulaması sonrasında Milli Muharip Uçak – KAAN yeterli düzeyde envantere girene kadar geçen süreçte Türk Hava Kuvvetleri’nin nitelik ve nicelik açısından akamete uğramaması gerekti. Bu doğrultuda savaş uçağı alımı noktasında çeşitli ihtimaller konuşulmuş Eurofighter da bu ihtimallerden biri olmuştu.
 
Geçtiğimiz aylarda basın mensupları ile bir araya gelen Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Türkiye’nin Eurofighter Typhoon savaş uçağı almak istediğini belirterek şu açıklamayı yapmıştı;
 
F-16 tedarik ve modernizasyonu süreci devam ederken üzerinde durduğumuz tek uçak; oldukça etkili olan ve en iyi alternatif olarak gördüğümüz Eurofighter. Biz ilk aşamada 20, daha sonra 20 olmak üzere en üst versiyon Eurofighter almak istediğimizi ilettik. Daha önce ifade ettiğimiz gibi İngiltere ve İspanya bu talebe olumlu bakıyor. Bir ülke müttefikliğe aykırı bir şekilde buna karşı çıkıyor. Biz müttefiklerin birbirlerine yaptırım uygulamasını müttefiklik ruhuna aykırı buluyoruz.”
 
Türkiye’ye F-16 Block 70 savaş uçağı ve modernizasyon kiti satışının onaylanması üzerine Türkiye’nin Eurofighter savaş uçağı talebinin devam edip etmeyeceği sorusu gündeme gelmişti. Bu bağlamda Milli Savunma Bakanlığı kaynakları, konuyla ilgili olarak “Talebimiz devam etmektedir. Konsorsiyum ülkelerinden Almanya’nın bu konudaki olumlu yaklaşımı beklenmektedir. Görüşme ve çalışmalara devam edilmektedir.” ifadelerini kullandı.
 
BAE Systems Türkiye’nin talep ettiği Eurofighter Typhoon konfigürasyonuna dair yorum yapmaktan kaçındı. Şirket geniş bir yerli mühimmat yelpazesi bulunan Türkiye’nin “kendi mühimmatlarını entegre etme imkanı var mı?” soruna karşı olumlu yöne işaret eden bir cevap verdi. İngiliz savunma devi Typhoon’un çok çeşitli hava-hava ve hava-kara mühimmatı taşıma kapasitesiyle rakipsiz bir çevikliğe sahip olduğunu belirterek kullanıcı ülkelerin isteklerine uygun entegrasyonların sağlanmasında olumlu ve güçlü bir geçmişe sahip olduğunu açıkladı.
 
Türkiye’nin Eurofighter Typhoon tedarik etmek istemesindeki en büyük nedenlerden biri uçağın 4++ nesil savaş uçakları arasında çok iyi bir hava-hava (muharebesi) kabiliyeti olmasından kaynaklanıyor. Typhoon’un gelecekte sahip olması planlanan AESA tipteki ERCS (Avrupa Ortak Radar Sistemi) Mk2 radarı mevcut Mk 0 ve Mk 1 radarlarından neredeyse tamamen farklı olacak. Önceki seriler GaAs modüller kullanırken Mk2 GaAs ve GaN modülleri birlikte kullanıyor. Mk 2’nin en büyük alameti farikası ise eşzamanlı geniş bantlı elektronik harp imkanına izin vermesi. F-35 savaş uçaklarının da iddialı bir özelliği olan radara entegre elektronik harp sistemi Typhoon için büyük bir avantaj sağlayacak.
 
ERCS Mk2’nin Türkiye’ye yönelik olası satışına dair bilgi vermeyen BAE Systems radarın bu yılki uçuş denemelerine henüz başlanmadığını test ve değerlendirme uçağına entegre edildiğini ve hava muharebe mühendisliği merkezinde yer testlerinin devam ettiğini açıkladı. Şirket ayrıca 2030’lu yıllara kadar mevcut Birleşik Krallık Typhoon’larına entegre edileceğini belirtti.
 
Almanya’nın Türkiye’ye yönelik satışa dair onay vermiyor. Çeşitli mecralarda Birleşik Krallık’ın Almanya olmadan diğer program ortakları ile birlikte bu satışı devam ettirebileceği bilgileri paylaşılmıştı. Geçtiğimiz günlerde Almanya Büyükelçisi Jürgen Schulz, “Federal hükümet, bu konuda son derece titiz davranarak çok ayrıntılı ve titiz bir inceleme yaptıktan sonra bir karara varıyor.” diyerek sürecin devam ettiğini dile getirmişti.
 
BAE Systems yetkilileri şirketin diğer ortaklardan bağımsız bir üretim düşünüp düşünmediği sorusuna karşın net biçimde programın ortak ülkeler ile birlikte sürdürüldüğünü belirtti. Programın “dört ortak ülkenin (Almanya, İtalya, İspanya ve Birleşik Krallık) endüstriyel ve politik gücü üzerine kurulmuş uzun vadeli bir iş birliği ortaklığı” olduğunun altı çizilirken dört ortak ülkeden mükemmel düzeyde destek alındığı belirtildi.
 
BAE Systems kaynakları “Türkiye’nin Milli Muharip Uçak (KAAN) projesine de katkıda bulunuyor. Türkiye, Eurofighter Typhoon savaş uçaklarını satın almaya devam ederse BAE Systems’in Türkiye’nin askeri havacılık sektöründeki rolünü nasıl yorumlamalıyız?” sorusuna şu cevabı verdi;
 
KAAN uçağının ilk tasarımını ve konsept gelişimini desteklemekten mutluluk duyuyor. Şirketimiz Birleşik Krallık’ın birinci sınıf hava muharebe sistemleri sektörünü temsil etmektedir. BAE Systems olarak temel yetenekleri, becerileri, teknolojiyi aktarma ve yerel tedarik zincirini destekleme konusunda onlarca yıllık deneyime sahibiz. Türkiye’nin yerli havacılık endüstrisini geliştirme hedeflerini tanımaktayız ve Türk endüstrisiyle uzun vadeli bir ortaklığın bir parçası olarak aviyonik, mühendislik, ileri imalat ve destek gibi alanlardaki deneyimimizi kullanabileceğimize inanıyoruz.

 
 
KAYNAK: DEFENCETURK