Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kent uzlaşısı adı altında kirli bir ittifak kurdular. Ama her iki partideki bir avuç siyaset baronu ne olup bittiğini bilmiyor. Bavul bavul dolarlar, bavul bavul avrolar bu paralar nereden geliyor nereye gidiyor meclis üyelikleri neyle satın alınıyor, hangi şirketler bunları paylaşıyor, bir yerde ilkeli bir ittifaktan söz edilebilir mi?" ifadelerini kullandı. Başkan Erdoğan Diyarbakırlılara "Gelin yeni dönemin kapılarını birlikte ara

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamaları şu şekilde:

"Tek sermayesi sizlerin oyları olan DEM benim Kürt kardeşlerimin iradesini işporta pazarına çıkarmıştır. Dikkat ederseniz bu pazarlıkta siyasi kazanım hesabı yok. Eser ve hizmet derdi zaten yok. Seçmenin fikrini, zikrini ne düşündüğünü merak eden kimse de yok. Sadece birilerinin ihtirasları uğruna yapılan kirli pazarlıklar var. Öyle ki, bizim yaptığımız reformları bilip, ortalığı ayağa kaldıranlar CHP'li yöneticilerin buram buram faşizm kokan ayrımcılık ve ırkçılık kokan açıklamaları karşısında süt dökmüş kedi misali seslerini çıkarmıyorlar. Bırakın ayrımcılığa itiraz etmeyi kendi seçmenlerinin çiğnenen haysiyetini savunacak iki cümleyi kuramıyorlar. Kürt kardeşlerim böyle bir istiskali, böyle bir aşağılanmayı, böyle bir hakareti bu şekilde yok sayılmayı asla hak etmiyor.

TÜRKİYE ZÜBÜK SİYASETİNİN ACILARINI ÇOK ÇEKTİ

Türkiye geçmişte omurgasızlığın, istismarın, riyakarlığın sembolü zübük siyasetin acılarını çok çekti. Sizi güya ağaların, şıkların, dere beylerin, devletin zulmünden kurtarma vaadiyle demokratik siyaset palavralarıyla oylarınıza ipotek koydular. Şimdi bu ipoteği tahsile koyarak aslında tek parti faşisti CHP'den ve onun hastalıklı uzantılarından bir farkları olmadığını gösterdiler. Lütfen şu soruma bütün Kürt kardeşlerim ellerini vicdanlarına koyarak cevap versin. Diyarbakır huzuru da, özgürlüğü de, yatırımı da, hizmeti de, refahı da AK Parti döneminde görmedi mi? Onlar sizin iradenizle seçtiğiniz belediye başkanlarını dağdan getirdikleri teröristlere mahzenlerde tokatlatılırken biz altyapısı ve üst yapısıyla Diyarbakır'ı bölgesinin yıldızı haline getirmek için uğraşmadık mı? Onlar çukur eylemleriyle bu şehrin sembolü olan Sur'u mahvederken, biz kimsenin burnunu kanatmadan meseleyi bitirmenin ve ardından da bölgeyi yeni baştan inşa etmenin mücadelesini vermedik mi? Onlar Diyarbakır Cezaevi'nin edebiyatını yaparken biz burayı şehrimize yakışır bir müzeye ve kültür merkezine dönüştürmedik mi?

Onlar her evden bir cenaze çıkartarak kan siyaseti yaparken, biz evlatlarımızı yaşatmak, eğitimiyle, sağlığıyla, istihdamıyla hayata bağlamak için çırpınmadık mı? Onlar esnafımızı, işçimizi, emeklimizi haraca bağlayıp dağa çıkarmak için çocuklarına el koyarken biz açtığımız üniversitelerle onlara daha iyi bir gelecek hazırlamak için çalışmadık mı? Onlar yolların altına mayın döşeyerek masum insanları öldürmek için tuzak kurarken biz açtığımız yollarla inşa ettiğimiz tesislerle şehirlerimizi kalkındıracak yatırımları hayata geçirmedik mi? Onlar ülke ve millet düşmanı ne kadar marjinal varsa hepsini Diyarbakır'a getirip propaganda peşinde koşarken Diyarbakır Anneleri'nin yavrularını bunlar dağa kaçırırken biz sadece sizlerin kalbinin kazanmanın yollarını aramadık mı? Onlar baskıyla, tehditle, şiddet kullanarak, can alarak, kan dökerek iradenizi haczederken biz hak ve özgürlükleri genişleten sessiz devrimlerle, eşi benzeri görülmemiş reformlarla demokrasiyi güçlendirmedik mi?"