Doğu Akdeniz açıklamasında bulunan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, bölgedeki bütün zenginliklerin, herkesçe ve hakça paylaşılmasına değindi.

Çavuşoğlu, bölgenin bir refah, istikrar ve barış bölgesi olmasına zemin hazırlamak için Türkiye'nin çağrıda bulunduğunu dile getirerek, "Eğer bölgede bir zenginlik varsa paylaşalım. Problemleri diplomasi ve siyasi yollarla çözelim." ifadelerini kullandı.

TÜRKİYE'NİN ÇAĞRILARINA RAĞMEN ÇALIŞMALAR TEK TARAFLI

Türkiye'nin tüm çağrılarına rağmen çalışmaların tek taraflı olarak sürdüğüne dikkat çeken Çavuşoğlu, 2011 yılından önce KKTC ile bir anlaşma imzalandığını, ardından kendi faaliyetlerimizi devam ettirdiğimizi belirterek, "KKTC'nin bizlere ruhsat verdiği bölgelerde ve yine 2018 yılında kendi gemilerimizle birlikte sondaj faaliyetlerine başlayınca kıyametler koptu. 'Türkiye bir gün gemilerini bölgeye getirdi, sorunlar baş gösterdi' gibi bir hava estirdiler. Ama bu öyle değil. Bu sorunun sebebi Yunanistan'ın maksimalist yaklaşımlarıdır." ifadelerini kullandı.

BU ULUSLARASI HUKUKTA YER ALMAYAN BİR TALEP

Çavuşoğlu sözlerine şöyle devam etti:

Yunanistan, bizim burunumuzun dibindeki Kaş'ın karşısındaki Meis Adasına'na 2 km uzakta olan 10 kilometrekarelik bir adacık içinde 40 bin kilometrekarelik kıta sahanlığı talebinde bulunuyor. Böyle bir şey hangi uluslararası hukukta yer alıyor? Bunu söylediğimiz zaman da, 'Başlayalım sonra orta bir noktada anlaşma yaparız' diye yanıt veriyor.

Bizi Antalya Körfezi'ne hapsetmeye çalışmanın faydası yok

O tarz maksimalist adımlarla ilerleyip nerede buluşacaksınız? Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da söylediği gibi Türkiye'yi Antalya Körfezi'ne hapsetmeye çalışan çalışmalar veya haritaların faydası yok. Bu süreçte her şeye rağmen kendi hakkımızı ve KKTC'nin haklarını koruyoruz. Diyoruz ki gelin de bu sorunu birlikte çözelim, eğer ortada bir zenginlik varsa bunu paylaşalım. Problemleri siyasi yöntemlerle ve diplomasiyle çözelim.