11 Şubat Bilimde Kadınlar ve Kız Çocukları Uluslararası Günü, Birleşmiş Milletler Kararı ile 2015’ten bu yana kız çocuklarının ve kadınların STEM (Fen, teknoloji, mühendislik ve matematik) alanında eğitim ve araştırma faaliyetlerine katılımını teşvik etmek amacıyla kutlanıyor. Bu özel gün vesilesiyle kız çocuklarının bilim ve teknoloji alanındaki varlıklarının sürdürülebilirlik açısından önemine değinen İTÜ Geliştirme Vakfı Okulları Kurucusu ve Kurucu Temsilcisi Prof. Dr. Gülsün Sağlamer ailelerle ve eğitimcilerle görüşlerini paylaştı.

Prof. Dr. Sağlamer; dünyada 8 milyarın üzerinde insan yaşadığına ama dünyanın kaynaklarının sınırlı olduğuna ve sürekli tüketildiğine dikkat çekti. Sağlamer’e göre yenilenemeyen bu kaynaklar ile artan nüfus arasındaki çelişkiden kaynaklanan hassas yaşam döngüsünü korunabilmesi için bilim insanlarına büyük bir rol düşüyor. Bu konuda kadın ve erkek bilim insanlarının birlikte katkı yapmaları çok önemli. Oysa ki kız çocukları kariyer tercihi aşamasında bu sorunlara çözüm sunacak teknoloji ve bilim alanlarından uzaklaşıyorlar. Dünyada Çin ve Hindistan bu konuda kız ve erkek çocuklarına birlikte yatırım yaparken, Avrupa ve Amerika’daki kız öğrenciler daha çok sosyal bilimler dallarını tercih ediyor.”

İTÜ Geliştirme Vakfı Okulları’nda kariyer tercihinin şekillendiği yaşlar olan 13-17 arasında pek çok proje ile kız öğrencilerin bilim insanları olma yönünde desteklendiklerini aktaran Sağlamer; ailelerin kız çocuklarını yönlendirmede çok önemli rol oynadığını vurguladı. “Kız çocuklarının başarılı bilim insanları olmaları için ailelere büyük görev düşüyor. Aileler kız öğrencilerin yeni bilgiler üretmeleri için fırsatlar yaratmalı, onları grup çalışması yapmaları için desteklemeli, meraklarının peşinden giderek farklı alanlarda bilgi edinmelerini sağlamalıdır. Bu yolla yaratıcı güçleri beslenen kız çocukları dünyanın geleceğini şekillendiren etkili liderler olacaktır”