Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dolmabahçe Sarayı'nda düzenlenen İslam Dünyası Anayasa Yargısı Konferansı Açılış Kongresi'nde konuştu

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yunanistan'ın Ege ve Akdeniz'deki provokasyonları ile ilgili olarak, "Yunanistan'ın şımarıklığına batı ülkeleri kayda değer bir tepki göstermiyor. Vahşet boyutuna varan tavra batı sesini çıkarmıyor." ifadelerini kullandı.

Erdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları;

Konferansta hukukun üstünlüğü, insan haklarına saygı gibi başlıklarda verimli tartışmaların yapılacağına inanıyorum.

Yüksek yargı mercileri arasında bilgi paylaşımı olacak.

Bizim devlet geleneğimizin esasını "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın" düsturu oluşturur.

Devletin görevi hepsi eşit haklara sahip vatandaşlarına güvenlikten temel ihtiyaçların karşılanmasına her alanda birinci sınıf hizmet vermektir.

Devletin de devletin tüm kurumlarının da asli varlık sebebi insandır.

Kamu eliyle vatandaşa sunulan hizmetin kalitesini belirleyen kıstas, devletin vizyonudur.

Erkler arasındaki çekişmenin zararını toplum görmektedir

Türkiye yakın zamanda yargıdaki krizlerin acısını çekti.

Vesayet ya da darbe olarak karşımıza çıkan sıkıntıları aşarken kaybettiğimiz vakit, bizi demokratik ve ekonomik hedeflerimizin uzağında bırakmıştır.

Devlet ancak adalet üzerinde yükselir, gelişir, güçlenir, büyür. Adalet dağıtmayan devlet yıkılıp gitmeye mahkumdur.

Adalet sadece mülkün temeli değildir. Aynı zamanda devlet mimarisini bir arada tutuna kilit taşıdır.

Hukukun üstünlüğü hususunda oluşacak en küçük ihlal, yasama ve yürütmeye olan güveni zedeleyecektir.

Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçerek tarihimizde ilk kez güçler ayrılığı ilkesini ülkemizde tesis ettik.

Yargının bağımsızlığıyla birlikte tarafsızlığını da anayasal güvenceye alarak hukuk sistemimizin önemli bir eksiğini gidermiş olduk.

Önümüzdeki yıl yasama ve yargıyı güçlendirecek yeni reformları ülkemize kazandırmak istiyoruz.

Hak ve özgürlükleri ilgilendiren her meselede tavrımızı insan öncelikli olarak belirliyoruz. Önümüzü açan, bizlere ufuk kazandıran ve hizmet standardını yükselten her eleştiriye ve fikre kulak veriyoruz.

Sömürgeci döneme ait bir hastalık olan oryantalizm uluslararası siyaset ve hukuk camiasında mevcudiyetini koruyor.

Eli kanlı terör örgütlerini desteklemekte beis görmeyenler bizim hukuk ve adalet sistemimize laf söylüyor.

Dünyanın birçok ülkesinde eli kanlı terör örgütlerini desteklemekte hiçbir beis görmeyenler bizlere insan hayatının kutsallığına dair nutuk çekiyor.

İslam dünyası hukuk ve adalet konusunda haksız eleştirilere maruz kalıyor.

İslam alemine ve müslümanlara yönelik oryantalist yaklaşımlar, atılan kritik adımlar çoğu zaman perdelenmektedir.

Suriyeli mazlumların feryatları Türkiye ve bir avuç kuruluş dışında kimsenin umurunda olmadı.

Şimdiye kadar 1 milyonu aşkın Suriyelinin hayatına mal olan bu kriz karşısında maalesef insanlık iyi bir imtihan veremedi. Ne Aylan bebeğin dramı ne de bombalar altında can veren çocukların acısı vicdanları harekete geçirmeye yetmedi.

Göçmenlere kapı duvar olan kurumlar, sıra PKK'lı ve FETÖ'cü teröristlere gelince hoşgörülü davranıyorlar.

Gönderdiğimiz dosyalara rağmen kapısını çalan olmadı

Kendi sömürgeci geçmişleriyle yüzleşme erdemini gösteremeyenler, ağızlarını her açtıklarında bize insan haklarından hukukun üstünlüğünden bahsediyor.

Söz konusu kendi güvenlikleri olunca taş üstüne taş, baş üstünde baş bırakmayanlar, bizim hukuk ve adalet sistemimize laf söylüyorlar.

Yunanistan'ın şımarıklığına batı ülkeleri kayda değer bir tepki göstermiyor. Vahşet boyutuna varan tavra batı sesini çıkarmıyor.

Uluslararası kuruluşların ve kimi batılı devletlerin söylemleriyle, eylemleri arasındaki uçurumun ceremesini ise mazlumlar, temel hak ve özgürlükleri hunharca gasp edilenler çekmektedir.

15 Temmuz gecesinde 250 vatandaşımızı şehit eden teröristler bugün birçok Avrupa ülkesinde özgürce geziyor.

-

Ayrıntılar geliyor..