Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Yunanistan Cumhurbaşkanı Katerina Sakellaropoulou'nun Türkiye'ye yönelik kullandığı "işgalci" ifadesini sert bir şekilde eleştirerek, "Söyledikleri komik ve nafile bir propaganda çabası ve provokasyondur." ifadelerini kullandı.

 

Oktay'ın açıklamalarından satır başları:

Oktay, Yunanistan'ın Kıbrıs Türkü'nün egemenlik ve temel insan hakları dahil tüm hak ve menfaatlerini yok sayan Güney Kıbrıs'ı ziyaret ettiğini hatırlatarak, "Ada'da Rum Cumhuriyeti hükümranlığının kurulması ve Kıbrıs Türkü'nün varlığının sona erdirilmesini açık açık dile getiren Yunanistan ve onun cumhurbaşkanı, Türk liderliğinin ülkelerine yönelik baskı ve saldırganlığının arttığından bahsediyor." dedi.

 

 

'İŞGALCİ' YAKIŞTIRMASINA CEVAP

Oktay, Türkiye için işgalci ifadelesinin kullanılmasına karşılık, "Türkiye Kıbrıs'ta işgalci değil, tam aksine işgal ve ilhak girişimini engelleyen ülkedir. Türkiye, 20 Temmuz 1974'te Kıbrıs Türkü'nün çağrısı üzerine ve Zürih ve Londra antlaşmaları çerçevesinde garantörlük hakkını kullanarak tamamen meşru biçimde Kıbrıs'a çıkmış ve Kıbrıs Türk halkını katledilmekten kurtarmıştır. Kıbrıs'ta 1974'ten bu yana savaş ve çatışma yoksa bu sadece ve sadece Türkiye sayesindedir." ifadelerini kullandı.

MESELENİN ÇÖZÜMÜ YUNANİSTAN'A BAĞLI

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay sözlerine şu şekilde devam etti:

"Bugüne kadarki sonuçsuz kalan tüm çalışmalar ışığında, Türkiye'nin Kıbrıs meselesinde kalıcı çözümden anladığı Türk ve Rum tarafının hak ve hukukunun gözetildiği iki egemen devletli bir yapıdır. Yunanistan'ın anladığı ise her zaman Türklerin adadan topyekün sürüldüğü tek toplumlu bir devlet yapısıdır. Yani çözümsüzlüktür. Kıbrıs meselesinin çözümü Yunanistan'ın Megalo İdea'sından vazgeçerek, realiteye dönmesine bağlıdır.

Türkiye çözümden yana

Türkiye dün olduğu gibi bugün de Kıbrıs'ta çözümden yanadır. Rum-Yunan ikilisi tarafından gerçekler görülür ve iki 'egemen devletli' çözüm için yeniden görüşmelere hazır noktaya gelinirse, Türkiye bu girişimi destekleyecektir. Türkiye ile KKTC'nin haklarını ve Kıbrıs Türk halkının tarihsel varlığını görmezden gelen bir yaklaşımın bölgede gerilimi arttırmak dışında hiçbir sonucu olmayacaktır.

Barış ve uzlaşı söylemi benimsenmeli

Netice itibariyle Yunan Cumhurbaşkanı'nın savaş söylemleri yerine barış ve uzlaşı söylemini samimiyetle benimsemesi hiç kuşkusuz ülkesinin, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin ve de tüm bölgenin çıkarına olacaktır."