Bakan Dönmez, 'Bu vesileyle, ülkemize farklı kaynaklardan ilave gazların girmesi ile bölgemizde gaz ticaret merkezi olma hedefimize de bir adım daha yaklaşmış olacağız.” ifadelerini kullandı.

Dönmez, başkent Cezayir'de düzenlenen 2. Cezayir Yatırım Konferansı'nda yaptığı konuşmada, hem konferansın onur konuğu hem de Karma Ekonomik Komisyonu (KEK) Eşbaşkanı olarak burada bulunmaktan büyük bir memnuniyet duyduğunu belirtti.

"Yakın gelecekte Hazar Havzası, Doğu Akdeniz ve Orta Doğu'nun doğal kaynaklarının Avrupa pazarlarına ulaştırılması söz konusu olması halinde, Türkiye yine güvenilir bir partner ve güvenli bir güzergâh olarak öne çıkacaktır." diyen Dönmez, "Bu vesileyle, ülkemize farklı kaynaklardan ilave gazların girmesi ile bölgemizde gaz ticaret merkezi olma hedefimize de bir adım daha yaklaşmış olacağız." ifadelerini kullandı.

Dönmez, Türkiye ile Cezayir arasındaki ilişkilerin özellikle son dönemde, iki ülke cumhurbaşkanlarının liderliğinde çok yüksek bir ivme ile gelişmekte olduğunu vurguladı

Bakan Dönmez, Türkiye ile Cezayir arasındaki ticaret hacminin 4 milyar doları aştığını belirterek, "Ticaret hacmimizdeki bu ilk eşiği aşmak amacıyla, Türkiye-Cezayir Tercihli Ticaret Anlaşması (TTA) için istikşafî görüşmelere en kısa sürede başlamak istiyoruz." diye konuştu.

Cezayir'in Türkiye'nin Afrika kıtasında en çok yatırım yaptığı ülke olduğuna vurgu yapan Dönmez, halihazırda Cezayir'deki Türk ortaklı şirket sayısının bin 500'e yaklaştığını kaydetti.

Dönmez, Cezayir ulusal petrol ve doğalgaz şirketi Sonatrach ile Rönesans Holding ortaklığında Adana Ceyhan'da kurulması öngörülen polipropilen üretim tesisini Cezayir'in Türkiye'ye gerçekleştireceği yatırımların bir öncüsü olarak gördüklerini ifade ederek,

"Karşılıklı yatırımlarımızın, önümüzdeki dönemde enerji, yenilenebilir enerji, madencilik, bankacılık, tarım, gıda endüstrisi ve sağlık gibi farklı sektörlerde yoğunlaşarak artmasını arzu ediyoruz. Yatırımların artması için kazan-kazan temelinde çok yönlü işbirliklerine hazır olduğumuzu burada vurgulamak isterim." dedi.

KOVİD-19 İLE RUSYA-UKRAYNA SAVAŞI ENERJİ KRİZİNE NEDEN OLDU

Kovid-19 salgınının hemen ardından yaşanan ekonomik krizin etkilerinin her ülkede farklı boyutlarda ve şekillerde görüldüğünü, şimdi de Rusya-Ukrayna savaşının etkisiyle küresel bir enerji krizi ile karşı karşıya kalındığına dikkati çeken Dönmez, şöyle devam etti:

"Sınırlı hidrokarbon kaynağa sahip olan birçok ülkede olduğu gibi, ülkemiz de yüksek ithalat bağımlılığı ile mücadele etmektedir. Halihazırda Türkiye, neredeyse tüm doğalgaz ihtiyacını ithalat yoluyla karşılamaktadır. Geçtiğimiz yıl Türkiye'nin gaz tüketimi 60 milyar metreküp olmuştur. Ülkemiz bir yandan Rusya, Azerbaycan ve İran gibi ülkelerden boru hatları üzerinden doğal gaz tedarik etmekte; diğer yandan başta Cezayir olmak üzere, önemli ihracatçılarla LNG ticareti yapmaktadır. Bu noktada, BOTAŞ ile Sonatrach arasında uzun yıllardır başarıyla sürdürülmekte olan LNG ticareti için duyduğumuz memnuniyeti ifade etmek isterim."

