İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya, tutuklu sanık Ahmed Süleyman İbni Muhammed getirildi. Bir ayağının protezli olduğu öğrenilen Muhammed, koltuk değnekleriyle yürüyerek sanık sandalyesine geçti.

Duruşma savcısı önceki celse sunduğu mütalaasını tekrar ettiğini ve tutukluluk halinin devamını talep etti. Mütalaaya karşı söz verilen sanık Muhammed, "Türkiye'yle ilgili problemim yok, herhangi bir zarar vermedim. Kararın çıkmasını istiyorum. Türkiye'ye yardımlarım olmuştur. Türkiye'de herhangi bir hatam olmuşsa kabul ediyorum ama herhangi bir hatam olmamıştır. Ayağımla alakalı cezaevi şartlarında hayatımı sürdüremiyorum. Tahliyemi isterim" dedi.

BERAATİNİ VE TAHLİYESİNİ TALEP ETTİ

9 çocuğu olduğunu söyleyen sanık Muhammed, "Bu halimle bile çalışıp onlara yardımcı olmaya çalışıyorum. 8 aydır tutukluyum, kimseden haber alamadım. 9 çocuk ne yiyor ne içiyor haberim yok. Ailem Afganistan'a gitmiş olabilir Taliban'a. Çocuklarımın hepsi küçük. Mağdur eden olur, bir şekilde uyuşturucuya karışabilir, kötü yola düşmüş olabilirler. Bir an önce aileme kavuşmak istiyorum. Tahliyemi, olmazsa adli kontrol hükümleriyle serbest bırakılmamı talep ederim" diye konuştu. Sanık Muhammed son sözünde ise "Burada kalmak, çalışmak istiyorum. Ben doktorum, hem kendime hem insanlara faydalı olmak istiyorum" dedi. Sanığın avukatı Zeynal Koca da örgüt yöneticiliği iddiasına ilişkin her türlü şüpheden uzak delil elde edilemediğini belirterek beraat ve tahliyesini talep etti.

ETKİN PİŞMANLIK KISMEN DİKKATE ALINARAK CEZA VERİLDİ

Mahkeme heyeti, sanık Ahmed Süleyman İbni Muhammed'i "Silahlı terör örgütü kurma ve yönetme" suçundan ifadelerinin etkin pişmanlık kapsamında kısmen kabul edildiğini vurgusunda bulunarak 8 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırdı. Sanığın tutukluluk halinin devamına karar veren heyet, "Resmi belgede sahtecilik" suçundan ise beraat karar verdi.

İDDİANAME

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosunca hazırlanan iddianamede, sanık Ahmed Süleyman İbni Muhammed'in 2014 yılında sahte pasaportla Türkiye üzerinden Suriye'ye geçerek DEAŞ'a katıldığı, Suriye ve Irak'ta çok DEAŞ içerisinde silahlı çatışmalara katıldığı, DEAŞ mensubu pek çok üst düzey emir ile 2017'de Suriye'de ortak hareket ettiği belirtiliyordu. Sanık Muhammed'in Irak ve Suriye'nin çeşitli bölgelerinde askeri emir olarak bir çok pozisyonda görev aldığı, 60 kişilik örgüt militanlarından sorumlu komutan olduğu, sanığın elinde kılıç yanında 8-10 kadar silahlı DEAŞ mensubu ile yine elinde pompalı tüfekle çatışma yaparken birden fazla fotoğrafının olduğu, DEAŞ terör örgütüne ait flama altına konuşma yapan DEAŞ mensubu kişilere ait görüntü ve fotoğrafların olduğu kaydediliyordu. İddianamede, sanığın söz konusu kılıçlı fotoğrafı da yer aldı. İddianamede, Suriye'de silah eğitimi aldığı ve verdiği, daha sonra sorumlu düzeyde faaliyet gösterdiği, Suriye'de DEAŞ saflarında girdiği çatışmalarda sağ gözünü ve sağ bacağını kaybettiği ve protez kullandığı, DEAŞ'ın sözde karar organı Lecne içerisindeki üst düzey emirle Suriye'deyken ortak hareket ettiği de anlatılıyordu. DEAŞ'ın yayınladığı şiddet içerikli propaganda videolarında görüntülerinin yer aldığı, DEAŞ'ın eski lideri Ebubekir El Bağdadi'nin 2017'de Deyirzor ve Hama arasındaki güvenli bir yerden Hama'ya intikalinde rol aldığı, dijital materyallerinde çok sayıda infaz görüntülerinin yer aldığı, canlı bomba yeleğinin bulunduğu fotoğrafının olduğu da iddianamede belirtiliyordu.  Sanığın "Silahlı terör örgütü kurma ve yönetme" ve "Resmi belgede sahtecilik" suçlarından toplam 17 yıldan 27 yıl 6 aya kadar hapsi isteniyordu. 

28 NİSAN'DA OPERASYONLA YAKALANDI

Şüpheli Ahmed Süleyman İbni Muhammed, DEAŞ'a yönelik MİT ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından 28 Nisan'da Ataşehir'de kaldığı eve yapılan operasyonla yakalandı. Emniyetteki işlemlerinin ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na sevk edilen şüpheli, 2 Mayıs'ta tutuklanarak cezaevine gönderildi.