Kış aylarında, rüzgar ve soğuk havanın vücudun hormonal dengesini değiştirdiğini ve göz kuruluğunu tetiklediğini belirten Asena, bu durumda yerine koyma tedavisi uygulandığını dile getirdi.

Doç. Dr. Bilgehan Sezgin Asena, göz kuruluğundan kaynaklanan batma, yanma, yorgunluk, aniden sulanma gibi şikayetlerle başvuran hastalar için, suni gözyaşı, gözyaşı ritmini artırıcı damlalar ve gözyaşı kanallarına tıkaç koyma yöntemlerinden oluşan bir tedavi uyguladıkları bilgisini verdi.

Göz kuruluğunun yalnızca mevsimsel olarak ortaya çıkmadığını hatırlatan Asena, “Vücut kaynaklı etkenler, bilgisayar başında ofisortamında uzun saatler geçirmenin yanı sıra; romatizmal hastalıklar, tiroid bazlı ilaçlar ve gençlerin kullandığı bazı sivilce ilaçları da kuruluk seviyesini artırabiliyor” diye konuştu.

Özellikle ilkbahar ve sonbahar aylarında görülen allerjik konjonktiviti, polen, güneş ışığı, ev tozları ve evcil hayvanlar gibi unsurların tetiklediğini kaydeden Doç. Dr. Bilgehan Sezgin Asena, bu rahatsızlık içinde antihistaminik ve kortizon içeren damla tedavisi uygulandığını vurguladı.

Gözleri su ve elleri de sabunlu suyla yıkamanın alerjinin getirdiği etkileri azalttığına dikkat çeken Asena, gözleri kaşıma ve ovuşturmanıngöz sağlığı açısından doğru olmadığını sözlerineekledi.