Her gün binlerce kişinin bayıla bayıla tüketttiği gazlı içecekler, şekerlemeler, enerji barları, meyve aromalı yoğurtlar, kahvaltılık gevrekleri, dondurulmuş pizzalar ve dondurulmuş yemekler gibi birçok aşırı işlenmiş gıda sağlığımızın en büyük düşmanları olarak adından söz ettiriyor.
 
Genellikle yapay renklendiriciler, tatlandırıcılar ve yüksek oranda şeker, doymuş yağ ile tuz içeren ultra işlenmiş gıdalar; kalp damar hastalıkları, metabolik hastalıklar ve hatta ruhsal bozukluklar da dahil olmak üzere birçok sağlık sorununu beraberinde getiriyor.
 
British Medical Journal'da (BMJ) yayınlanan ultra işlenmiş gıdaların etkisini inceleyen bir analizde, işlenmiş gıdaları tüketmenin kalp hastalığıyla ilişkili ölümler, tip 2 diyabet, obezite, hırıltı, anksiyete, depresyon, uyku sorunları ve her türlü nedene bağlı ölümler arasında doğrudan bağlantılı olduğu belirlendi.
 
Aynı şekilde sosyal medya hesabından yaptığı sağlık açıklamalarıyla sık sık gündeme gelen ABD'li uzman Dr. Saurabh Sethi de tüketicilere gıda etiketlerini dikkatle incelemeleri konusunda uyararak ABD'de kullanımına izin verilen birçok katkı maddesinin Avrupa ve Asya ülkelerinde yasaklandığını açıklamıştı.
 
Geçtiğimiz yıllarda Nutrients dergisinde yayınlanan bir analizde ise benzer sonuçlar gözler önüne serildi. Buna göre; işlenmiş gıda tüketimi depresyon riskini D, anksiyete riskini ise H artırıyor.
 
Brezilya'da 10.775 kişiyi izleyen başka bir çalışma , bu yiyeceklerden kalorilerin sadece 'sinin alınmasının, daha az işlenmiş gıda tüketen kişilere kıyasla ( daha hızlı bir bilişsel gerileme oranıyla ilişkilendirildiğini ortaya koydu.
 
Tipik olarak tatlandırıcılar, boyalar, yapay tatlandırıcılar veya diğer katkı maddeleriyle zenginleştirilen ultra işlenmiş gıdalar, aynı zamanda bağımlılık yapıcı etkisiyle de tehlike oluşturmaktadır.