Cem Vakfı'nın Yerel Yönetimler'den sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Esma Ersin, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Alevi Bektaşi topluluğuna yönelik açıkladığı kararları desteklediği için görevinden alındı.

CNN Türk'te yayınlanan CNN Türk Masası programında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Alevi Bektaşi topluluğuna yönelik açıkladığı kararları destekleyen Cem Vakfı'nın Yerel Yönetimler'den sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Esma Ersin, kuruluş tarafından görevden alındığını açıkladı.

Alevilerin en büyük sivil toplum kuruluşu (STK) olan Cem Vakfı'nın  Yerel Yönetimler'den sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Esma Ersin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Alevi Bektaşi topluluğuna yönelik açıkladığı kararları desteklediği için görevinden alındığını duyurdu.

AK Parti İstanbul İl Teşkilatı'nda çeşitli kademelerde görev yapan Ersin, AK Parti'den milletvekili adayı da olmuştu. Ersin, "Düşüncelerimi bir televizyon programında dile getirdiğim için mensubu olduğum Cem Vakfı tarafından beklenmedik bir tepkiyle karşılaşmış bulunuyorum. Tarafıma yapılan bilgilendirme yazısında, vakıf bünyesinde yürüttüğüm görevlerimden alındığımı üzülerek öğrendim" diyor.

Ersin'in basın açıklaması şöyle:

"Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, 7 Ekim 2022 tarihinde yaptığı açıklamalarda Alevi Bektaşi topluluğunu doğrudan ilgilendiren önemli kararların alındığını duyurmuştur.

Açıklanan kararlar neticesinde;

Cemevlerinin tüm hizmetleri (aydınlatma, su, bakım onarım ve imar planlarındaki sorunlar) Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde kurulacak olan Alevi Bektaşi Genel Müdürlüğü tarafından yürütülecektir. 

Cemevlerindeki inanç önderlerine istemeleri halinde kadro verilecektir.

Reform niteliğindeki bu adımları yeterli, yetersiz veya eksik olarak yorumlamakta her birey özgürdür. Ama somut olan bir şey vardır ki Alevi Bektaşi topluluğu, Cumhuriyet tarihi boyunca edinemediği birçok hakka, atılan bu yeni adımlar vesilesiyle sahip olmuştur. 

Ayrıca, milli egemenliğimizin temel yapı taşlarından biri olan Alevi Bektaşi topluluğunun inanç önderleri, bu adımlar sayesinde resmi muhatap kabul edilmiştir. 

Şunun iyi bilinmesini isterim ki talep edilen hiçbir hak, kazanılmış hakları gölgede bırakmamalıdır. 

Bu bakış açısıyla Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından açıklanan kararların, inanç özgürlüğü bağlamında önemli yaraları kapattığına ve türlü provokasyonların önüne geçtiğine inanıyorum. Bu düşüncelerimi bir televizyon programında dile getirdiğim için mensubu olduğum Cem Vakfı tarafından beklenmedik bir tepkiyle karşılaşmış bulunuyorum.

Tarafıma yapılan bilgilendirme yazısında, vakıf bünyesinde yürüttüğüm görevlerimden alındığımı üzülerek öğrendim.

Hakkımda Anayasa ve AİHM hükümleri referans gösterilerek alınan kararda, vakfın ‘siyaset üstü’ politikalar yürüttüğü vurgulanmış, ve şahsım bu politikaya aykırı beyanda bulunmakla itham edilmiştir.

Hakkımda bu kararı veren yetkili mercilerin takındıkları anti demokratik tavır, görevden alınmama gerekçe olarak gösterdikleri ‘siyaset üstü’ tanımını ne kadar içselleştirememiş olduklarının en bariz göstergesidir. 

Bu çerçevede sormak isterim;

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı olan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Alevi Bektaşi toplumuna geniş haklar veren reformları açıklamasından ötürü duyduğum memnuniyeti dile getirmemin, demokrasi, düşünce ve inanç özgürlüğüne atıfta bulunan kişilerce rahatsız edici bulunması tutarsızlık değilse nedir?

Hangi kanun, hangi anayasa maddesi, hangi mahkeme, hangi uluslararası sözleşme bir insanın yalnızca fikirlerini beyan ettiği için görevden alınmasına dayanak gösterilebilir?

Son olarak;

Hakkımda verilen kararın gerekçesinde, AİHM Büyük Dairesi’nin kararlarını benimsemediğimden bahsedilmiştir.

Açıkça ifade etmek isterim ki;

Tüm etnik unsur ve inanç gruplarıyla birlik ve beraberlik içerisinde yaşamayı şiar edinmiş bir medeniyetin mensubu olarak, benimseme ihtiyacı duyduğum öncelikli yer, anti demokratik kararlara kalkan olarak kullanılan herhangi bir uluslararası merci değil bizatihi aziz Türk Milleti’nin şaşmaz vicdanıdır.

Alevi Bektaşi topluluğunun edindiği haklardan ötürü duyduğum memnuniyeti dile getirmem sebebiyle hakkımda alınan bu kararı da aziz Türk Milleti’nin vicdanına havale ediyorum.