‘Adnancılar Yazsa Bu Kadar Olurdu’ adlı yazısında, Temmuz 2018'de, İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan'ın ekibinin, özenle yürüttüğü delil toplama süreci sonunda harekete geçerek operasyonunun başlatıldığını söyleyen Kaplan, “Adnan Oktar'ın başını çektiği şebeke, toplumun özellikle son yıllarda daha da çok dikkatini çeken, cinsel istismar iddialarının giderek yüksek sesle dile getirildiği bir kötülük yuvasıydı” dedi.

Kaplan, geçtiğimiz sene, İstanbul 30. Ağır ceza Mahkemesi’nin kararında "Adnan Oktar Suç Örgütü" hakkında 14 sanığa ayrı ayrı 9 bin 803 yıl hapis cezası verildiğini,  ayrıca 107 sanığa 4.5 yıl ve 20 sanığa 1 ila 11 yıl arası değişen ceza verildiğini hatırlattı.

‘YÜZLERCE MAĞDURUN İFADESİ TEK KALEMDE SİLİNDİ’

Kaplan, sözlerine şöyle devam etti; “Geçen hafta  İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin verdiği kararda ise, verdiği kararla sadece 68 örgüt üyesinin tahliye edildi ve 1 milyar lirayı aşan mal varlıklarının iadesini sağlanmadı. Ayrıca,  “Bir kısmı çocuk yaştan itibaren olmak üzere yaklaşık 80 kişinin cinsel istismar suçlamalarının hepsinden Adnancıları akladı! “ diyerek tepki gösteren Kaplan, içinde etkili pişmanlıktan faydalanan tanıkların da olduğu yüzlerce mağdurun ifadesinin tek kâlemde silindiğini belirtti. “

‘KARAR KAN DONDURUCUDUR’

 Kadın derneklerinin konuyla ilgili tek kelime etmemesini ilginç bulan Kaplan, “Kamuoyuna daha önce yansıyan, tehdit ve şantajla "turnike sistemi"ne sokularak iğfal edilen, çocuklukları ellerinden alınan, hayat boyu travma yaşayan onlarca kadının "rızası olduğu" yönündeki bu karar kan dondurucudur.” dedi.

Oktar mağdurlarının avukatı Eser Çömlekçioğlu'nun söylediği şu sözleri paylaşarak, kararın tüyler ürpertici olduğunu ifade etti:

"Örneğin bir mağdur; X isimli sanık bana zorla cinsel saldırıda bulundu diyor; bu kişi mahkemedeki ifadesinde bu eylemi ve bunu örgüt talimatı ile zorlayarak gerçekleştirdiğini itiraf ediyor. Ancak istinaf değerlendirmesinde her nasılsa bu durum mağdurun rızası olduğu iddiası ile suç olmaktan çıkartılıyor."

 ‘ADNANCILARIN AVUKAT ORDUSU YAZSA ANCAK BÖYLE BİR METİN ÇIKAR’

Kaplan, konuyu sorduğu hukukçuların “Adnancıların avukat ordusu yazsa ancak böyle bir metin çıkar” dediğini belirterek,  400 sayfa uzunluğunda bir gerekçeli kararı hayatlarında görmediklerini, bu kararın âdeta Adnancıları tek tek temize çıkarıp masum gösterirken, şikâyetçileri suçlu gösteren bir zihniyetle yazıldığını söyledi.  Kaplan, “Çünkü karara göre ortada bir örgüt yok. Herhangi bir kandırma yöntemine, sahte evlilik düzenine, korkutma ve şantaj yöntemlerine, vb. atıf yerine, "ideoloji ve inanç sistemi"ne kendi rızasıyla katılmaktan bahsediliyor.” diye devam etti.

‘KİLİT VURUN GİTSİN!’

Gazeteci Kaplan yazısının son kısmında; “Her şeyden önce bir anne olarak bu kararın üst mahkemede olası reddini asla yeterli bulmuyorum. Yargıda bu türden skandal kararların sadece reddedilip, hiçbir şey yokmuş gibi yola devam edilmesi yargıya olan inancı sarsıyor. 7 yaşından itibaren istismara uğradığını söyleyen bir mağdurenin bile olduğu bu dosyadaki sanıkları aksi yöndeki tüm delillere rağmen aklayanlar için "Olur öyle şeyler" denip geçilecekse o adalet saraylarına kilit vurun gitsin!” diyerek sözlerini noktaladı.

Hilal Kaplan’ın Adnan Oktar ile ilgili köşe yazısı Twitter’da TT oldu.

Kaplan, paylaşımında:” Bizim mahallenin delikanlıları da bir adım öne çıksın artık. Adnancılara karşı net duruş lazım. Üç kişi hariç ses yok.

Ve Adnancılar: Adalet TTlerle engellenmez bilesiniz. Vız gelir tırıs gidersiniz.” ifadelerine yer verdi.