Şarbon korkutucu üne sahip olan bir hastalık. İnsanlarda ciddi akciğer enfeksiyonlarına neden oluyor. Ayrıca hayvanlarda ve insanlarda nadiren ağrılı derin cilt lezyonlara sebep oluyor. Hatta şarbon bakterisi biyolojik terör silahı olarak da kullanılıyor. Spesifik şarbon toksini ağrıyı algılayan nöronlardaki sinyalleri değiştiriyor. Üstelik merkezi ve periferik sinir sisteminin nöronlarına hedeflenen bir şekilde iletildiğinde, sıkıntı içindeki hayvanlara rahatlama sağlayabiliyor.

HARVARD TIP OKULU ÇALIŞMAYI YÜRÜTÜYOR

Harvard Tıp Okulu'ndaki araştırmacıların ve diğer kurumlardan araştırmacılarla iş birliği içinde bir çalışma yürütülüyor. Ekip üyeleri şarbon toksininin parçalarını farklı moleküler yapılar ile birleştirdiler. Daha sonra ağrıyı algılayan nöronlara ilettiler. Bu teknik, ağrı reseptörleri üzerinde etkili olan, ancak opioidler gibi mevcut ağrı kesici ilaçların yaygın sistemik etkileri olmadan kullanabilecek bir yaklaşım olarak karşımıza çıkıyor.

BU TOKSİNLERİN AĞRI KESİCİLER GİBİ YAN ETKİLERİ BULUNMUYOR

Harvard Tıp Okulu Blavatnik Enstitüsü'nde immünoloji doçenti olan kıdemli araştırmacı Isaac Chiu, "Nöronlara birtakım maddeler vermek ve işlevlerini modüle etmek için bakteriyel bir toksin kullanmak, ağrıya aracılık eden nöronları kontrol etmenin yeni bir yolu.” diye ekliyor. Opioidler hala en etkili ağrı kesici ilaçlar. Ancak tehlikeli yan etkileri bulunmakta. En önemli yan etkisi, beynin bazı bölümlerini etki altına almaları. Bu da bireyleri son derece bağımlı yapıyor. Üstelik nefes almayı bastırma eğilimleri de bulunmakta. Bu durum da bireyler için ölümcül olabiliyor. Bağımlılık yaratmayan ancak ağrıyı susturmada etkili olan opioid olmayan ağrı terapileri geliştirmek için hala büyük bir klinik ihtiyaç mevcut. Bu çalışma deneysel de olsa en azından bu stratejinin, bakteriyel toksini kullanarak spesifik olarak ağrı nöronlarını hedefleyerek kontrol edilebileceğini gösteriyor.