Cumhurbaşkanı Erdoğan şu ifadeleri kullandı:

Diyarbakır'daki yüreği yanık anaların her birine şahsım, eşim, milletim adına teşekkür ediyorum.

Evlatlarını veya yakınlarını terör örgütünden kurtaran anneleri tebrik ediyorum. Hala bu mücadeleyi yürüten annelerimizin de bir an önce evlatlarına ve yakınlarına kavuşmalarını diliyorum.

Sizler terör örgütüne ve onun güdümündeki partiye Diyarbakır'dan çok önemli bir mesaj verdiniz.

Bu ülkenin cesur anneleri olarak onlara boyun eğmeyeceğinizi gösterdiniz.

Evlatlarınıza ve yakınlarınıza kavuşmak için verdiğiniz eşsiz mücadeleyi en başından beri takdirle takip ediyoruz.

'ALTIN HARFLERLE YAZILDI'

Mücadelenizin her aşamasında İçişleri Bakanımızla ve diğer arkadaşlarımızla birlikte yanınızda yer aldık.

Bundan tam 1000 gün önce Hatice Akar kardeşimizle başlayan mücadeleniz, eşine ender rastlanır bir evlat sevgisi ve azim destanı olarak tarihe altın harflerle yazıldı.

Terör örgütü artık evlatlarımıza kolayca kanca atamıyor. Örgütün güdümündeki parti de bu alçak plana pervasızca aracılık yapamıyor. Şahsım, ülkem ve milletim adına sizlere ne kadar teşekkür etsem azdır.

Suriye sınırlarımız boyunca adım adım kurmakta olduğumuz güvenli koridoru inşallah en kısa sürede tamamlayacağız.

Böylece çocuklarımızı kaldırıp dağa götüren mekanizmayı tamamen ortadan kaldırmış olacağız. Bu ülkenin siz Diyarbakır Anneleri'ne şükran borcu vardır.

İnşallah bu tablo nesiller boyu kulaktan kulağa aktarılarak geleceğimizi aydınlatan bir ışığa dönüşecektir.

Bir kez daha her birinize teşekkürlerimi sunuyor, rabbimden bir an önce evlatlarınıza ve yakınlarınıza kavuşmanızı diliyorum.

KARARLI DURUŞ 35 EVLADI AİLESİNE KAVUŞTURDU

Eylemle 35 aile, terörün pençesinden kurtardıkları evlatlarına kavuşmanın sevincini yaşadı. Anne ve babalarının "geri dön" çağrısına kayıtsız kalmayıp örgütten kaçarak güvenlik güçlerine teslim olan çocukları gören diğer aileler, eylemlerinde daha kararlı hale geldi. Annelerin kararlı duruşu, HDP'ye kepenk kapattırdı. Ailelerin haykırışlarını duymak istemeyen HDP'liler, çareyi bir süre kepenklerini kapatmakta buldu. Ailelerin kararlı duruşundan sonra HDP, il binasında yaptığı faaliyetlerini ilçe binalarına taşıdı. İddialara göre, bu süreçte terör örgütü PKK yandaşları, ailelere tehditlerde bulundu, onları yıldırmaya çalıştı. Teslim olan gençler, ifadelerinde yaşadıkları her şeyin zorla yaptırıldığını öne sürdü.

Ailelerin duruşu, Türkiye’ye ile sınırlı kalmadı. Almanya’ya kadar ulaştı. Berlin'de yaşayan ve terör örgütü PKK yandaşlarınca kaçırılan Nilüfer T'nin annesi Maide T, 12 Kasım 2019'dan beri haber alamadığı kızını bulmak için 29 Şubat 2020'de terör örgütüne müzahir bir derneğin önünde oturma eylemi başlattı. Maide T, daha sonra eylemini Başbakanlık binası önünde sürdürdü. Ailelerin gür sesi, İzmir, Van, Hakkari, Şırnak ve Muş'ta karşılık bularak buralarda eylem başlatıldı. Bu haykırışlara Sivil Toplum Kuruluşları, dernekler ve insanlar duyarsız kalmayarak ailelere destek ziyaretlerinde bulundu. Destek ziyaretleri, bunlarla sınırlı kalmadı. Yerli ve yabancı diplomat ve bürokratlardan sanatçı, spor camiasına kadar buldu.

