Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Amerika Müslüman Cemiyeti'nin 23. Yıllık Kongresi'ne videokonferans yöntemiyle bağlanarak önemli açıklamalarda bulundu. İşte Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları...

156 ÜLKE VE 9 ULUSLARARASI KURULUŞA YARIM ELİ

Tüm dünyayı etkisi altına alan yeni tip koronavirüs (covid-19) sebebiyle ortaya çıkan zorluklarda, ellerindeki tüm imkanları kullanarak insanlara yardım ettiklerini açıklayan Erdoğan, hem Türkiye'nin hem de başka ülkelerin yardımına koştuklarını söyledi. Türkiye'deki vatandaşların yanı sıra, talepte bulunan 156 ülkeye ve 9 uluslararası kuruluşa hiçbir ayrım gözetmeksizin teçhizat ve tıbbi malzeme gönderdiklerini açıklayan Erdoğan, bu ülkeler arasında Yemen, Somali, Filistin, Libya, Afganistan, Gine, Arakan, Lübnan ve Pakistan gibi ülkeler de olduğunu söyledi.

Erdoğan ayrıca, 28 Nisan ve 1 Mayıs 2020 tarihlerinde, Amerika Birleşik Devletleri'ne (ABD) iki uçak dolusu tıbbi yardım malzemesi göndererek koronavirüse karşı mücadele eden sağlık personellerine destek çıktıklarını da beyan etti.

Tüm bunları siyasi amaçla değil, Müslümanlığın gerektirdiği bir şekilde yaptıklarına dikkat çeken Erdoğan, Amerikan İslam Toplumu'nun duruşunu da takdir ettiğini açıkladı.

CORONA VE İSLAM DÜŞMANLIĞI VİRÜSÜ

Erdoğan, 2020 senesinde yalnızca koronavirüsle değil, ondan daha hızlı bir şekilde yayılan İslam düşmanlığı virüsüyle de savaşmak durumunda kaldıklarını ifade etti. Erdoağn, yıllar boyunca demokrasinin beşiği şeklinde nitelendirilen ülkelerin, kültürel ırkçılık, hoşgörüsüzlük ve ayrımcılık boyutlarının artık gizlenemez bir hale geldiğini belirtti.

Yabancı karşıtlığı ve İslam düşmanlığının günlük hayatı zorlaştırdığını, siyaseti esir aldığını ve devlet politikalarına yön verdiğini söyleyen Erdoğan, pek çok ülkede dilinden, inancından, kılık kıyafetinden veya adından ötürü Müslüman vatandaşların ötekileştirildiğini ve bu durumun ne yazık ki sıradan hale geldiğini söyledi. 

BATI'DAKİ İSLAM DÜŞMANLIĞINA SERT TEPKİ

Kur'an-ı Kerim'in İsveç'te yakılması, Norveç'te yırtılması, Fransa'da basın özgürlüğü kılıfı altında Müslüman ümmetinin peygamberine hakaret eden karitürlerin teşvik edilmesi gibi pek çok saldırıya dikkat çeken Erdoğan, Müslümanların şehit edildiği saldırılara da değinerek şu ifadeleri kullandı:

"Bu ideolojik fanatizm, FETÖ veya DEAŞ'tan farklı değildir. Fanatizmin gitgide daha fazla zemin kazandığı ve devlet başkanı seviyesinde bile teşvik edildiği ortadadı. Son dönemlerde fikir ve basın özgürlüğü adı altında Fransa'da Peygamber Efendimize yönelik olarak gerçekleşen alçak saldırıları siz de biliyorsunuz. İnsanlara ait kutsal algıların aşağılanmasının, özgürlükle hiçbir alakası yoktur. Zira hakaret farklıdır, düşünce farklıdır. Hakaretleri özgürlük adı altında toplamak, özellikledüşüncelere hakarettir."

KENDİLERİNE YAPILAN HAKARETLERİ KALDIRAMIYORLAR

Kur'an-ı Kerim'i yakan kişilerin sırtını sıvazlayanlar, peygambere hakaret edenleri teşvik edenler, mescitlere yapılan saldırıları görmezden gelen kişiler; bütün bunları özgürlük namına değil, içlerinde yer alan faşizmi gizlemek adına yapıyor. Dikkat ederseniz bizlerin mukaddes değerlerine yönelik olarak gerçekleşen her saldırı, basın ve fikir özgürlüğü kılıfına sokuluyor. Ancak kendileri ile ilgili en ufak bir eleştiriye bile tahammül edemiyorlar, bazen tehdit ediyor; bazen gazetecileri azarlıyor, bazen de bizzat güvenlik kuvvetleri ile gazeteleri basarak kendi çıkarlarına zarar getirenlere haddini bildiriyorlar.