Ziyarette, Çalışma Meclisi'nin en kapsamlı ve kritik öneme sahip sosyal diyalog mekanizmalarından biri olduğunu vurgulayan Işıkhan, şunları paylaştı:

'Bu meclis, ülkemizde 1947 yılından beri, çalışma hayatını ilgilendiren temel konulara ilişkin sorunları gündeme getirmekte ve hazırlanan politikaları tüm tarafların katkılarıyla hayata geçirmektedir. En son toplanan 12. Çalışma Meclisi, 2019 yılında, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın teşrifleriyle gerçekleştirilmişti. 5 yıllık bir aradan sonra Meclisi yeniden topluyoruz. 13. Çalışma Meclisi'ni de yine Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın teşrifleriyle 29-30 Nisan 2024 tarihlerinde Ankara'da gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Bu dönemki toplantımızın gündemini; 'Türkiye Yüzyılında Çalışma Hayatı: Emeğin, Sendikal Örgütlenmenin ve İstihdamın Geleceği' olarak belirlemiş bulunuyoruz.'

Işıkhan, 3 gün sürecek program boyunca ilgili bakanlıkların, kamu kurum ve kuruluşlarının, işçi, işveren ve kamu görevlileri sendikaları ve konfederasyonlarının, akademisyenlerin, iş dünyasının, uluslararası kuruluşlar ve sivil toplum örgütlerinin temsilcilerinin katılımıyla çeşitli panellerin düzenleneceğini söyledi.

Çalışma Meclisi'nde, Türkiye Yüzyılı'nın çalışma hayatını ilgilendiren emeğin, sendikal örgütlenmenin ve istihdamın asırlık altyapısını inşa edecek, yeni perspektifler sunan ve yapısal sorunlara kalıcı çözümler üreten ortak bir vizyon ortaya çıkarmayı hedeflediklerini dile getiren Işıkhan, şunları kaydetti:

'Hiç kuşkusuz bu vizyonun belirlenmesindeki en büyük motivasyon kaynağımız bugüne kadar gerçekleştirdiğimiz kararlı atılımlardır. Cumhuriyetimizin 100 yıllık birikiminin verdiği güçle birlikte, 2024'te kendimize yeni hedefler belirledik. Elbette hedeflerimiz büyüdükçe karşımıza çıkan engeller de aynı nispette büyüdü ve çeşitlendi. Ancak temelleri sağlam ekonomik ve sosyal altyapımız; her türlü engeli azim ve kararlılıkla, daha çok üreterek, daha çok çalışarak aşmamızı sağladı. Tüm bu badirelere, küresel salgınlara, savaşlara ve tüm finansal krizlere rağmen istikrarla büyüyen ekonomimiz, dünyada her geçen gün artan gücümüz, her geçen gün daha da güçlenen jeopolitik ve jeostratejik konumumuz, bize gerek ulusal gerekse uluslararası ölçekte büyük sorumluluklar yüklemeye devam ediyor.'

Mimarı Cumhurbaşkanı Erdoğan olan, Türkiye için önlerindeki yüzyılın yol haritası niteliği taşıyan Türkiye Yüzyılı vizyon ve hedefinin, bu sorumluluğun zorunlu bir sonucu olduğunu belirten Işıkhan, 'Gerek ekonomik gerekse sosyal politikalarımızı küresel perspektifle şekillendiren bu sorumluluk, devlet ve millet olarak bizim, her bakımdan güçlü olmamızı gerekli kılmaktadır. Biz de bu gücü çalışan ve üreten insanlarımızla büyüteceğimize inanıyoruz.' dedi.

Işıkhan, işçisiyle, işvereni, yatırımcısı, emekçisi, emeklisi ve memuruyla 85 milyon vatandaşın refahının, aynı zamanda Türkiye'nin refahı ve gücü demek olduğunu vurguladı.

Çalışma Meclisi gibi çözüm odaklı platformların, kalıcı refahın temini için çalışma hayatının hem yapısal hem de fonksiyonel sorunlarının çözüme kavuşturulabilmesi açısından büyük önem taşıdığına dikkati çeken Işıkhan, 'Bunun yanı sıra, son yıllarda hem Türkiye'de hem de dünyada yaşadığımız doğal afetler, salgınlar silsilesiyle derinden sarsılan finansal sistemin en çok etkilediği alanların başında çalışma hayatı gelmektedir.' değerlendirmesinde bulundu.

'Çalışma Meclisi'nde, pandeminin ve asrın felaketi olarak adlandırdığımız depremlerin, istihdam ve üretim noktasında sebep olduğu olumsuz etkileri en aza indirmek adına hayata geçirdiğimiz özel politikaları yeniden ele alacak, daha uzun vadeli çözümler üreteceğiz' diyen Işıkhan, bu ve daha pek çok konunun kapsamlı olarak ele alınacağı 13. Çalışma Meclisi'nin şimdiden hayırlara vesile olmasını diledi.

Bakan Işıkhan, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nün yıl dönümünün yaklaştığını anımsatarak, Cumhuriyet'in ikinci yüzyılını ve Türkiye Yüzyılı'nı başlatan milat olması sebebiyle bu yıl 1 Mayıs'ın, önceki yıllardan çok daha anlamlı ve çok daha farklı bir atmosferde kutlanacağını dile getirdi.

Hafta boyunca düzenleyecekleri çeşitli programlarla çalışan, üreten, alın teri döken tüm kesimlerle birlikte emek dünyasının bu özel gününü kutlayacaklarını aktaran Işıkhan, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Emek, bizim hem maddi hem de manevi dünyamızda müstesna bir yere sahip kutsal bir kavramdır. Bu hassasiyetle işçimizin, emekçimizin hakkının korunması, her zaman öncelikli meselemiz olmuştur. Sendikalaşma hakkından sosyal güvenliğe kadar her alanda öncelikle çalışanlarımızın menfaatlerini gözettik. Emeğin ve alın terinin müdafaasının da en az kendisi kadar önemli olduğunu bilerek; sendikal faaliyetlerin en büyük destekçisi yine biz olduk ve olmaya da devam edeceğiz.