Türkiye’de ve Diyarbakır’da temaslarda bulunan Avrupa Parlamentosu üyesi Tomas Zdechovsky 7 Kasım 2019'da, Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi Denetim Komisyonu Türkiye eş raportörleri Jakob Wienen ve Yoomi Renström 3 Ekim 2019'da, Ukrayna'nın Ankara Büyükelçisi Andrii Sybiha, İngiltere'nin Ankara Büyükelçisi Dominick John Chilcott ve Hindistan'ın Ankara Büyükelçisi Sanjay Bhattacharyya'nın da yer aldığı 9 ülkenin büyükelçisinin bulunduğu heyet 8 Aralık 2019'da ziyaret etti. Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda, İsviçre ve Avusturya'dan gelen gurbetçiler de annelerle görüştü.

'HER KATILAN YENİ BİR AİLE, KANDİLE YENİ BİR BOMBA DEMEKTİR'

Evlat nöbetinde kararlılık gösteren Ayşegül Biçer, evladı Mustafa Biçer’in terör örgütü PKK'dan kaçmasıyla zafere ulaştı. Anne Biçer, “Kararlı duruşumla öncelikle büyük bir zafere ulaştım. Ciğerparem evladımı kurtardım. Çünkü doğru adreste oturdum ve evladımı kaybettiğim yerde aradım. Sesimi basın mensupları sayesinde evladıma ulaştırdım. Allah, basın mensuplarından da razı olsun. Evet, Ayşegül Biçer kazandı. Ama bu zafer, Türkiye Cumhuriyeti’nin zaferidir. Cumhurbaşkanımızın, İçişleri Bakanı’mızın, kolluk kuvvetlerimizin mücadelesiyle bu zafere ulaştım. 1000 gündür bu aileler orada oturuyor, büyük zaferlere ulaşıyor. Her katılan yeni bir aile, kandile yeni bir bomba demektir. Her koparılan bir çocuk, PKK’da büyük bir çöküş demektir. Anneler işte bunu yapıyor. Allah’ın izniyle anneler, bu kararlı duruşuyla PKK’yı tarihin en karanlık sayfalarına bir daha açılmamak üzere kapatacaktır. 40 yıldır bu mücadele ile en büyük darbeyi “Diyarbakır Anneleri” terör örgütü PKK’ya vurmuştur” dedi.

'ÇOCUĞUMU ONLARDAN SÖKE SÖKE ALIP TÜRK ASKERİ YAPACAĞIM DEMİŞTİM'

9 ay önce evladına kavuştuğunu anımsatan anne Biçer, “6 ay askerde, 3 ayını benimle geçirdi. Teskeresini alıp evine geri döndü. Elhamdülillah, çok şükür, ilk günden beri dediğim gibi, çocuğumu onlardan söke söke alıp Türk askeri yapacağım demiştim. Hayalimi gerçekleştirdim. Evet, sırada bir hayalim daha var. Çocuğumu evlendirip torun, torba sahibi olmak. Allah’ın izniyle buna da inanıyorum ve yapacağım” diye konuştu.

Hakkari'nin Şemdinli ilçesinden gelip evlat nöbetine devam eden anne Necibe Çiftçi, oğlu Rojhat Çiftçi'nin 5 yıl önce terör örgütü PKK tarafından dağa kaçırıldığını ve büyük oğlu 4 çocuk babası Sami Çiftçi'nin de örgüte destek vermediği gerekçesiyle kaçırılarak şehit edildiğini söyledi. Anne Çiftçi, “Bugün, bizim 1000 günümüzdür. 1000 gün, 1000 gün üstünde geçse de biz evlatlarımızı onlardan almadan buradan gitmeyeceğiz. Diyarbakır anne ve babaları HDP ve PKK’nın belini kıracak” şeklinde konuştu.