TÜRKİYE GEZ MERKEZİ STRATEJİSİ HEDEFİNE OLUMLU BAKIYOR

Dönmez, Türkiye'nin jeopolitik konumu ve coğrafyası itibarıyla kaynak ülkelere ve tüketim noktalarına yakınlığı itibarıyla son derece stratejik bir yerde bulunduğuna vurgu yaparak, "Artık bunu sadece biz söylemiyoruz. Talep tarafındaki ülkeler, komşularımız ve gaz tedariki yapan kaynak ülkeler artık Türkiye'nin gaz merkezi stratejisinin bir an önce hayata geçirilmesi için niyetlerini ifade ediyorlar. Biz de geçmişten bugüne bu hedefe olumlu yaklaşıyoruz, bunun için çalışıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'nin, sadece gazın ticaretinin yapılacağı bir bölge veya merkez değil, aynı zamanda dağıtımının da yapılacağı bir merkez olmasına yönelik çalışmalarını sürdürdüğünü ifade eden Dönmez, "Halihazırda, elektrik ve doğal gaz için ulusal enerji piyasasını işleten EPİAŞ adında bir borsamız bulunmakta. Gaz merkezi hedefimiz için buradaki mevcut teknolojik alt yapımızı da kullanacağız. İnşallah, bu yılın sonuna kadar bu konudaki yol haritamızı belirleyip ilan edeceğiz." şeklinde konuştu.

İSTANBUL DOĞALGAZ ZİRVESİNE EV SAHİPLİĞİ YAPACAK

Bakan Dönmez, İstanbul'da bir doğalgaz zirvesinin yapılması yönünde çalışmalara başladıklarına dikkati çekerek, "Önümüzdeki ocak-şubat aylarında İstanbul'da bir doğalgaz zirvesi de düzenlemeyi planlıyoruz. Bu zirveye, önemli bir doğal gaz üreticisi ve LNG ihracatçısı olan Cezayirli dostlarımızın katılımları ile bizleri onurlandırmalarından büyük memnuniyet duyacağız." ifadelerini kullandı.

Karada ve denizlerde yürütülen sismik ve sondaj programları ile kamu şirketi Türkiye Petrolleri (TP) vasıtasıyla Karadeniz'de toplam 540 milyar metreküplük önemli bir rezerv keşfinin gerçekleştirildiğini hatırlatan Dönmez, "Buradaki doğal gazı, 2023 yılı içerisinde ülkemizin doğal gaz sistemine ulaştırmayı hedefliyoruz. Bu keşif, yalnızca Türkiye'nin arz güvenliği için değil hem Avrupa hem de dünya pazarları için önem taşımaktadır." dedi.

Türkiye Petrolleri (TP) şirketinin son beş yılda uluslararası standartlardaki kabiliyet ve imkanlarının oldukça geliştiğini vurgulayan Dönmez, Türkiye Petrolleri'nin, Cezayir'de iş birliği ve ortaklıklar ile yakından ilgilendiğini kaydetti.

TÜRKİYE YENİLENEBİLİR ENERJİ KONUSUNDA ÖNEMLİ BİR KONUMA YÜKSELDİ

Bakan Dönmez, Türkiye'nin sadece kurulu kapasite bakımından değil yenilenebilir enerji santrallerinin konuşlandırılması için gerekli olan ürün ve tedarik bakımından da önemli bir konuma eriştiğine dikkati çekerek, "Bu çerçevede, Cezayir ile yenilenebilir enerjinin her alanında iş birliğimizi geliştirmeye hazır olduğumuzu vurgulamak isterim." şeklinde konuştu.

Türkiye'nin mevcut krizin olumsuz etkilerinin azaltılması için, ilgilenen tüm paydaşlarla, bölgesel barış ve refaha hizmet edecek, kazan-kazan temelindeki iş birliklerine açık olduğunu vurgulayan Dönmez, şunları kaydetti:

"Karşı karşıya olduğumuz sınamalar ve küresel enerji krizi ve güncel siyasi atmosferin yarattığı belirsizlikler, hepimize dayanışmanın ve bölgesel iş birliklerinin ne kadar önemli olduğunu göstermiştir.

Cezayir başta olmak üzere tüm dost ve kardeş coğrafyalarda ekonomik, sosyal ve kültürel bağlarımızı daha da güçlendiriyoruz, güçlendirmeye de devam edeceğiz. Bu doğrultuda, küresel ölçekte iş yapan firmalarımızın sayısının artmasına yönelik güçlü desteğimizi de sürdüreceğiz."