Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:

Savunma sanayiinde bağımsız olamayan milletlerin geleceğe güvenle bakabilmelerinin mümkün olmadığını çevremizde olan hadiseler bize bir kez daha gösterdi. Türkiye bölgesinde oyun kuran ve kurulan oyunları bozan bir ülke haline geldi.

Türkiye gizli-açık tüm ambargolara rağmen her alanda milli çıkarlarının gerektirdiği tüm hamleleri yapabilmesini savunma sanayiindeki ilerlemeye borçludur. Türkiye çok geniş bir yelpazede ihtiyacımız olan sistemleri yerli ve milli olarak üretiyor geliştiriyor ve kullanıyoruz. Savunma ve havacılık ihracatımızın bu yıl sonunda 4 milyar doları aşmasını bekliyoruz.

Ülkemizi geleceğin harp ortamına hazırlıyoruz. Derin öğrenme ve yapay zeka entegrasyonu gerektiren karmaşık sistemlere yönelik çalışmalarımız hızla devam ediyor.

Bir yandan da gözümüz uzayda. Uzay alanında da gerek fırlatma sistemleri gerekse uydu sistemleri geliştirme çalışmalarımız sürüyor. Ülkemizin gerektiği gibi korunabilmezi ancak mavi vatanın en iyi şekilde savunulmasıyla mümkündür. Donanmamızı daha güçlü kılacak bir çok projeyi hayata geçirdik.

Envanterimizde bulunan birçok deniz aracını günümüz şartlarına uygun şekilde modernize ediliyor. Modernize edilen deniz araçlarımızın sistemleri yerli ve milli ürünlerle donatılıyor.

25 ÜLKEYE 180 ADET DENİZ PLATFORMU İHRAÇ ETTİK

Ülkemiz halihazırda dünyada bir savaş gemisini milli olarak tasarlayan, inşa edebilen 10 ülke arasında yer alıyor. Ülkemiz tersanelerinde kendi ihtiyaçlarımız yanında dünyanın dört bir yanı için de gemiler ve botlar yapılıyor. Şu ana kadar 25 ülkeye 180 adet deniz platformu ihraç ettik. Şimdi, bir adım daha ileri giderek yüksek teknoloji gerektiren sistemlere odaklanıyoruz.

İnşası süren İstanbul ve ihalesine çıktığımız 3 adet fırkateynimiz de yerli ve milli dikey atış sistemi ve hava savunma sistemleri olacak. Önümüzdeki 2 yılda donanmamızı daha da güçlendiriyoruz.

Hedefimiz savunma sanayiinde tam bağımsız bir Türkiye'dir. Dünyada pek az istihbarat teşkilatının sahip olduğu bu gemi sayesinde denizlerde de gücümüzün artacağına inanıyorum. Teşkilatımızın bir sonraki hedefi uydu sistemleri ile uzayda yerini alarak bu unsurları en etkin şekilde kullanmak olacaktır. Bugüne kadar olduğu gibi önümüzdeki dönemde de teşkilatımızı her alanda destekleyerek büyük ve güçlü Türkiye'nin inşasında mücadelemize daha fazla katkı vermesini sağlayacağız.

10 TONLUK BİR HELİKOPTER İNİŞ YAPABİLECEK

Kendi savaş gemilerini yapabilen az sayıdaki ülkeden biri haline gelen Türkiye, deniz gücünü artırma yönündeki çabalarını sürdürüyor. Bu kapsamda, Türk savunma sanayisinin son dönemde inşa ettiği bir deniz platformu daha güvenlik güçlerinin hizmetine giriyor.

Test ve Eğitim Gemisi Ufuk için inşa edildiği İstanbul Denizcilik Tersanesi'nde bugün tören düzenlenecek. Törene Cumhurbaşkanı Erdoğan da katılacak. MİLGEM Projesi'nde ilk 4 gemiden sonra kritik bir halkayı oluşturan, aynı tekne formu üzerine inşa edilen gemi, yine Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın katıldığı törenle 9 Şubat 2019'da denize indirilmişti. 99,5 metre boyu, 14,4 metre azami genişliği, 2 bin 400 ton deplasmanı ve 3,6 metre su çekimiyle filoya katılacak Ufuk Korveti'ne 10 tonluk bir helikopter iniş yapabilecek.

TÜRKİYE'NİN İLK MİLLİ İSTİHBARAT GEMİSİ

STM ana yükleniciliğinde inşa edilen Ufuk Korveti'nin komuta kontrol, elektronik sistemler ve test eğitim sistem donanımları ASELSAN tarafından sağlandı. Korvet, milli imkan ve kabiliyetlerle üretilen Türkiye'nin ilk istihbarat gemisi olma özelliğini taşıyor.

Böylece dünyada pek az ülkenin sahip olduğu bir teknoloji Ufuk Korveti ile artık Türkiye'nin de kullanımına sunulmuş oldu. Ufuk Korveti, ağır iklim ve deniz şartlarında, uluslararası sular dahil 45 gün kesintisiz seyir yaparak milli güvenliğe yönelik tehditleri anında tespit edebilecek.

Önleyici istihbaratın, özellikle sinyal istihbaratının önem kazandığı bugünün dünyasında Ufuk Korveti, çok büyük bir boşluğu dolduracak. Korvet, Türkiye'nin denizlerde gören gözü, duyan kulağı olacak.